2.7

6.5K 708 117
                                    

Sessizlik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sessizlik.

Tüylerimi diken diken eden, rahatsızca yerimde kıpırdanmama sebep olan ölümcül bir sessizlik hakimdi sıcak arabanın içinde. Taehyung beni hızlıca binadan çıkarmış ve aynı hızda arabasına bindirmişti. Konuşmamış, boş bir ara sokağa gelene kadar tek kelime etmemişti. Ben de ne diyeceğimi bilmediğimden, susmayı tercih etmiştim.

Arabayı park etmiş olmasına rağmen, hala titremeye devam eden parmakları direksiyonu sıkıca kavrıyordu. Gözleri tamamen karşımızdaki evin duvarlarında sabitlenmişti ve nefesi çok hızlıydı. Tanrım, o gerçekten çok korkmuştu ve buna sebep olduğu için hem babasından, hem de kendimden nefret etmiştim.

Dudaklarım kurumuş, boğazım düğüm düğüm olmuştu ve söze nereden ve nasıl başlayacağımı bilemeyecek kadar tedirgindim. Her şey çok hızlı gelişmişti, ne zaman o şirkete gittim ve ne zaman oradan Taehyung ile birlikte bir hışımla çıktım bunu bile bilmiyordum. Terleyen avuç içlerimi pantolonuma silerken, bedenimi tamamen ona çevirdim ama o hala bana bakmamakta ısrarcıydı.

Zihninde neler dolaşıyor, ne düşünüyordu bilmiyordum ama onu ilk kez böyle görüyordum. Daha önce de onun kızgınlığını, kırgınlığını, acısını görmüştüm fakat ilk defa bu kadar çaresizce bakınıyordu etrafına. Bana bakmasını istiyordum, gülümsemesini görmeye ihtiyacım vardı.

"Taehyung," dedim yalnız olduğumuz halde neden fısıldadığımı bilmeden. "Konuşmayacak mısın?"

Derin nefesi sessiz arabayı doldururken, geçen birkaç saniyenin ardından bakışlarını bana çevirdi. Gözlerinde gördüğüm yangın benim de içimi yaktı, neden bana öyle bakıyordu çözemiyordum.

"Aptalsın, Lalisa. Nasıl oraya gidebildin? Sana anlattığım onca şeyden sonra, o adamın nasıl bir şerefsiz olduğunu bildiğin halde nasıl onun yanına gidersin?" Kelimeleri sertti fakat ses tonu buna tezat olacak şekilde yumuşaktı. Bana kızmaktan çok, yakınıyor gibiydi.

"Beni çağıran kişinin o adam olduğunu bilmiyordum, konunun seninle alakalı olduğunu söylediğinde..." Ellerimi uzanarak onun yüzüne yerleştirdiğimde, soğuk ve kaskatı kesilmiş bedeni sıcak parmaklarımla buluştuğu anda gevşedi. "Bilmiyorum Taehyung, çok korktum ve düşünemedim. Sana bir şey oldu sandım."

Göz kapakları yavaşça aralanıp tekrar kapanırken, oturduğu koltukta biraz daha kayarak bana yaklaştı. Elini onun yanaklarını okşamaya devam eden elimin üstüne yerleştirirken, dudaklarıma kendiliğinden ufak bir tebessüm konuverdi. Her ne olursa olsun, Tanrıya şükür ki günün sonunda yine onun dokunuşlarını hissedebiliyordum. Hala öfkeli ve üzgündü belki ama, bu bile şimdilik benim için yeterliydi.

"Beni düşünme, Lalisa. Bana ne olduğu önemli değil, önemli olan tek şey sensin ve bir daha böyle bir şey olduğunda, asla böyle bir aptallık yapma." Kaşlarım çatılırken, sözleri beni sinirlendiriyordu. Kendini nasıl değersiz biri olarak görebilirdi?

allure of darknessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin