8: Gülüşünü herkesten çok sevmek

5.9K 828 484
                                    

Birkaç hafta sonra;


"Amirim! Yoongi sadece beni sinir etmek için davamı elimden almaya çalışıyor!"

"Aptal aptal konuşma" demişti Yoongi birden enseme bir tane geçirirken. Kaşlarımı çatarak elini ittiğimde Hoseok hyung gözlerini devirerek elindeki dosyayı havaya kaldırmıştı hafifçe.

"Tartışmayı kesin ve hemen karar verin. Hanginiz alacaksınız?"

"Ama amirim ben kaç aydır o adamı takip ediyorum biliyor musunuz siz? Tam dört aydır"

"Asıl ben kaç yıldır takip ediyorum haberin var mı senin?" Diyerek bir kez daha kafama vurduğunda oflayarak onu itmiştim. "Girip çıktığı her yeri tam dört yıldır takip ediyorum. Kaç ay eder biliyor musun?"

"Altm- doksan yıl-ay-"
"Kırk sekiz ay, aptal"

Burun kıvırarak sanki hiç çuvallamamışım gibi ona üstten üstten bakmaya başladığımda Yoongi dümdüz bir ifadeyle bana bakmaya devam ediyordu.

"Biliyordum ben, sadece senin kafanı karıştırmak için yaptım"

"Hepimiz senin matematik dehası olduğunu biliyoruz, boşuna kendini yorma"

Kollarımı göğsümde birleştirerek Hoseok hyunga köpek yavrusu bakışlarımı yollamaya başladığımda Yoongi yapmaya çalıştığım şeyi hemen fark etmiş ve önüme geçerek elleriyle yüzümü kapatmıştı.

"Hayır Jeon" demişti alaycı bir sesle. "Onu bakışlarınla kandırmana izin vermeyeceğim"

"Çekil ya!"

Hemen çirkefleşerek onu itmeye çalıştığımda yüzümdeki elinin yüzüme daha fazla baskı yapmasına neden olmuştum. Bu sırada da parmaklarından biri resmen gözüme girmişti ve ben de elbette bunu abartmış, küçük bir çığlık atmıştım.

"Yoongi gözümü çıkartmaya çalışıyor! İmdat!"

Yoongi elini yüzümden çekerek geri çekildiğinde ben elimle gözümü tutmaya başlamıştım. Şaka bir yana, harbiden parmağı gözüme girmişti ve acıtmıştı sonuçta.

"Tamam!" Amirimiz derin bir nefes alarak yanımıza geldiğinde dudaklarımı büzerek gözümün acıdığıyla ilgili bir şeyler mırıldanmaya başlamıştım. "Bu davaya beraber bakacaksınız. Öncelikli dedektif yok. İkiniz de eşit haklara sahipsiniz. Benden bu kadar" diyerek yanımızdan ayrıldığında hemen elimi gözümden çekerek dosyaya uzanmıştım.

"Öncelikli dedektif derken bana bakıyordu. Yani benim kararlarım öncelikli olacak"

"Parmağım gözünden girip beynini yerinden oynattı galiba. Çünkü öncelikli dedektif dedikten sonra 'yok' kelimesini de ekledi ya hani?"

"Subliminal bir mesajdı o. Anlamazsın sen" diyip burun kıvırarak ayağa kalktığımda dosya da göğsüme yaslıydı. Kollarımla sıkıca sarılıyordum dosyaya.

"Jeon, seninle uğraşamam tamam mı? Ayrıca o dosyaya ihtiyacım yok, ben zaten içeriğin hepsini ezbere biliyorum. Şimdi, gidip adamı basabileceğim fırsatları kollamaya gidiyorum. İster gel ister gelme, seni beklemem" Diyerek gerçekten de beni bir saniye bile beklemeden odadan çıktığında ben de hemen peşinden çıkmıştım. Hızlı yürüdüğüm için çarpan hava yüzünden gözüm yansa da bu beni durduramamıştı. Ceketimi aldığım gibi karakoldan çıkıp Yoonginin motorunun arkasına yerleşmiştim bile.

"Tak şunu"

Bana ikinci kaskı uzattığında reddetmeden alarak başıma geçirmiş ve sonrasında bakışlarımı ona çevirmiştim.

Seul Nine-Nine: TaekookWhere stories live. Discover now