12. Bölüm

3K 256 32
                                    

TUTSAK YÜREĞİM
12. BÖLÜM

Edward'ın elini tutup Kaiden'in yanına geçtiğinde söylentileri doğruladıklarından habersiz dans eden çingeneleri izlemeye başladı. Herkes onun hakkında konuşuyor, metres olduğunu söyleyip duruyordu. Üzerinde dolanan yabancı gözler gerginliğini arttırmıştı. Kaiden'in neden öyle davrandığını anlamasa da sormaya çekiniyordu. Gözlerini yan tarafında duran iri adama çevirip baktı bir süre. Onu ilk gördüğündeki gibi savaşçıya değil de soylu bir adama benziyordu. Bakışlarını hissetmiş gibi dönüp gri gözlerinin içine öfkeyle baktığında yakalanmanın utancıyla gözlerini kaçırdı hemen. Yeniden meydanın ortasında dans eden güzel çingeneye baktığında kulağının dibinde hissettiği nefes kaskatı kesilmesine neden oldu.

"Kaleye dön! Bu kadar eğlence yeter!" diye sertçe konuştuğunda kırgın bakışlarını kara gözlerine çıkardı. Ne olmuştu birden?

"Peki." dedikten sonra sessizce kalabalığa karıştığında Kaiden öfkeyle kolundan tuttu. Geldiğinden beri kalabalığın dikkatini üzerine çektiği yetmiyormuş gibi tek başına onca yolu gitmeye çalışıyordu.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen? Beraber gidiyoruz!"

Edward'ı kucağına alıp kolundan sıkıca tuttuğu kadını ardında sürükledi. Yol veren kalabalığın arasından geçtiğinde  öfkeli gözlerini kadına bakan tüm erkeklerin üzerinde gezdirmiş, uyarıyı anlamalarını sağlamıştı. Üzerindeki bakışların farkında olmaması daha da öfkelenmesine neden oluyordu. Yüzünü açtığında erkeklerin ona tutulacağını biliyordu ama sadece baktıklarını bile görmek bu kadar sinirlenmesine neden oluyorsa onu isteyen adamlara ne yapardı Tanrı bilir. Onu leş yiyicilerin eline bırakamazdı.

Kalabalığı arkasında bırakıp taş köprünün üstüne geldiğinde kucağındaki çocuğu yere bırakıp kadına döndü.

"Kaleye dön hemen! Odana git ve ben söylemeden sakın dışarı çıkma! Oğlun da aynı sekilde!"

Kafasındaki planları söylemeden verdiği emirlerin genç kadını korkuttuğundan habersiz, sırtını dönüp köprünün başında bekleyen askerlerin arasına karıştı. Kadın, kırgın bakışlarını adamın üzerinden zorlukla ayırıp kardeşinin elini tuttuğunda aklında ise birden bire onu neyin öfkelendirmiş olabileceği dönüp duruyordu. Cevapsız sorularla kaleye doğru yürümeye başladığında ardında duyduğu adım sesleri yeniden arkasına dönmesine neden oldu. Bir askerin peşinden geldiğini gördüğünde Kaiden'in emri olduğunu anladı. Odaya girip girmediğini bile bir askerin kontrol edecek olması anlamsızca kalbini kırmıştı. Onun emrini uygulayacaktı elbette. Bunun için bir askeri peşine takması gerekmezdi.

Taş köprüyü geçip de karşısına kaleye yaraşır, kocaman demir kapı çıktığında son kez arkasına baktı ama onu göremedi. Ağır adımlarla kafası eğik bir şekilde girdi kaleye. Odasına girene dek gördüğü tüm yüzler ya onunla göz göze gelmekten kaçınmış ya da tuhaf bakışlar  atarak yanından geçip gitmişti. Sebebini anlamasa da umursamadı bu defa. Odaya girdiğinde önce Edward'ı uyutmuş, ardından kıyafetini çıkarıp Emily'nin getirdiği beyaz geceliği giymişti. Diger yatağa uzandı. Düşünceler içinde, aklı dışarıda kalabalığın arasında kalmış yakışıklı adamın üzerindeyken uyuyakaldı.

Göz kapakları zorlukla aralandığında gözlerinin karanlığa alışması için bekledi bir süre. Odada yanan mum sönmüştü ve ay ışığı odayı yeterince  aydınlatmıyordu. Karanlığa yavaş yavaş alışan gözlerini karşısındaki yatağa çevirdiğinde boş olduğunu gördü. Korkuyla atan kalbini dizginlemeye çalışıp üzerindeki  örtüyü attı hızla. Odada gözlerini gezdirdiğinde aralık duran kapı daha da telâşlanmasına neden oldu. Ayağına bir şey geçirmeden hızla çıktı odadan. Bulunduğu katın tamamını gezdi. Yan tarafında dizilen odaların kapılarını yavaşça açıp kontrol ettiğinde hepsinin boş olduğunu görmesi korkunun yavaş yavaş bedenine yayıldığını hissetmesine neden oldu. Basamakları çıplak ayaklarıyla sessizce tırmandığında korktuğu şeyin olmaması için yalvarıyordu Tanrıya. Kötü düşünceleri aklından def etmeye çalıştıkça yerini daha kötü düşünceler alıyordu. Basamaklar bitip de kilerin olduğu kata çıktığında uzunca kontrol etti ama kimseler yoktu. Gözlerine dolan yaşları zorlukla tutmaya çalışsa da bir bir dökülmeye başlamıştı yanaklarından. Telâş içinde kattaki tüm odaların içine baktığında kapattığı her kapının ardında umudunun bir parçasını bırakıyordu. Zihninin en ücra köşesine attığı kötü hatıralar bir bir gözlerinin önüne gelmişti. O iğrenç gecede de kardeşini bulamadığında böyle korkmuş ve çaresiz hissetmişti.

Tutsak Yüreğim Where stories live. Discover now