13. Bölüm

3.1K 241 24
                                    

TUTSAK YÜREĞİM
13. BÖLÜM

Dudaklarından kopan dudaklar başını döndürdü. Bedenleri hala birdi. Belini sıkıca saran kollar olmasa yeri boylamıştı çoktan. Kaiden eğilmiş alnını alnına yaslamıştı. Kapalı gözlerini aralayıp baktığında kara gözleri yüzünün her noktasında geziyordu. Dudaklarına vuran ferah nefesi, temasını sonsuzlaştırmak ister gibi teninde izini bırakıyordu. Sesini bulduğunda zorlukla fısıldadı.

"Bunu neden yaptınız?"

Kaiden sessiz kaldı. Ne ona ne de kendisine verecek bir cevabı yoktu. Klanının gözü önünde ona yakın davranarak Iris'ten uzak durmaları gerektiğini belli etmişti yeterince ama şu an yalnızdı ikisi ve bunu görmesi gereken kimse yoktu etrafta.

Belindeki kollarını sıkılaştırıp kadını tamamen kendine mahkum etti. Dudakları bu kadar yakınındayken uzak kalmak imkansız gibiydi. Hele ki tadını aldıktan sonra! Kafasını boynuna doğru eğip kokusunu içine çekti derince. Onu ve oğlunu koruyacağına dair söz vermişti ama kadını kendisinden kim koruyacaktı?

"Git Iris, git!"

Beline sardığı kollarını zorlukla çözüp kadına sırtını döndü. Onu öpmeye, sarmaya devam etmek istese de yapmamalıydı.

Iris şaşkınlıkla sırtını dönen adama baktı. Karmakarışık hissediyordu. Bir tarafı heyecan, mutluluk içindeyken diğer tarafı Kaiden'in dediği gibi gitmesini söylüyordu. Öylece geniş sırtına takılı kaldı gözleri. Soru sormak istese de yapamadı. Sessizce arkasını dönüp çıktı odadan sonra. Koridorda ilerlerken Kaiden'in odasına geldiğini fark etti. Odanın içine bakmasa da yol tanıdık gelmişti. Edward'ın burada ne işi vardı?

Basamakları inip odaya geri döndüğünde Edward'ın yatağa yatmak üzere olduğunu gördü.

"Bebeğim neden o odaya gittin?" diye sordu merakla. Gri gözleri, kardeşinin annesinin aynısı olan masmavi gözlerine takılı kalmıştı.

Edward "Lord Kaiden beni götürdü." dediğinde kadının biçimli kaşları çatıldı. Hiçbir şeyi doğru düzgün düşünüp de sorgulayamıyordu. Kendisini neden öpmüştü ya da neden herkesin metresi olduğunu düşünmesine izin vermişti bankam veremiyordu.

Kafasında cevabını bir türlü oturtamadığı sorularla kaldı öylece. Küçük kardeşini yatırırken fazlasıyla sessizdi. Edward uykuya dalana kadar yanına uzanıp saçlarını okşamış, Kaiden'i uzun uzun düşünmüştü. İlk kez böyle bir şey yaşıyordu. Nasıl karşılaması gerektiğini bilmiyordu. Insanların ona nasıl davranacağını ya da onlara nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu.

Düşünmek istemese de güneş doğup da kapısı çalınana kadar Kaiden hep aklındaydı. Yataktan sessizce çıkıp kapı aralığından kafasını çıkardı. Karşısında  yalnızca Emily'i görünce kapıyı ardına kadar açtı. Genç kız mahcup bir şekilde yüzüne baktığında çekingenliğini atması için gülümsedi genişce.

"Lordum sizin için odasının hemen yanında bir oda hazırlattı leydim. Orada kalacaksınız artık." dediğinde Iris şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemedi. Emily'nin gösterdiği soğukluk dikkatinden kaçmamıştı.

"Neler oluyor Emily?" dedi genç kızın tatlı suratında gözlerini gezdirirken. Emily ise annesinin uyarılarını düşünüyordu. Ona karşı saygılı olması gerektiğini söyleyip durmuştu şenliğe beraber katıldıklarını gördüğünden beri. Ama liderinin kadını olduğunu bilmiyordu. Ta ki bu sabah annesi gelip lordun Iris ile aynı katta olmak istediğini söyleyene kadar.

Tutsak Yüreğim Where stories live. Discover now