2: Muzlu süt

7.2K 927 913
                                    

"Çok üzgünüm, evde tesisatla ilgili bir sorun yaşadım sabah."

"Beni ilgilendiren bir kısım göremiyorum? Geç kaldın."

"Evet ama gerçekten tesisatla ilgili bir problem çıktı. Ayrıca müdürlüğün bana yeni bir telefon temin etmesi gerekiyor" diyerek sevimli bir şekilde gülümsediğimde müdürümüzün yüzünde gram mimik oynamayınca pes ederek toplantı odasına tamamen girmiş ve Jiminin yanına oturmuştum.

"Jimin, biliyor musun bugün alarm sesi çok yüksek olduğu için uyandığımda panikledim ve telefonumu fırlattığımda da yanlışlık klozete girdi!"

Kısık sesle ona sabah yaşadığım tesisat sorununu anlattığımda gözlerini büyüterek eliyle ağzını kapatmış ve sessizce gülmüştü.

"Harika bir dedektif olduğun kadar harika bir de basketçisin. Jungkook, seninle gurur duyuyorum dostum"

Ona şımarık bir şekilde gülüp öpücük attığım sırada kimsenin konuşmadığını fark ettiğimde bakışlarımı etrafta gezdirmiştim ve o an herkesin bizi dinlediğini anlamam pek de zor olmamıştı.

"Ne diyorduk?" Demiştim zoraki bir gülümsemeyle önüme bakarken. "Uyuşturucu baskınına giden ekipte birinci derecede miyim yoksa yardımcı mı olacağım sadece-"

"Cezalısın Jeon" demişti müdürümüz sözümü keserek. Aynı zamanda bana bir dosyayı uzatmıştı. "Uyuşturucu operasyonundan alındın. Yeni davan da bu. Şu ana kadar on iki polis arabasına penis çizen ve çizmeye de devam eden sprey boyacı suçluyla ilgileneceksin. Ayrıntılar elindeki dosyanın içinde. Toplantı bitmiştir, dağılabilirsiniz"

Müdür Namjoon toplantı salonundan ayrıldığında Jimin destek olmak istercesine omzumu sıvazlıyordu. Amirimiz Hoseok, daha ilk günden geç kalmayı nasıl başardığımı sormaya başlamıştı, Taehyung bana bakıp kıs kıs gülüyor, Seokjin kimseyi umursamadan kendisine aynadan bakıyor, Yoongi de elindeki bıçakla bir yerleri kazıyıp duruyordu. Bense şaşkınca elimdeki dosyaya bakıyordum.

Uyuşturucu operasyonunu tam üç aydır yakından takip ediyordum, sırf bir kez geç kaldığım için beni operasyondan alamazdı!

Kimseyi dinlemeden yerimden kalktığımda dosya hala elimdeydi. Adımlarım müdürün odasını bulduğunda bir kez tıklatıp içeriye girmiş ve elimdeki dosyayı masanın üzerine bırakmıştım.

"Geç kaldığım için gerçekten özür dilerim müdürüm ama beni bu operasyondan almayın lütfen. Bu operasyon için ciddi çaba sarf ettim, ilk iki satıcıyı ben yakaladım, ilk depoyu ben keşfettim ve ilk-"

"İlk neyi yapıp yapmadığını sorduğumu hatırlamıyorum Jeon. Operasyondan alındın ve şimdi de sana verilen diğer davayla ilgilenmek zorundasın."

Bu adamın bu kadar düz görünmesine akıl erdiremiyordum. O kadar ifadesizdi ki anlayamıyordum hiçbir şey. Hayır bir iki mimik yapsa ne kadar ciddi olduğunu anlayıp durmam gereken yerde dururdum ama anlayamıyordum.

"Bakın ben gerçekten dersimi aldım, bir daha asla geç kalmayacağım-"

"Dedektif Jeon. Bu hayatta sevmediğim üç şey vardır. Birincisi ısrar, ikincisi karşı gelme ve ısrar, üçüncüsü ise itaatsizlik, sorgulama ve ısrardır." demiş ve benim sessiz kaldığımı görünce gözlerini kapıya doğru çevirip eliyle de işaret etmişti. "Çıkabilirsin"

Omuzlarımı düşürerek derin bir nefes vermiş ve sinirlendiğim için onunla daha muhatap olmak istemeyerek direkt odasından çıkmıştım. Tamam, geç kalmış olabilirdim fakat bu beni üzerinde aylardır çalıştığım en büyük dosyalardan birinden almasına sebep olacak kadar ciddi bir durum değildi. Herkes geç kalabilirdi. Bu kadar büyütülmemeliydi.

Seul Nine-Nine: TaekookWhere stories live. Discover now