6: Mancera Aoud Cafe vs Johnsons's Baby Shampoo

5.8K 830 459
                                    

"Siktir, Jimin!"

Gözlerim büyürken amirimiz Hoseok silahını ateşleyen ölüm tehditçi adamın üzerine atlasa bile Jiminin vurulmasını önleyememişti. Adamı etkisiz hale getirdikleri gibi koşarak yerde yüz üstü yatan Jiminin yanına gitmiş ve elimi yanağının altına yerleştirerek taşların yüzüne batmasını engellemeye çalışmıştım.

"İşte tam da bu yüzden bu işe kimsenin karışmasını istemiyordum Jeon" demişti müdürümüz aceleyle yanımıza gelirken. O sırada Yoonginin ambulansı aradığını duymuştum. "Vurulması gereken kişi Jimin değildi-"

"Müdürüm, saçmalamayı bırakın ve Jimine odaklanın lütfen"

Sesimin yükselmesi umrumda değildi, kimsenin de umrunda olmamıştı. Taehyung bile müdüre bağırdığım için beni uyarmadıysa burada haklı olan bendim.

"Jimin" demiştim sessizce saçlarını okşayarak. Sesim biraz isyan doluydu. "Niye onun önüne atladın?"

"Atlamasaydım o vurulacaktı Jungkook" demişti dişlerini birbirine bastırarak. Terlemişti, bedeni kaskatıydı.

"Ama böyle de sen vuruldun- of"

Mızmızlanarak burnumu çektiğimde bir eliyle elimi sıkıca tutmuştu. Canının ne kadar acıdığını tecrübem olduğu için tahmin edebiliyorum ama Jiminin canının tatlı olduğunu düşündükçe daha kötü hissediyordum.

"Ambulans gelecek şimdi"

Yoongi yanımıza gelip oturduğunda Jiminin başını bacaklarıma yerleştirmiştim. Hala elimi sıkıca tutuyor, soğuk soğuk terliyor, inlememek için kendisini zor tutuyordu.

"Jimin, teşekkür ederim" demişti Yoongi sessizce. Durgun görünüyordu. "Ayrıca benim yüzünden bu haldesin, çok üzgünüm. Keşke daha dikkatli olsaydım-"

"Senin yüzünden değil Yoongi" demişti Jimin yüzünü bacaklarıma gömerek. "Orada senin yerine başka biri olsaydı yine aynısını yapardım. İnan bana o anki panikle önüne geçtiğim kişinin sen olduğunu bile bilmiyordum"

"Yine de teşekkür ederim" demişti tekrardan. Bakışları Jiminin kalçalarına kaydığında hafifçe yutkunduğunu görmüştüm. "Şükür ki kasan sağlam. Kastan ve yağdan ileri gidememiştir mermi. Hemen iyileşirsin" diye mırıldandığında Jimin başını bacaklarımdan kaldırarak ona bakmış ve bu haldeyken bile gülmüştü.

"Çocuklar, bugün burada benim için yapığınız her şey için teşekkür ederim" Müdürümüz almıştı sözü. "Ekip olarak çalıştığınız sürece halledemeyeceğiniz hiçbir durumun olmadığını bir kez daha kanıtladınız. Her birinize gerçekten bir çok teşekkür ederim. Ayrıca Jimin, sen gerçekten bir kahramansın."

Jimin hafifçe gülümseyerek bakışlarını tekrardan bana çevirdiğinde dudaklarımı büzerek ellerimi onun yüzüne yerleştirmiş ve saçlarına birkaç öpücük bırakıp okşamaya başlamıştım.

"Jimin gerçekten bir kahraman" demiştim sessizce. "Güzelim kalçalarınla Yoonginin hayatını kurtardın. Sen gerçek bir kahramansın"

"Cidden mi Jungkook?"

Taehyung gözlerini devirerek yanımıza geldiğinde Jimin bir elini de ona uzatmıştı.

"Jimin, birazdan ambulans burada olacak. Endişelenmemeye çalış, olur mu?" Diyerek elini sıkıca tuttuğunda Jimin gülümsemeye çalışarak başını sallamıştı.

"Canım çok acıyor ama dayanabilirim" demişti keskin bir nefes verirken. Kendi kendisine başını sallayarak elime daha sıkı tutunmaya başladığı sırada onun için yapabileceğim hiçbir şey olmadığı için sadece sıkıca elini tutuyor, saçlarını okşuyordum. "Siz böyle ellerimi tutunca annem ve babam yanımdaymış gibi hissettim şu an"

Seul Nine-Nine: TaekookWhere stories live. Discover now