5: Turtalar ve kaynanalar

5.4K 844 599
                                    

"Ho ho ho! İyi Noeller!"

Karakola girdiğim gibi büyük bir gülümsemeyle kendi etrafımda dönerek herekese en içten iyi dileklerimi sunduğumda kimseden ses çıkmayınca durup onlara bakmıştım.

"Ne bu sessizlik?"

"Jungkook, sen Noellerden nefret edersin?"

"Bu sene sevesim geldi Jimin. Sevemez miyim?"

Gözlerimi devirerek yerime geçtiğimde çekmecemdeki muzlu süt stoğumdan bir tane süt alarak pipeti geçirmiş, dudaklarıma yaslamıştım hemen.

"Taehyung nerede kaldı? Hiç geç kalmazdı?"

Duyduğum ses amirimiz Hoseoka aitti. Ben hızlıca sütümü yudumlamaya devam ederken bakışlarımı ondan çekerek önümde duran dosyalara çevirmiştim.

Dün gece bende kaldığı için sabah evine uğrayıp sonradan buraya gelecekti ama bunu onlara söylememe gerek yoktu.

"Gerçekten de garip" demişti Jimin mırıldanarak. "Nerede olduğunu biliyor musun?"

"Ne? Ben nereden bileyim Jimin? Sanki bende kaldı" diyerek göz devirdiğimde üzerime dönen bakışlardan ve çatık kaşlardan dolayı bir an duraksamıştım.

"Taehyung sende mi kaldı?"

Yoongi bana şüpheyle sorduğunda tekrardan gözlerimi devirmiş ve biten süt kutumu ona doğru fırlatmıştım.

"Ne saçmalıyorsunuz? Dalga geçtim, bende kalmadığına göre nereden bilebilirim diyorum ya?"

"Kimse sende kalmasıyla ilgili bir şey söylememişti?"

"Amirim mantıklı mantıklı konuşup benim sinirimi bozmayın. Ulan bundan sonra dalga da geçmeyeceğim. Hemen yanlış anlıyorsunuz" diye mırıldanarak kapüşonumu kafama geçirdiğimde bana şüpheli bakışlar atsalar da sonradan önlerine dönmüşlerdi. Ben de sessizce derin bir nefes alıp vermiş ve salaklığım yüzünden kendi kendime yüzümü buruşturmuştum.

"Taehyung sende miydi dün?"

Jimin yanıma gelerek sessizce bana sorduğunda onu alnından ittirmiştim.

"Saçmalama. Hayır dedim ya? Niye bende kalsın?"

"Şüpheli davranıyorsun" demişti tek kaşını kaldırarak. Ben de tekrardan gözlerimi devirerek elime bir dosya alıp okumaya başlamıştım. Tam da o sırada müdürümüz odasından çıkarak yanımıza doğru geldiğinde bakışlarımız ona dönmüştü.

"Evet. Bugün Hongdae caddesindeki nöbete Jungkook ve Jimin çıkıyor. Hoseok ve Yoongi, siz rapor işlerini bitiriyorsunuz ve Taehyung da- Taehyung nerede?"

"Bilmiyoruz müdürüm. İlk defa bu kadar geç kalıyor, anlamadık bir şey"

Amirimiz bizim adımıza konuştuğunda müdürümüzün kaşları çatılmıştı ve o sırada Seokjin söze girmişti.

"Ne Taehyungmuş ya? Gelmesin boşverin, onu ve sıkıcı kıyafetlerini görmek isteyen kim?"

"Kıskanıyorsun, değil mi?"

Seokjine söylenebilecek en büyük hakaretlerden biriydi bu belki de. Konu Taehyung değildi, Seokjine herhangi birini kıskandığını söylemek cesaret isterdi ve açıkçası aramızda bunu söylemeye cesareti olan tek kişiydi Yoongi.

"Senden daha iyi görünüyor diye onu eziklemeye çalışıyorsun?"

Yoongi keyifle gülerek Seokjinin şok olmuş halini izlerken ben dudaklarımı ısırıp gözlerimi büyüterek ve nefesimi tutarak olanları izliyordum. Diğerlerinin de benden bir farkı yoktu. Müdürümüzün bile.

Seul Nine-Nine: TaekookWhere stories live. Discover now