1.1

9.4K 854 497
                                    

Bütün gece uyuyamadım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bütün gece uyuyamadım. Vante'nin küçük öpücüğünün benim için hiçbir anlam ifade etmemesi gerektiğinin farkındaydım ama elimde değildi. Zihnimde sadece o anlar dönüp duruyordu ve ben düşünmeyi bırakamıyordum. Ufak, duygu barındırmayan bir dokunuş neden bu kadar sarsmıştı beni? Bilmiyordum, Vante kafamı karıştırıyordu ve ben ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.

Koluma dokunan Jisoo ile daldığım düşüncelerimden sıyrıldığımda ona baktım. "Lisa, hoca dersten çıktı. Neden hala oturuyorsun?" Zoraki bir gülümsemeyi dudaklarıma yerleştirirken mırıldandım. "Ah, dalmışım."

İnanmayan bir ifadeyle bana bakarken, bakışlarını görmezden geldim ve eşyalarımı toparlayarak ayağa kalktım. "Bir şey mi oldu Lisa? Sabahtan beri bir garipsin."

Evet, oldu Jisoo. Asla olmaması gereken bir şey oldu. Kim Taehyung, beni öptü.

"Hiçbir şey olmadı Jisoo," dedim sınıfın kapısından çıkarken. "İyiyim ben." Bana inanmadığını belli ederek homurdanmaya devam etsede, görmezden geldim ve tepki vermedim.

Birlikte binadan çıktığımızda, Jisoo akşam bir yerlere gitmekle ilgili bir şeyler mırıldanıyordu ama onu dinleyemedim. Çünkü fakültenin bahçesindeki tanıdık arabayı görmem, dikkatimi tamamen dağıtmıştı. Adımlarım istemsizce oraya doğru gitmeye başladığında, arabanın kapısı açıldı ve Vante'nin bakışları benimkilerle kesiştiği an, gülümsedi. Kaşlarım havalanırken, şaşkınlığımı gizleyemeden ona baktım. Jisoo, anında koluma girerken korkuyla fısıldadı. "Tanrım, Vante değil mi o?"

Sorusuna cevap vermeden Vante'ye doğru ilerlemeye devam ettiğimde konuştum. "Burada ne işin var?" Bakışları kısa bir an yanımda gerginlikle dikilip bizi izleyen Jisoo'da gezindi ve sonra tekrar bana döndü. "Sadece seni okuldan almaya geldim." Sanki her gün yaptığı normal bir şeymiş gibi konuştuğunda, cevap vermek için dudaklarımı araladım ama sözü keserek Jisoo'ya yöneldi.

"Beni arkadaşınla tanıştırmayacak mısın?" Kaşlarımı çatarak ona bakmaya devam ettiğimde, sert bakışlarımı umursamadan gülümsemeye devam etti. "B-ben Jisoo." Kekeleyerek konuşan arkadaşıma acıyan bir ifadeyle bakarken, onun bu korkmuş haline içten içe gülmeden edemedim.

Vante elini uzattığında, Jisoo çekinerek karşılık verdi. "Ben de Taehyung, tanıştığımıza sevindim."

Gözlerimi devirirken alayla Vante'ye baktım. Onu tanımıyor olsaydım, gerçekten kibar(!) biri olduğunu düşünebilirdim. "Ne istiyorsun, Taehyung?" Sinir bozucu gülümsemesi dudaklarındaki yerini korurken omuz silkti. "Seninle konuşmam gereken önemli bir şey var." Sorarcasına Jisoo'ya baktığımda tedirgin bir ifadeyle başını salladı. "Sen git, ben Namjoon ile buluşacağım."

Sert bakışlarım tekrar Vante'yi bulduğunda konuştum. "Tamam, gidelim." Jisoo'ya veda edip arabaya doğru yürüyeceğim sırada Vante yine inanılamayacak bir kibarlıkla Jisoo'yu da bırakmayı teklif etti ama zavallı korkak arkadaşım, hızlı bir şekilde teşekkür edip yanımızdan uzaklaştı.

allure of darknessWhere stories live. Discover now