24: Seksi rekabet

4.3K 626 117
                                    

Karakoldaki zehirlenme olayından dolayı verilen üç izin günü sanki bir bardak su içercesine bitmişti hemen. Dinlenebildiğimi hissettiğimden bile emin değildim.

"Taehyung, bana da sandviç hazırlar mısın?"

"Hayır, sadece kendime hazırlıyorum" dediğinde dalga geçtiğini bildiğim için gülmüş ve üzerimde sadece iç çamaşırım ve şortum varken odadan çıkarak yanına gitmiştim. İşten eve yeni gelmiştik, ilk o banyo yapmıştı ve ben de şimdi yeni yapmıştım, saçlarım hala ıslaktı.

"Bana kıyamazsın" demiştim hemen onun arkasından sarılıp omzunu öperken.

"Kıyarım da neyse, kırmayayım hevesini" diyip dudaklarını büzdüğünde kıkırdamış ve ardından omzuna dişlerimi geçirerek gülmüştüm.

"Tamam yapma. Sen yemeğini ye, ben de seni yiyeyim"

"Tamam" demişti hafifçe omuz silkerken. "Benim için hava hoş. Her iki türlü de kazanıyorum"

Gülümseyerek kollarımı sıkıca beline doladığımda Taehyung da başını hafifçe geriye atarak omzuma yerleştirmiş, sandviçi hazırladıktan sonra ellerini yıkamış ve belindeki ellerime tutunmuştu.

"Sanırım annem hasta olmuş" demişti Taehyung birden. "Ona bakmam için beni çağırdı ama gidemem ki? Nasıl izin alacağım?"

"Aylık izinlerini kullan?"

"Aylık izinlerimi hasta olduğum günlere saklıyordum. Sonra hastayken işe gelmek zorunda kalıyorum"

"Saçmalama, her türlü halledilir. Merak etme sen. Aklın annendeyken çalışamazsın ki zaten?"

"Öyle ama bilmiyorum, abimler ne yapıyor niye gitmiyorlar annemin yanına bilmiyorum. Bir şey olunca hemen beni arıyorlar"

"Çünkü en iyi evlat sensin" demiştim onun yanağını öptükten sonra. "Onlara her zaman yardımcı oluyorsun. Abinler kendi hayatlarına daha çok odaklanıyorlar ama sen hem kendi hayatını düzene sokuyorsun hem de annenlerin hayatını"

Taehyung anlamadığım birkaç mırıltı çıkarttıktan sonra kollarımı gevşetmemi sağlayıp vücudunu bana döndürdüğünde hemen onu kendime yaslamış ve dudaklarına bildiğin yapışmıştım. Yapışmıştım diyorum çünkü gerçekten bırakmamıştım.

Dudaklarını sanki iki üç haftadır hasretmişim gibi büyük bir özlemle öpüyor, dudaklarımın arasına alarak eziyordum. Yumuşacık dolgun dudaklarının gerçekten, yani maddi olarak bir tadı yoktu ama onu her öptüğümde kendimi kiraz bahçesindeymişim gibi hissediyordum. Damağımda o güzel, serin ve iç açıcı kokunun tadı oluyordu ve ben ondan ayrılmak istemiyordum.

Ama elbette ayrılmıştım çünkü nefessiz kalmıştık ikimiz de. Taehyung geri çekildiğinde biraz şaşkın bir ifadeyle bakmıştı yüzüme. Öpücüğümün tutkusu onu şaşırtmış olmalıydı.

"Ben mi yanlış anladım yoksa gerçekten fazla anlam dolu bir öpücük müydü?"

"Doğru anladın" demiştim keyifle gülümseyerek onun belini okşarken. "Tüm hislerimle öptüm seni. Çok güzeldi, değil mi?" diye ekleyerek de bilmiş bilmiş ona baktığımda Taehyung kıkırdamış ve yanaklarımı sıkıp öptükten sonra boynuma sarılmıştı.

"Evet" demişti boynuma gömüldüğü için boğuk çıkan sesiyle. "Bir değişik hissettim. Ama iyi bir değişiklik bu"

"Güzel" Mırıldanmış ve onun saçlarına öpücükler bırakmıştım. "Şimdi biraz atıştıralım, sonra da kendimize bir yer hazırlayıp keyif çatalım?"

Taehyung onaylayan mırıltılar çıkartıp benden ayrıldıktan sonra hazırladığı sandviçleri masaya yerleştirirken ben de ikimize içecek bir şeyler doldurmuş ve yerimi almıştım. Karşılıklı oturduğumuzda hemen ona gülümseyerek kendi sandviçimi almış, büyük bir ısırık almaktan da hiç çekinmemiştim.

Seul Nine-Nine: TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin