19: Özlemiş Jungkook ve Utanmaz Taehyung

6.7K 694 414
                                    

-M-

:)

Taehyungun ailesi tahminimden çok daha fazla bir süre boyunca Taehyungda kalmıştı ve gerçekten de yine tahmin etmediğim şekilde bizim ayrı ayrı uyuduğumuzdan emin olmak için her şeyi yapmışlardı. Yapmışlardı derken, babası yapmıştı. Israrla Taehyung ve beni yalnız bırakmamış, gece birlikte uyumamıza bana güvenmediğini açıkça söyleyerek izin vermemişti.

Sanki o gittiğinde Taehyungla uyumayacak ya da o tahmin ettiği şeyleri yapmayacaktım.

Yine de sesimi çıkartmamış, sanki elim işte gözüm oynaşta değilmişim gibi masum masum kabul etmiştim her dediğini. Taehyung her ne kadar itiraz etse de ben sorun olmadığını söylediğimde yapabileceği başka bir şey kalmamıştı.

Ama bugün, hatta şu an gidiyorlardı ve tam sekiz günlük işkence sona eriyordu.

Yüzümde hakiki bir gülüşle onlara el sallarken Bay Kim huzursuz bir şekilde gülümseyerek arabasını çalıştırmış ve park ettiği yerden çıkarak yola koyulmuştu.

Gözden kayboldukları ilk anda sokakta oluşumuzu gram önemsemeden önce büyük bir kahkaha atmış ve Taehyungun bana gülerek attığı bakışlara karşı yanaklarını kavrayarak dudaklarına bir öpücük bırakmıştım.

"Taehyung üzgünüm ama çok mutluyum"

"Ben de mutluyum" diyerek omuz silktiğinde bir kolumu omzuna atarak dudaklarımı saçlarına bastırmıştım bu sefer. "Babam çok gereksiz bir harekette bulundu. İlk defa geldikleri için çok da mutlu olmadım. Ayrıca kaç yaşındayım ben? On sekiz falan mı? Neydi o kısıtlamalar? Yirmi yedi yaşına gelmişim, bırak da sevgilim olsun. Turşumu mu kuracak?"

Taehyungun kendi kendine söylenmesi o kadar tatlıydı ki binaya girerken kıkırdamış ve dudaklarımı yanaklarına bastırarak onu bol bol öpmüştüm.

Gönül isterdi ki şimdi bir kutlama yapalım ama hemen hazırlanıp işe gitmemiz gerekiyordu. Bu yüzden hiç o toplara girmemeyi planlayarak eve girip direkt onun odasına yöneldiğimizde bana arkamdan sarılıp kollarını belime sardığında ellerini tutarak yürümeye devam etmiştim.

"Giyinip çıkmamız lazım bebeğim" demiştim dudaklarımı büzerek. "Kutlamamızı akşam yaparız, olur mu?"

Taehyung gülümseyerek dudaklarını enseme bastırdığında bir elimi geriye atarak onun saçlarını okşamıştım yavaşça.

"Şu an işe gitmek istemediğim için polisliğimden utanıyorum" diye mırıldanarak burnunu ensemdeki saçlarımın arasına daldırdığında dudakları da oralarda geziniyordu.

"Saçmalama" demiştim gülerek. "Sadece fazla cezbedici bir adamla birliktesin. Böyle hissetmen çok normal" dediğimde kıkırdayarak birden dişlerini omzuma geçirmişti.

"Haklısın" demişti burnunu kulağımın altına sürterken. "Doğru söze ne denir ki?"

Keyifle gülümseyerek onun ellerini gevşetmiş ve bedenimi ona çevirerek yanaklarını avuçlarımla sararak dudaklarımızı birleştirmiştim. Alt dudağını büyük bir keyifle dudaklarımın arasına alıp ezerken başımı hafifçe yana eğerek Taehyungun istekli tavrını kıramamış, öpüşmemizi derinleştirmiştim.

Onu öpmek gerçekten fazlaca iç gıdıklayıcıydı. Midemde kelebekler uçuşturuyor, tüm bedenimi tatlı bir sıcaklığa bürüyordu. Çünkü Taehyung gerçekten çok samimi öpüyordu beni. Sevdiğini hissettirerek öpüyordu.

"Durmamız lazım" demişti dudaklarımız ayrılır ayrılmaz boynuma sarılırken. "Of, neden vaktimiz yok ki?"

Kıkırdak beline sıkıca sarılıp bir elimi tişörtünden içeri sokarak ince belini kavramış, yumuşacık tenini okşamaya başlamıştım.

Seul Nine-Nine: TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin