BoD-14

147K 6.3K 326
                                    

GİRAY


Kızları anladığımı düşünmeye başladığım gün kafamın güzel olduğuna emindim şu anda. Böyle bir şeyi sağlam kafayla düşünmem imkansızdı. Ya sarhoştum ya da yavaş yavaş deliriyordum. Sarhoş olmayı tercih ederim.

Hiçbir şey anladığım falan yok. Bu kız kafamı o kadar karıştırıyor ki ne düşünmem gerektiğini bile bilmiyorum. Bir gün başka bir gün başka. Hatta dakikalar içinde ruh halini değiştirebiliyor. Ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum. Aslında bir oyunun içindeyiz ve buna göre oynuyor diye düşünüyorum ama bu kadar samimi olması beni biraz korkutuyor açıkçası. Böyle iyi rol yaparsa onun oyununa ben düşerim ve sonrası benim için iyi olmaz.

Onun yanında kendime her şeyin bir oyun olduğunu hatırlatıp durmazsam samimiyetine inanıp güçsüzleşebilirim. Öyle bakmayı nasıl başarıyor merak ediyorum aslında. Yani sadece rol gereği bakamaz herhalde. Masum, gerçekten pişman gibi bakmıştı. Bir de öpmüştü üstelik. Bunu işte ondan hiç beklemiyordum. Aslında göründüğünün aksine içinde başka bir kız vardı. Bunu arada bir sakladığı yerden çıkarıyordu. Ve asıl merak ettiğim de o kızdı. İçimden bir ses o kızla iyi anlaşacağımızı söylüyordu. Onu ortaya çıkarmalıydım. Bunu da yavaş yavaş öğrenecektim. Çok iyi saklıyordu ama bir açık verecekti. İşte o an zafere bir adım daha yaklaşacaktım.

Eve girdiğimde annem salonda oturmuş televizyona bakıyordu. Yorgun olup uyumak istesem de yanına gidip oturdum. Bana bakmadan "Hoş geldin," dedi. Yanağından öptükten sonra "Hoş buldum annem," dedim başımı omzuna yaslayarak. Çok geçemeden affedecekti biliyordum. Bana ya da abime asla dayanamazdı. Tahmin ettiğim gibi de oldu. Bir dakika bile dolmamıştı o konuşmaya başladığında.

"Anladım. Henüz daha yeni. Belki birbirinizi tanıyorsunuz. Eğer tanıdığına inanırsan benimle de tanıştırmak istersin herhalde. Baskı yapmıyorum."

"Tanışmak mı istiyorsun?"dedim kafamı omzundan kaldırmadan.

"Oğluma tokat atan kızı merak ediyorum."

"Beni yanlış anladı. Sanırım." Hala saçma bir sebepten tokat yediğimi düşünüyordum. Oldukça saçma.

"Senden özür diledi mi?" diye sordu bu sefer annem. Bir yandan da elimi okşuyordu.

"Evet," dedim esnerken.

"Affetmeseydin hemen."

Annemin annelik iç güdüsüyle beni hemcinslerine karşı korumasına gülümseyerek "Affetmedim," dedim. Bu cevabımdan iyice memnun olmuştu.

"Kimsenin sana zarar vermesine izin verme ama hiçbir kızın duygularını da incitme. Bunu en iyi senin bilmen gerek." Kafamı omzundan kaldırarak yanaklarını sıktım.

"Kimseye yalan hiçbir şey söylemiyorum. İçimden ne geçiyorsa onu söylüyorum."

Annemin aferin dolu bakışlarını aldıktan sonra yanaklarını öptüm.

"İyi geceler," dedikten sonra onu tekrar televizyonun karşısında bırakıp odama çıktım. Bazı şeyler hiç geçmiyordu. Geçtiğini düşündüğümüz anda tekrar kendilerini hatırlatıyorlardı. Ve ben her defasında daha çabuk kaçıyordum hatırlamak istemediklerimden.

Üzerimdekileri çıkarıp altıma eşofmanımı geçirdikten sonra yatağa uzandım. Ellerimi başımın altında birleştirip tavanı izlemeye başladım.

Antrenmanlarım başlayacaktı. Normal hayatıma devam edecektim. Sadece korumam gereken bir sevgilim olacaktı. Sevgilim... Ona sevgilim demek yabancı gelmiyordu. Bu tuhaftı... Okan'dan onu korumam gerekti. Okan'ı iyi tanıyordum. Ona bir şey yapacaktı. Üzecek bir şeyler. Onu üzmesinin beni ilgilendirmemesi gerekiyordu ama oyun bile olsa sevgilim olacaktı. Zaten kimsesi yoktu. Hiçbir gücü de yoktu. Tek başına mücadele etmeye çalışıyordu. Onu belki sonunda ben yalnız bırakarak üzecektim ama o güne dek kimsenin ona yaklaşmasına izin vermeyecektim.

Göz kapaklarım ağırlaşmaya başlayınca daha fazla dayanamayıp gözlerimi kapadım. Uykuya dalmak zor değildi. Zaten kendimi uykunun içine bırakmaya hazırdım.

Ağacın arkasında neden durduğumu bilmiyordum. Etrafta otlar vardı. İlkbahardı herhalde. Çiçek yoktu gerçi etrafta. Bulutları da fark etmiyordum bakmama rağmen. Hayvan sesleri falan da yoktu. Sadece otlar... Birden kahkaha atarak koşan, koşarken eteği uçuşan kız görüş açıma girince ayaklarım hareket etmeye başladı. Onun peşinden gidiyordum. Kız kahkaha atarak koşmaya devam ediyordu. Arkasına henüz dönmemişti. Saçları koştuğu için dalgalanıyor omzuna çarpıp sonra  yine havalanıyordu.

İyice hızlandığımda onu belinden yakalayarak durdurdum. Yakaladığımı fark edince yine masalımsı bir kahkaha çıktı dudaklarından. Kollarımın arasında hareket ederek yüzünü bana döndü.

Öyle güzel gülümsüyordu ki ona bakınca ister istemez gülümsemesine karşılık verdim. Yüzümü ellerinin arasına alınca gülümseyişi tebessüme döndü. Şimdi daha zarif gözüküyordu. Parmaklarını gamzelerimin üzerinde gezdirdikten sonra tekrar gülümseyişi yüzüne yayıldı. 

Aklımdan geçen tek bir şey vardı.

Onu öpmek istiyordum.

Benimle Ol DiyeWo Geschichten leben. Entdecke jetzt