Seul Nine-Nine: Taekook

9: Aylardır beklenen o an

"Arkadaşlar, evet, bugün o gün!"

Büyük bir sevinçle dans ederek içeriye girdiğimde hiç kimseden bir tepki alamayınca kaşlarımı çatarak etrafa bakmıştım ki kimsenin masasında olmadığını fark etmiştim. Kaşlarım iyice çatılıp dudaklarım büzülürken duyduğum öksürük sesiyle birlikte yüz seksen beş derece dönmüş, mutfak kısmında duran müdürümle karşılaşmıştım.

"Oh, günaydın Namjooncum- müdürüm"

"Günaydın Jeon" diyerek elindeki su dolu bardağı dudaklarına götürerek bir yudum içtiğinde dişlerimi göstererek ona gülümsemeye devam ediyordum.

"Diğerleri nerede?"

"Görevdeler"

Kaşlarım çatılmıştı. Hayır yani geç falan da kalmamıştım ki?

"Yüksek müsaadenizle sormak istiyorum"  diyerek ona kıstığım gözlerimle bakmış ve biraz yaklaşmıştım. Onun yüzünde mimik oynamamıştı tabi. "Ne görevindeler acaba?"

"Yoongi yanan bir barla ilgileniyor, Hoseok peşinde olduğu bir uyuşturucunun peşinde ve Taehyung-" diyerek bir an durmuş ve başını arkamda bir yere sabitlemişti. "Taehyung da işte burada" diye devam ederek eliyle onu işaret ettiğinde bakışlarımı arkama çevirerek ona bakmıştım. Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle birlikte yanındaki adamı işaret etmeye başlamıştı.

"Haha!" demişti keyifle. "Öne geçtim yine. Bu gece bitiyor iddia, farkındasın değil mi Jeon?"

"Farkındayım" demiştim rahat bir tavırla. Daha gün yeni başlıyordu sonuçta.

"O zaman tahtada yazan skor farkının da farkındasın?" diyerek sırıtmaya başladığında gözlerimi devirmiştim.

"Bir kişi öne geçtin diye ne bu hav- oha, bir saniye!"

Gözlerim tahtaya değdiği an büyümüştü çünkü hadi ama! Daha dün gece skor eşitlenmişti. Hangi ara bu kadar öne geçmişti ki?

"156 nereden çıktı?" Demiştim kaşlarımı çatarak. "Daha dün gece 147'ydik ikimiz de? Hile yaptın değil mi? Sayıları değiştirdin kesin!"

Beklediğim cevap ondan değil, müdürümüz Namjoondan gelmişti.

"Taehyung bugün mesaiye çok erken başlamış Jungkook. Sen uyuduğun sırada o koşuşturuyordu yani hile falan yok"

Taehyung gururla 'aynen öyle' bakışları atarken ben mızmızlanmaya devam ediyordum ki müdürümüz ayaklanmış, odasına doğru ilerlemeye başladığında bize seslenmişti.

"Elimde birden çok tutuklama gerektirecek bir dosya kaldı, biriniz gelip alın"

Taehyung ve ben aynı anda birbirimize bakmıştık. O sakince tutukladığı suçluyu bir polise teslim ederken ben çoktan hızlı hızlı yürümeye başlamıştım. Fakat Taehyung birden koşmaya başladığında panikleyerek ben de koşmaya başlamıştım ve ikimiz de müdürün kapısına aynı vardığımızda Taehyung benden önce girecekken onu belinden kavradığım gibi kendime çekerek döndürmüş, hafifçe ittirerek kendimden ayırdığımda ise ona öpücük atıp hızlıca odaya girerek kapıyı kapatıp kilitlemiştim.

"Huh.."

Kendi kendime sırıttığım sırada Taehyung kapıya nazikçe vurmaya başladığında avuçlarımı birbirine yaslamış ve müdürümüze bakmaya başlamıştım.

"Evet, dosyayı ve detayları alabilirim şimdi"

Namjooncuğum başını iki yana sallayarak gözlüklerini düzeltirken ben gülümseyerek uzattığı dosyayı kavramıştım.