BoD-21

150K 5.8K 386
                                    




Oturduğum banktan kalkıp tekrar eve yürümeye başladığımda hafif bir esintiyle saçlarım yüzüme gelince kulaklarımın arkasına ittirdim. Eve gitmeyi ertelemek bir şeyi değiştirmeyecekti. Bundan kaçmıyordum da zaten. Halam bugün beni anlayışla karşılardı çünkü anneme ziyarete gittiğimi biliyordu. O ziyaret günlerinin hepsinde bana anlayış gösterirdi. Ne de olsa annesinin ilgi göstermediği bir çocuktum ben. Eskiden, yani biyolojik babam gitmeden önce annemin gözbebeği olan ben bir anda biyolojik babamın gidişiyle uçurumdan ittirilmiştim. Annem tüm ilgisini üzerimden çekmişti. Halam bunu o çok sevdiği adamı hatırlattığım için diye yumuşatmaya çalışmıştı ilk zamanlar. Gözle görülecek şekilde bir benzerliğim vardı evet. Anneme fiziksel olarak hiç benzemiyordum. Belki burnum. Belki... Babasının kızı derlerdi bana hatta. Her zaman anneme daha yakın olsam da fiziksel açıdan öyle seslenirlerdi. Kendi giderken annemi de benden aldığı için ondan nefret ediyordum. Annemin gözünde hiçbir değerim kalmamıştı çünkü benim yüzümden hayatı boyunca sevdiği, aşık olduğu tek adam onu terk etmişti. Hep benim yüzümden kavga etmişlerdi ve sonunda gitmişti. İkisi de.

Annemin gözünde hiçbir değerim olmadığını biliyordum. Bugün aynısını yıllardır ilgisine muhtaç olduğumdan çocukta da görmüştüm. Bana değer vermiyordu. Hem de hiç. Ne bekliyordum ki gerçi? Beni sevecek miydi? Evet, bunu beklemiştim. Bunu dilemiştim.

Bugün hem platonik aşkımı kaybetmiştim hem de eski sessizliğimi kazanmıştım. Oyun bitmişti ne de olsa. Sonuçta Giray beni öpmüştü ve ben de onu öpmüştüm. Bunu arkadaşlarına anlattığında herkes ona inanırdı ama bu olmayacak diye korkuyordum. Onun sözlerini henüz unutmamıştım. Beni kendine aşık edecekti. Güya!

Kapıyı açıp içeri girdiğimde anahtarımı çantaya atıp kapıyı kapattım. Salonun ışığı yanıyordu. Yani halam beni bekliyordu. Onu daha fazla bekletmeden salona doğru ilerledim.

Krem rengi koltuklarımızdan tekli olanda halam oturuyordu ve tam karşısındaki ikili koltuğun kenarına oturup bekledim. Kitabını ahşap sehpanın üzerine bırakıp beni süzdü. Kim bilir ne kadar berbat görünüyordum. Ağlamıştım. Hem de Giray'ın omzunda.

"Hoş geldin," dedi halam okuma gözlüğünü biraz önce kapattığı kalın bordo desenli kapağını göremediğim kitabın üzerine koyarken. Hiçbir şey söylemedim. Arkama yaslanıp bekledim.

"Ziyaret nasıldı?"

"Her zamanki gibi." Nasıl olabilirdi ki? Annem bir anda benimle ilgilenmeye başlamayacağına göre her zamanki gibi kendi kendime takılmıştım.

"Sana ulaşamadım," dedi sonra konuyu değiştirerek. Asıl konuya geliyorduk işte.

"Şarjım bitmiş." Bundan emin değildim. Sessizde de olabilirdi.

"Neyse ki Giray var. Ben kaçta döneceğini merak etmiştim sadece sana ulaşamayınca onu aradım."

Neden beni Giray'la kontrol ettiğini de anlamış oldum. Telefonumu açsaydım bunların hiçbiri olmayacaktı belki de.

"Ben yorgunum. Sonra konuşabilir miyiz?"

"Tabii!" dedi halam bana üzülen gözlerle bakarken. Anne sonrası hala tepkisi diyordum ben buna. Tüm otoritesine rağmen bu konuda yumuşuyordu bana sahip çıkan halam.

Halam gelip bir ayda hayatımı tamamen değiştirmişti. Geçmişimle olan tüm bağlantımı kesmişti üstelik. Geçmişteki hiçbir arkadaşımla görüşmüyordum. Onlar benimle görüşmüyordu zaten. Artık ne kadar korkuttuysa onları hepsi bir anda kaybolmuştu.

Odama çıktıktan sonra duşa girip biraz rahatlamak istedim. Sıcak su biraz toparlamıştı beni ve mayıştırmıştı aynı zamanda. Yatağa gömülüp uyumak istiyordum. Hayatımın en yoğun ve uzun günlerini geçiriyordum. Buna alışık değildim ve fazla yorgun hissediyordum kendimi ama uyumadan önce odamın dört bir köşesinde olan çıkarıp attığım kıyafetlerimi yıkanmasını için sepete koymam gerekiyordu. Banyodaki hasırdan yapılmış üzerinde toz pembe tüyden bir kurdelesi olan sepeti sağından tutup odama çekip çıkardığım kıyafetlerimi içine doldurmaya başladım. Geçen gece giydiğim kotumun cebindeki beyaz zarfın ucunu görünce balık hafızama söylenerek zarfı çıkardım ve kotu sepete atıp kapağını kapadım. Sepeti tekrar banyoya sürüklerken şu oda toplama işinde gönüllü olma işi bir düşünmem gerektiğini beynim bir köşesine not ettim. Odama kimse dokunsun istemiyordum ama belki kirlilere dokunabilirlerdi. Banyonun kapısını kapatıp yatağıma doğru yürüdüm. Yatağın üzerindeki zarfı alıp yorganı üzerime çektim. Zarfı açıp içindeki kağıtta çirkin bir el yazısıyla yazılmış yazıyı okumaya başladım.

Benimle Ol DiyeNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