15: Sorumluluklar

5.5K 791 482
                                    

Tamam, biraz sıçmıştık şu an.

Taehyung ve ben suçlu çocuklar gibi sandalyelerde yan yana oturmuştuk ve Hoseok hyung, Jimin ve Yoongi hyung karşımızda dikilmişlerdi. Jimin ve Yoongi hyung sırıtıyordu ama Hoseok hyung sinirli görünüyordu.

"Gerçekten inanamıyorum" demişti kaşlarını çatarak. "Bunu benden sakladığınıza inanamıyorum. Ne zamandır berabersiniz?"

"Hyung! Gerçekten çok yeni her şey. Yemin ederim bak-"

"En son benim yoğurdumu yemediğine dair de yemin etmiştin ama kameralardan gerçeği ortaya çıkartmıştık?"

"O zaman Taehyung sen yemin et" diyerek bakışlarımı ona çevirdiğimde Hoseok hyung oflamıştı.

"Hadi Jungkooku anlarım da Taehyung, seninle aramızda sır olmadığını düşünmüştüm. Onca seninle konuşup dertleşt-" duraksamıştı ve gözleri büyümüştü birden. "Ben sana onca tavsiyeyi Jungkookla olan ilişkinde kullanman için mi verdim?"

Onca tavsiye derken? Ne kadar konuşmuşlardı ki? Ne konuda konuşmuşlardı?

Taehyung usulca başını onaylar anlamda salladığında Hoseok hyung burnunun alnıyla birleştiği kısmı sıkarak derin bir nefes alıp vermişti.

"Pekala, sorun yok. Yani zaten sorun bu değil." Demiş ve boğazını temizleyerek devam etmişti. "Bakın, birlikte olmanızla ilgili hiçbir problemim yok ama aynı ortamda çalışıyoruz ve ben ortamdaki profesyonelliğin bozulmasını istemiyorum"

"Hyung, sence biz öyle insanlar mıyız? Hiçbir sorun oldu mu bugüne kadar?"

"Bugüne kadar derken? Kaç gün oldu da böyle diyorsun? Kaç gün sakladınız bizden?"

"Hyung, gerçekten çok yeni. Zaten söylemememizin nedeni de bu. Aramızdaki bu şeyi kesinleştirmeden size de bir şey söylemek istememiştik" diye açıklamaya çalıştığında açıkçası benim de kaşlarım çatılmıştı.

"Taehyung bu ne demek şimdi?" Demiştim sessizce. "Yeterince kesin değil mi aramızdaki bu şey?"

"Öyle söylemek istemedim Jungkook. En başta konuştuğumuz şeyden bahsediyorum. Hani demiştik ya bir süre en azından ikimiz de tamamen adapte olana kadar kimseye söylemeyelim diye?"

Açıkçası bunu ben değil o istemişti ama şimdi bunu söylersem suçu ona atmış gibi olurdum. Bu yüzden başımı onaylar anlamda sallamakla yetinmiştim.

"Her neyse. Zaten olan olmuş, geri dönüşü de yok bunun. Bu yüzden sadece şunu söyleyebilirim ki aranızdaki bu şey her ne ise işimize karıştırayım demeyin. Beni müdahale etmek zorunda bırakmayın lütfen." Demiş ve gömleğinin en üst düğmesini açarak derin bir nefes alıp verirken eklemişti. "Ve beni hayal kırıklığına uğrattığınızı da söylemeden edemeyeceğim"

"Hyung.. özür dilerim" demiştim hemen üzgünce ona bakarak. "Amacımız arkanızdan iş çevirmek falan değildi. Sadece biraz bekledikten sonra zaten söyleyecektik" dediğimde Taehyung da bana katılmıştı.

"Hyung gerçekten söyleyecektik" demişti sessizce. Üzüldüğü çok belliydi. "Bir de eğer çok kızdıysan diye söylüyorum, saklamak isteyen bendim. Jungkook pek saklamak istemedi ama ben ısrar edince beni kırmadı-"

"Suçu üstlenmeye çalışma. Bu işte beraberiz"

Söylediği her ne kadar doğru olsa da tüm suçu üzerine almasına izin veremezdim. Bu yola beraber girmiştik ve verdiği fikri kabul etmem bile beni bu suça ortak yapardı.

"Şu an daha fazla konuşmak istemiyorum. Parti bitince dağılırız ve yarın sakin kafayla konuşuruz" dediğinde Jimin atlamıştı olaya.

"Hyung sen de abartma" demişti hafifçe dudaklarını büzerek. "Taehyungun geldiği ilk günden beri bu ilişkinin başlayacağı çok belliydi."

Seul Nine-Nine: TaekookWhere stories live. Discover now