16. Bölüm

2.9K 239 44
                                    

TUTSAK YÜREĞİM
16. BÖLÜM

Edward'ı odaya geri götüren Emily'e gülümsediğinde üzerindeki bakışların farkında değildi hala. Yüzünü çevirip Kaiden'e baktığında öfkeli gözlerle kendisini izlediğini gördü. Yüzündeki gülümseme yavaş yavaş solmaya başladığında yanlış bir şey yapıp yapmadığını düşünüyordu.

Kaiden aniden kalkıp oturduğu sandalyeyi yere devirdiğinde korkuyla irkildi. Bir eli kalbinde öylece öfkeli adama bakıyordu. İnce bileğini kavrayıp Iris'in ayağa kalkmasına neden olduğunda gözlerini masadaki arkadaşlarına çevirdi.

"Bu kadar yeter! Dağılın!"

Kolundan tuttuğu kadını arkasından sürükleyerek kapıya yöneldiğinde Brandon, John'un aksine olayın iç yüzünü bildiği için müdahale etmeye çalıştı. Kaiden'in neye öfkelendiğini anlamıştı. Kadına zarar vermemesi için önünü kestiğinde John'un şaşkın bakışlarını yüzünde hissediyordu.

"Dostum, yapma!"

"Çekil!"

Kaiden öfkeyle Brandon'u itip kapıdan geçtiğinde hızla çıktığı basamakların başında durdu. Koridordaki tek tük insanlara bağırdığında korkudan hepsi dağılmış, ortalıkta kimse kalmamıştı. Kolundan tuttuğu kadını çekip sırtını duvara sertçe yasladığında narin bedenini iri bedeniyle duvar arasına aldı.

"Bana her şeyi anlat. Eksiksiz bir şekilde!"

Sertçe alıp verdiği solukları arasında kurduğu cümle genç kadını tedirgin etti. Birden bire neden böyle davrandığını anlayamamıştı.

"Lordum ne yapıyorsunuz?"

"Sana bir şey söyledim. Cevap ver!"

Bedenleri arasında sıkışıp kalmış ellerini kaslı ve geniş göğsüne yasladı. İri bedenini itip kendinden uzaklaştırmak istedi ama onun kadar güçlü olmadığı için başarısız oldu. Kaiden bileklerini sıkıca tutup kadını hafifçe sarstığında doğru cevabı duymak istiyordu başka bir cevabı değil.

"Konuş lanet olası kadın!"

Aldığı nefesler ciğerlerine yetmiyormuş gibi göğsü hızla inip kalkıyor, Kaiden'in sert bedenine sürtüyordu. Yakındı, çok fazla yakın!

"Konuşacak bir şey yok. Her şeyi anlattım." dedi.

Kaiden kendine bile itiraf edemediği şeyi dillendirmekte zorlanıyordu. O adamı hala sevdiğini düşünmek neden bu kadar can sıkıcıydı?

"Sana tek bir soru soracağım. Bana doğruyu söyle!"

Iris titreyen dudaklarıyla baktığı adamı kafasıyla onayladı.

"O adamı seviyor musun?"

Ne diyeceğini bilmeden öylece karşısındaki adama baktı. Çoğu genç kız gibi istemediği bir adamla evlendiğini söylemek en doğrusuydu belki de. Daha az soru getirecek bir cevap olmasını diledi.

"Hayır!"

İçini kemiren kıskançlığa rağmen verdiği cevap bir nebze olsun rahatlamasını sağlamıştı. Özlem kokan sesiyle "Babası gibi." dediğinde hissettiği şeyin adını koyamıyordu. Öyle yoğundu ki o his canı yanmıştı.

Tutsak Yüreğim Where stories live. Discover now