BoD-9

158K 6.7K 523
                                    

Bir anda bir şey olmuştu. Okuldan uzaklaştığımızda tanıdığımı sandığım Aras artık o Aras değildi.

İki adım attığımda içerideydim. Aras da hemen arkamda. Kapıyı yavaşça kapattıktan sonra duvarla beni arasına alarak elimi bıraktı. Hiç bırakmamasını istiyordum gerçi. Bana doğru yaklaşırken kaçar gibi geriye gidiyordum. Sonunda sırtım duvara yaslandığında dudağını çok hafifçe yukarı kıvırdığında öleceğim sandım. Bayılabilirdim de.

Bana!

Gü-lüm-se-di !

Ya da gülümseye benzer bir şey... Gülümsemeye yakın...

Ama kesinlikle bana bakıyordu.

Henüz konuşmamıştık. Bayılabilirdim. Nefes bile aldığımdan emin değildim. Nasıl konuşabilirdim ki? Ama o da konuşmuyordu. Sadece bana bakıyordu. Biraz önce de gülümsemeye benzer bir şey olmuştu işte o bakmaya doyamadığım yüzünde.

Bir adım daha yaklaşarak aramızdaki mesafeyi kapatırken avuç içlerimi duvara yaslamıştım. Yanaklarımın kızardığına emindim. Duvarın soğukluğunu hissedip biraz rahatlamaya çalışıyordum ama Aras'ın kokusunu alırken bu pek de mümkün olmamıştı.

"Neden buradasın?"

Konuşmamak daha iyiydi. Sesindeki soğukluğu duymuyordum en azından. Kendi hayal dünyamda mutlu oluyordum onun yanındayken ama yine o soğukluk aramıza girmişti. Ona karşı güçsüz gözükmek istemiyordum. Her ne kadar soğukluğuyla kanatlarımı kırıp beni yaralasa da güçlü olacaktım. Ona karşı bile.

"İstemiyorsan giderim." Yan tarafıma dönmüştüm ki elini yanımdan duvara yaslayarak hareket etmemi engelledi. Bu sefer ben ona döndüm. "Neden gitmeme engel oluyorsun?"

"Çünkü..." dedi diğer elini de duvara dayadığında. Bir adım daha yaklaşıp aramızdaki mesafeyi tamamen kapattığında duvara yapıştım adeta. Ondan kaçmak falan istemiyordum ama böyle hiç de güçlü hissetmiyordum.

"Neden buradasın merak ediyorum."

Neler olup bittiğini anlayacak kadar sakin değildim ama uzanıp dudağının üstünü öptüğümde ne yaptığımın bilincindeydim ya da değildim. Bilmiyorum... Ben geri çekildiğimde bu sefer o beni öptü.

Telefonum ısrarla çalarken geri çekilip cebimden çıkardığı telefonu bana uzattı. Kapatmak üzereyken halamın aradığını görünce gözlerimi devirerek telefonu kulağıma götürdüm.

"Efendim."

"Alina neredesin?"

Aras gözlerimin içine bakarken cevap vermeyi unuttum ve halam bana bir kez daha seslenmek zorunda kaldı.

"Alina."

"Eve gidiyorum," dedim zorlukla halamın uyarıcı sesine karşılık.

"Bence de eve gelmelisin. Hemen."

Bu sesi iyi biliyordum. İtiraz istemeyen ses. Bir şey oldu demekti bu.

"Gitmem gerek," dedim sessizce.

"Sen bilirsin."

Ah hala ah! Resmen korktuğum başıma geldi. Dakika bir gol bir.

Ona doğru bir adım atıp önünde durdum. Gitmek istemiyorum diye sızlanmak istiyordum ama yapamıyordum. Halamın otoritesi daha ağır basıyordu. Çantamdan kalemimi çıkarıp ona verdim. Avucumu açıp ona uzattım daha sonra. Şimdi ben onun avucuna yazsam aramasını bekleyeceğim aramayacak falan. Biliyorum yani. En iyisi buydu. Tabii yazmayabilirdi ve beni yine yerin dibine sokabilirdi ama yazdı. Uzattığı kalemi aldıktan sonra çantama atıp son kez ona baktım.

Görüşürüz, desem... Hayır.

