BoD-12

169K 6.7K 318
                                    

Hastalıklı. Başka bir açıklaması yok bu çocuğun. Bir saat oldu gideli. Şimdi hazırlan diyor. Nereye gideceğimi bile bilmiyorum. Nereye gidiyorum ben ya? Halam gelmedi daha. Başımı iyice belaya sokacak ama bu sorunlu gelirim diyorsa gelecekti. 

Halamı arayıp izin isteyecektim bir şekilde. En kısa sürede de geri dönecektim. Artık nereye gideceksem ben?

"Halacım!" dedim şirin kız sesimle. Halam bu numaraları yemezdi ama yumuşatma girişimleri işte.

"Alina'cım!" 

"Biliyorsun işte bir mesele var da... Şey... Giray benimle biraz dışarıda görüşmek istiyor. İzin verirsen." İzin verse mi vermese mi ne istediğimi bilemez olmuştum.

"Çok geçe kalma. Bu da Giray'ın bugünkü kibarlığı ve düşünceli davranışı için. Yoksa seninle konuşacağımızı daha unutmadım."

"Ben de unutmadım. Teşekkür ederim hala," dedikten sonra telefonu kapatıp dolabın karşısına geçtim. Yarım saate nereye hazırlanıyordum ben ya! Nereye gideceğimi bile bilmiyordum. Siyah süper dar kotumu alıp üzerime geçirdim. Her derde deva buydu sanırım. Fiziğimi belli etmek için uygun bir de tişört baktım. 

Düzleştiriciyi alıp saçlarımı düzleştirmeye başladığımda bir korna sesi duyunca dudaklarımdan sessizce kaba sözcükler döküldü. Hızlıca düzleştirici saçlarımda gezdirdikten sonra fişten çekip odadan hızlıca çıktım. Merdivenleri koşarak indikten sonra Oya Hanım'a kısa bir bilgi verip evden çıktım. Bugün bana iyi davranmıştı ya haber veresim gelmişti yoksa halamı arayıp öğrenirdi. Tabii benim arkamdan bağırırdı önce "Nereye?" falan diye.

Arabasına doğru yavaş adımlarla ilerlerken delici bakışlarını yine üzerimde gezdiriyordu. İyi. Kendimi böyle daha güçlü hissediyordum işte.

Yanına oturduktan sonra hiçbir şey söylemeden arabayı çalıştırdı. Bana emir vermesi ve ona boyun eğmek hiç hoşuma gitmese de bu gece onu bir kez daha sinirlendiremezdim. Tokat atmıştım resmen. Kızgındı yani. "Nereye gidiyoruz?" dedim merakıma yenik düşerek.

"Gidince görürsün."

"Ya nereye gideceğimizi bilmeden giyindim," dedim sert ve sızlanma arası bir tonda. Hiçbir şey söylemeden arabayı sürmeye devam etti.

"Sana diyorum." Radyoyu açıp sesini yükseltince kollarımı göğsümde kavuşturup önüme döndüm. Beni sinirlendirmek için yaşıyor sanki. 

"Eve erken dönmem gerek," dedikten sonra tekrar kollarımı göğsümde kavuşturup arkama yaslandım.

"Ben ne zaman istersem o zaman döneriz." İstediği soruya cevap verip istediğine vermiyordu. Yok resmen sinirlerime dokunuyordu.

"Halama açıklamayı da sen yaparsın."

"Kendi başının çaresine bak."

Bir şey demek için ağzımı açmıştım ki tokat olayını hatırlayınca çenemi kapadım. İntikam alıyordu. Alacaktı bir şekilde zaten. Böyle laf sokması sorun değildi. Göz yumabilirdim ama şu ev işini halletmem için inat etmemem gerekiyordu. Bu iki gün için anladığım şey Girayla inatlaşırsan boşa kürek çekersin. Çocukta fazla inat var.

Huyuna gidecektim bir şekilde. Bir gecelik. Sadece bu gece. Eve erken dönemezsem halamla aram iyice açılacaktı. Zaten sabahtan kalan bir meselemiz vardı. Yok bunu da göz alamazdım. Giray Bey'in yapacaklarına göz yumacaktım bir şekilde.

Bir ara bakışlarını bana çevirip çok kısa bir an baktığını sezmiştim ama ona dönmedim. Sustuğum için şaşırmıştı büyük ihtimalle. Bugün biraz dişli rakip olamayacağım ama idare edecekti artık. Düşmanımın zayıf yönünü arayacaktım.

Benimle Ol DiyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin