1: Boklu böcek meselesi

20.4K 1.2K 1.5K
                                    

Yeni ficim ve ben selam veriyoruz almayanı da dövüyoruz💜
Yorumlarınızı bekliyorum, umarım hoşunuza gider, iyi geceler 💜

__

"Taehyung şimdiden randevumuzu planlamaya başladım, hayatının en berbat randevusunu geçirmeye hazır mısın?"

Kıkırdayarak biraz ileride masasında oturan meslektaşıma seslenerek kelepçelediğim hırsızın bir elimle kolunu tutarken diğer elimle gördüklerini pekiştirmesine yardımcı olmak için yakaladığım hırsızı işaret ediyordum.

"Jungkook, sen harika bir dedektifsin!"

En yakın arkadaşım bana hemen tezahürat yaptığında ona göz kırpmıştım.

"Biliyorum Jimin. Hadi, uzaktan high-five"

Aynı anda ellerimizi kaldırıp beşlik çakarcasına havaya savurduğumuzda Yoongi gözlerini devirerek tüm suratsızlığıyla yanımdaki hırsızı alıp sorgulamak adına onu sorgu odasına götürmüştü.

Gerine gerine yürüyerek Taehyungun masasının önünde durmuş ve büyük beyaz tahtayı işaret ettikten sonra bir prenses gibi eğilip elimdeki tahta kalemini ona uzatmıştım.

"Bu şeref size ait olmalı, dedektif" demiştim. Jiminin kıkırdadığını duyuyordum hala. Taehyung oflayarak kalemi elimden alıp tahtanın önüne gittiğinde gönülsüz ve suratı asık bir şekilde benim skorumu silip bir rakam ekleyerek tekrardan yazmıştı.

"Jeon Jungkook 25, Kim Taehyung 24!"

Sesimi yükselterek tüm karakolun alkışlaması için ellerimi iki yana açıp havaya doğru kaldırdığımda tam da istediğim gibi herkes alkışlamıştı. Jimin de ek olarak ıslık çaldığında tekrardan herkese prenses selamımı verip bakışlarımı Taehyunga çevirmiştim.

"Daha vaktimiz var Jungkook, bu kadar havaya girme. Arabanın anahtarını bana teslim ederken çok ağlarsın sonra"

Kendince laf sokmaya çalışarak yerine oturduğunda kalçalarımı onun masasına yaslayıp egomu yüzüme yansıtmaktan çekinmeyerek konuşmuştum.

"Umarım dünyanın en berbat randevusunda bana söylediğin gibi ağlayan kişi sen olmazsın"

Tam da söylediğimin tersini istediğimi oldukça belli eden alay dolu ifadelerle donatılmış yüzümle ona bakarken gözlerini devirerek iki yana sallamakla yetinmişti.

"Evet çocuklar, herkes yerine"

Amirimiz yanımıza kucağında bir sürü dosyayla gelirken heyecanla ellerimi birbirine sürtmüştüm.

"Toplantı odasına geçelim gençler, yeni dosya almak için sabırs-"

"Herkes yerinde kalsın. Seokjin ayağını masadan indir. Yoongi beni öldürecekmişsin gibi bakmayı bırak ve Jungkook, sus."

"Okey, sustum"

"Tanrım, sen gerçekten harikasın Jungkook. İngilizce kelimeler bir dedektifin ağzına en fazla bu kadar yakışabilirdi-"

"Jimin, sen de sus. En çok sen sus hatta"

Jimine baktığımda aynı anda ellerimizi havaya kaldırarak tekrardan uzaktan beşlik çakmıştık. Sonrasında bakışlarımız yine aynı anda amirimize dönerken onu dinlemeye başlamıştık.

"Bildiğiniz gibi bugün emniyet müdürümüz değişti-"

"Ne?" İnce bir sesle bağırarak sözünü kestiğimde herkes bana bakmıştı. "Ben Minho'yu seviyordum!"

Seul Nine-Nine: TaekookWhere stories live. Discover now