"Ararım," dedikten sonra çantamı kapatıp kapıyı açtım. Dışarı çıktıktan sonra arkamdan kapatıp çıkış kapısına doğru ilerledim. Diğerlerine veda edemeyecektim şimdi. Zaten halamın üzerimde yarattığı gerginlik vardı. Okuldan kaçtığımı anlamıştı tamam da umarım okul değiştirmekten falan bahsetmezdi. Hastayım diyecektim zaten. Temiz hava için sahile indim falan.

İyice yalan söyler olmuştum ama eskiden takıldığım arkadaşlarıma benzer insanlarla takıldım diyemezdim.

Zaten hala elim ayağım titriyordu. Biraz daha halamı düşünürsem bu sefer gerçekten gerilimden bayılacaktım.

Taksiden iner inmez halsiz halime bürünerek yavaş yavaş eve yürümeye başladım. Benden cidden iyi oyuncu olabilirdi.

Zili daha çalmadan kapı açılmıştı. Oya Hanım fısıldayarak bana ön bilgi verdi. "Dünkü arkadaşın geldi. Aysun Hanım çok merak etti sizi."

Bu kadın bana iyilik mi ediyordu şimdi?

'Hayırdır!' diyesim gelse de demedim. Kadının bir iyilik edeceği tutmuş kullanmak gerek diyerek "Tamam," dedim onun gibi sessiz konuşarak. Hem Giray mı? Giray'ın bizim evde ne işi vardı ki?

Salona girdiğimde Giray ve halamı karşılıklı oturmuş buldum. Halam beni görünce hemen ayaklandı. "Neredesin? Okuldan aradılar. Giray gelip engel olmasa polise gidecektim."

"Neden?"

"Neden mi? Dün rahatsızım dedin. Bütün gün uyudun. Bugün okulu kırıyorsun. Haber vermedin üstelik. Müdür aradı. Dün de iki derse girmemişsin," dedi halam bağırmakla bağırmamak arasında bir tonda.

"Ben..." dedim ve sustum. Ne diyecektim ki?

"Ben Aysun Hanım'a dünkü iki dersi benim yüzünden kaçırdığını anlattım. Özür dilerim. Bugün de benim yüzümden."

Giray yerinden kalkıp yanıma doğru gelirken oldukça samimi ve mahcup gözüküyordu. Ama değildi. Biliyordum. Gözlerinden anlıyordum.

"Halana böyle söylemek istemezdim ama seni merak etmesine göz yumamazdım."

Ne diyordu bu?

"Giray tartıştığınızdan bahsetti ama bu okulu kırmak için bir sebep değil," dedi halam kaşlarını kaldırarak.

Giray'ın gerilim dolu bakışlarından kurtulup halama baktım. "Evet. Haber vermediğim için üzgünüm."

"Tamam. Sorun değil, neyse ki iyisin! Benim ofise geri dönmem gerek. Akşam konuşuruz."

"Tamam," dedim sadece. Onunla akşam hesaplaşacaktık. Şimdi sırada Giray vardı. Ona göre sözde sevgilim.

Ona açıklama yapmam gerekiyormuş gibi bakıyordu.

"Tekrar gel Giray. Bunu kabul etmiyorum."

"Tabii. Çok isterim."

Halam çıktıktan sonra koltuklardan birine geçip oturdum. Giray da tam karşıma oturup beni izlemeye başladı.

"Ne işin var burada?"

"Elindeki numarayı ararsan hata yaparsın," dedi gözlerini gözlerimden ayırmadan. Ben onun gözlerinden ayırıp avucuma bakmıştım. Açık bile değildi avucum. Nereden görmüştü ki?

Huzursuzca kıpırdanıp elimi yumruk yaptım.

"Başıma dert açacak insanlar değil. Buna sen karar veremezsin." Kendini sevgilim sanması canımı sıkmaya başlamıştı. Değildi ve beni etkilemeyi çalışmasını sevmiyordum.

"Onlar değil. Ben kendimden bahsediyorum. O numarayı ararsan başka şekilde anlaşmaya başlarız."

Yani bir an durup 'Ne gibi?' diye düşünmüştüm ama Aras'ı arayıp aramayacağıma o karar veremezdi. Kimse veremezdi. Arayacaktım.

Benimle Ol DiyeWhere stories live. Discover now