BoD-13

151K 6.3K 114
                                    

Arabadan indikten sonra eve doğru yürüdüm. Arkama bakmasam da hala beni beklediğini biliyordum. Arabayı henüz çalıştırmamıştı. Kapının önüne gelince arkamı dönerek baktığımda arabayı çalıştırmıştı. Zile basmak üzereyken posta kutusunda zarfı fark edince önce zile basıp sonra zarfı elime aldım.

Posta pulu yoktu ama arkasında ismim yazıyordu.

Kapı açılıp "Halanız da sizi bekliyor. Hoşgeldiniz," diyen Oya Hanım'ı görünce zarfı katladım, cebime atıp içeri girdim.

Halam salonda oturmuş kitap okuyordu. İçeri girdiğimi görse de kitabına çevirmişti tekrar gözlerini. Karşısına geçip oturunca onu beklemeye başladım. Ortaokuldan mezun olduğum ve onun beni mezuniyet partimden aldırttığını günün gecesinde de böyle beklemişti beni. Tabii o zaman piercinglerim ve dövmemi açıkta bırakan mini tüllü elbisemle şimdiki görüntüme fazla uymuyordum. Bilincim yerimdeydi. Bir kabahatim de yoktu. Sadece bugün okulu ekmiştim ve Aras ile birlikte biraz vakit geçirmiştik.

Halam sonunda kitabı kapatıp yanındaki sehpanın üzerine koyduğunda oturduğum yerde dikleşerek onu bekledim.

"Bir erkek arkadaşının olduğunu bilmiyordum," diye söze başlayınca bir an hazırlıksız yakalandığım için bir şey söylemedim. Neden okulu ektin ya da bundan türetilmiş sorular bekliyordum. Özel bir konu değil. Tamam Giray ona böyle şeyler söylemiş olabilirdi ama halamın bundan bahsedeceğini sanmıyordum. Belki daha sonra. Konuşmanın sonunda uyarıcı bir iki cümle kurardı ama böyle değil.

"Benden çekinmene gerek yok Alina. Artık büyüdüğünü kabul ediyorum. Sadece derslerini aksatmanı istemiyorum."

Halam benim büyüdüğümü kabul ediyordu? Yani artık eskisi gibi bana her hareketimde şüpheyle bakmayacak mıydı? Her an yine bir hata yapacağım gözüyle bakmayacaktı. Artık büyümüştüm onun gözünde. Buna inanmalı mıydım gerçekten bilmiyordum. Sadece ondan bunları duymak şaşırmama sebep olmuştu. O güven hiçbir zaman gelmeyecek sanıyordum.

"Dersler sorun değil," diye kelimeler ağzımdan çıkarken kafasını hafifçe eğmiş kaşlarını kaldırmış konuşmamı bekliyordu. Bunu duyunca arkasına yaslandı yavaşça. Güveniyordu. Ağzımdan çıkan kelimeleri umursuyordu. Bunların hepsi bir gecede mi olmuştu gerçekten. Giray ona her ne anlattıysa ondan sonra böyle olmuştu. Sadece bir erkek arkadaşımın olduğunu bilmek mi onu benim büyüdüğüme inandırmıştı bilemiyordum. Bu doğru gelmiyordu.

"Buna inanıyorum," dedi yumuşak ses tonuyla. Bu kadarı da fazlaydı. Uzun zamandır ilk defa otoritesini bir kenara bırakıp halam gibi konuşuyordu. Beni korumaya çalışan halam gibi. Babamın beni bizi terk edip gittiğinden beri o bıraktığı otoriteyi doldurmaya çalışan halam gibi değil de ondan önce benimle oynayan beni seven halam gibi. Eski halam gibi.

"Yarın öğleden sonra okula gidebilir miyim? Bir ziyaret yapmak istiyorum," dedim sessizce. Anlayışla başını salladı.

"İstersen hiç gitme. Derslerine önceden hazırlandığını biliyorum."

Bu sefer ben kafamı sallayarak "İyi geceler," dedim ve yerimden kalkıp merdivenlere yöneldim. Basamakları tek tek çıkarken bir elimi duvarda gezdiriyordum. Üzerimden ufak bir yük kalkmış gibiydi. Uzun zaman sonra bana güvenen biri vardı. İlk defa halamla bir aile olmuşuz gibi hissediyordum. Benimle okuldaki bir müdür ya da iş yerindeki patronu gibi değil de halam gibi davranmıştı. Neden bir anda bu kadar değiştiğini anlayamamıştım. Bana daha önceden güvenseydi bile bunu neden bugün, bir erkek arkadaşım olduğunu öğrendiğinde yapmıştı bilmiyordum. Ben tam tersi buna karşı çıkacağını sanmıştım ama öyle olmamıştı.

Odamın kapısını açıp içeri girdiğimde üzerimdeki gömleği düğmelerini çözmeden başımın üstünden geçirerek çıkarıp koltuğun üzerine bıraktım. Pantolonumu bacaklarımdan sıyırdıktan sonra onu da gömleğin yanına bırakıp yatağımın yanına ilerledim. Bugün de hayatımın son iki yılda olmadığı kadar yorucuydu. Hem zihnen hem bedenen.

Yorgun hissettiğim için ıslak mendille çabucak makyajımı silip yorganını altına iliştim.

Neden böyle oluyor bilmiyorum. Güne güzel başlıyorum ve sonunda beni düşündürecek bir şeyi mutlaka buluyorum. Kafamı yastığa huzurla gülümseyerek koyamıyorum. Sürekli bir şeyler peşimde. Rahat bırakmıyorlar.

En son ne zaman gülümseyerek uyuduğumu hatırlamıyorum. Çok uzun zaman olmuş olmalı. Çok çok eskiden. Annem ve babam yanımdayken. Halam sadece halam iken. Beni kendi kurallarına göre yetiştirmeye çalışan, hem annem hem babam olmaya çalışmayan halam iken...

Yıllardır birlikte olmak istediğim çocukla yakınlaştığım ilk gün halam bana güvenmeye başlıyor... Aras demek halamın güvenini yeniden kaybetmek demek. Her şeye geri dönmek demekti.

Giray'ın oyununda onun yanında olmaksa...

Kafam öyle karışıktı ki... Kurtuluş yoktu. Kimseye güvenmiyordum. İçimde birikmiş bir sürü soru vardı ama cevaplamama yardım edecek kimse yoktu. Sadece konuşabilirdim.

Yarın haftalardır ertelediğim o ziyareti yapacaktım. Her şeyi... Kafamı karıştıran her şeyi sonunda birine anlatabilecektim. Biraz olsun rahatlardım belki...

Benimle Ol DiyeWhere stories live. Discover now