2.3

7.8K 793 331
                                    

Taehyung ile normal bir gün geçirmek mi? Ah, bu kesinlikle imkansızdı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Taehyung ile normal bir gün geçirmek mi? Ah, bu kesinlikle imkansızdı.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra onu uzun ısrarlar sonucu sinemaya gitmeye ikna edebilmiştim. Ben romantik bir film seçtiğimde itiraz etmemesine şaşırmıştım çünkü bilirsiniz ki, o pek de oturup vıcık vıcık aşk filmleri izleyebilecek tipte bir adam değildi.

İsteklerimi reddetmemiş olması mutlu etmişti beni tabi ama Taehyung'ın aslında amacının farklı olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Onun film umrunda bile değildi, tek derdi benimle uğraşmaktı.

Asla uslu durmuyor, dudakları yüzümün ve boynumun her noktasında geziniyordu. Her ne kadar onu kendimden uzaklaştırmaya çalışsam da belime sımsıkı sarılmış kolları buna katiyen izin vermiyordu.

"Taehyung, kes şunu." Fısıldıyor olsam da ses tonumdan ne kadar sinir olduğum belli oluyordu. O söylediklerimi umursamadan boynuma öpücüklerini bırakmaya devam etti.

"Taehyung, sana diyorum!" Sonunda yüzünü kaldırıp gözlerime baktığında, karanlık gözlerinde gördüğüm küçük pırıltılar yutkunmama sebep oldu. Ondan etkilenmemek mümkün değildi.

"Normal bir gün istiyordun, değil mi?" diye sordu gözlerimin içine bakmaya devam ederken. Başımı onaylarcasına salladığımda dudaklarına o arsız gülümsemesi yerleşti. "Tamam o zaman," dedi dudaklarıma kapanmadan önce. "Şimdi kapat çeneni ve bizde her normal çift gibi sinemada yiyişelim."

Gülüşüm onun dudaklarının arasında dağılırken, bir anda kendimi ona karşılık verirken buldum. Saatin daha erken olması sebebiyle salonda pek fazla insan yoktu ama yine de gerilmeden edemiyordum. Eğer biri bizi bu haldeyken görürse, utançtan yerin dibine gireceğime emindim.

Elleri belimden kalçama doğru yavaşça indiğinde, ben de kollarımı onun boynuna doladım ve aramızdaki o kısacık mesafeyide kapattım. Sessiz olmaya çalışıyordum ama kalçamda gezinen elleri ve ağzımın içini işgal eden dili yüzünden bu neredeyse imkansız bir olaydı.

Nefes alabilmek için ondan ayrıldığımda, Taehyung'ın dudakları tekrardan boynumu buldu. Az öncekinin aksine sadece küçük öpücükler bırakmıyor, aynı zamanda dişlerini geçirip beni inlemenin eşiğine getiriyordu.

Kalan son mantık kırıntılarımıda kullanıp Taehyung'ı bir kez daha kendimden uzaklaştırdığımda, hala nefesimi kontrol altına almaya çalışıyordum. "Taehyung, ben ciddiyim. Dur artık."

Taehyung küçük bir çocuk gibi dudaklarını büzdüğünde, gülümsememek için kendimi zor tuttum. Nasıl bu soğuk adam bazen dünya üzerindeki en sevimli şeye dönüşebiliyordu?

"Çok sıkıcısın, Lalisa." dedi bakışlarını konusu hakkında hiçbir fikrimizin olmadığı filme çevirirken. Ben ise kısa bir süre daha onu izledim. Tanrım, inanılır gibi değildi.

Nefret ettiğim, korktuğum bu adam nasıl bir anda hayatımın ve kalbimin merkezi olmuştu? Bir saatimi geçirmekten bile rahatsız olduğum bu adama neden şimdi her saniyemi adamak istiyordum?

allure of darknessWhere stories live. Discover now