2.2

8.4K 753 251
                                    

Desperatis'e giderken, ilk defa bu kadar mutlu ve heyecanlıydım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Desperatis'e giderken, ilk defa bu kadar mutlu ve heyecanlıydım. Daha önce hiç böyle hissetmemiş, daha önce hiç kendimi bu kadar neşeli görmemiştim. Sadece kısa bir süre önce Taehyung ile geçireceğim bir saat, benim için işkence demekti ama şu an, bundan başka yapmak istediğim hiçbir şey yoktu. Onu görmek istiyordum, ona sarılmak ve onunla konuşmak. Aklımda ve kalbimde sadece o vardı.

Ama bir yandan da, endişeli ve tedirgindim. Arkadaşlarımdan, özellikle Rosé'den bunu sonsuza kadar gizleyemezdim. Ona anlatmak zorundaydım, Taehyung'ın aslında düşündüğü gibi biri olmadığını ona söylemeliydim ama nedense, bana inanacağını düşünmüyordum. Onun Vante ile ilgili olan görüşü netti ve bunu nasıl değiştirebilirdim, hiçbir fikrim yoktu.

Desperatis'in o dar, karanlık holünden geçerken ilk defa o yolu korkudan dolayı değil, sabırsızlık ve heyecandan dolayı koştum. Aptal bir aşığa dönüştüğümün farkındaydım ama onu görmeyeli sadece bir gün olmasına rağmen, sanki uzun zamandır görmemişim gibi özlemiştim.

Kapıyı tıklatıp cevap vermesine dahi izin vermeden hızlıca içeri girdiğimde, onu masasında bir şeyler okurken gördüm. Nasıl oldu, hatırlamıyorum bile ama sadece birkaç saniye içinde kendimi onun kucağında, kollarımı boynuna dolamış bir vaziyette buldum. Aralanmış dudakları ve şaşkınlıktan dolayı irileşmiş gözleriyle bana bakarken, yanağına küçük bir öpücük kondurdum.

"İyi misin Lalisa," dedi tedirgin bir sesle. "Garip davranıyorsun." Söyledikleri kıkırdamama sebep olduğunda, Taehyung'ın yanağına ufak birkaç buse daha bıraktım. "İyiyim," dedim onun afallamış haline gülmemek için dudaklarımı dişlerken. "Hem de çok iyiyim."

Duyduklarıyla yüzüne geniş bir gülümseme yerleşirken, sersemliğini üzerinden attı ve yanımda öylece duran ellerini belime yerleştirdi. Yakınlığımızdan dolayı Taehyung'ın kokusu burnuma dolduğunda, gözlerim kendiliğinden kapandı ve o güzel kokuyu derince içime çektim.

Taehyung ile ilk tanıştığımız, ondan nefret ettiğim zamanlarda bile parfümü beni mest etmişti. Farklı bir aroması vardı ve o koku her burnuma dolduğunda, huzurlu hissetmekten kendimi alıkoyamıyordum.

Kısa bir süre sadece dudaklarımızdan silinemeyen gülümsemeyle birbirimizi izledik. Belimdeki ellerinden birini çekerek yüzüme yerleştirdi ve usulca yanağımı okşadı. "Saat daha erken, senin okulda falan olman gerekmiyor muydu?"

Omuz silktim. "Gitmedim."

Taehyung alaylı bir ifade takınırken parmakları yanağımın üstünde dolaşmaya devam etti. "Demek okulu astın? Sen kötü bir kızsın, Lalisa Manoban."

Sahte bir sinirle gözlerimi devirirken kucağından kalktım ve ellerinden tutarak onunda ayağa kalkmasını sağladım. "Hadi," dedim onu kapıya doğru çekiştirirken. "Gidiyoruz."

allure of darknessWhere stories live. Discover now