23. Bölüm

2.7K 185 17
                                    


TUTSAK YÜREĞİM
23. BÖLÜM


Kaiden odadan öfkeyle çıktığında kapıda dikilen kahya Harrison'u gördü. Meşalelerin aydınlattığı yarı karanlık koridorda ilerlerken öylesine öfkeliydi ki yaşlı adamın yüzüne bile bakmadan çalışma odasına yöneldi. Sinirini zavallı adamdan çıkarmak istemiyordu. Harrison peşinden koşturarak beyine yetişmeye çalıştı ama hep bir adım gerisinde durmaya dikkat ediyor, saygısını gösteriyordu.

"Lordum hazırlıklara başlayalım mı?"  diye sorduğunda Kaiden adımlarını yavaşlatmadan dönüp yaşlı adama ters bir bakış attı. Nefes nefese kalmıştı. Haberin yaşlı adamı telaşlandırdığı anlaşılıyordu.

"Kilerdeki tüm yiyeceklerden çıkartın. Aşçılara söyle hızlı olsunlar. Brandon'a  da haber ver askerleri seçsin, Kral'ı karşılamaya gitmek için bir konvoy hazırlasın."

Üst üste emirlerini sıraladıktan sonra yaşlı adamın cevabını bile beklemeden odaya girdi.

"Emredersiniz lordum." dedi Harrison, suratına kapanan kapıya bakarak. Ardından hızla merdivenlere yöneldi. Kral'ın bu saatte gelişi onu bile tedirgin etmişti. Misafir ağırlama hususunda lordunu memnun etmesi gerekiyordu. Bu konulardaki titizliğini en iyi kendisi bilirdi.

Kaiden çalışma odasına girdiğinde  İskoçya sınırındaki klanlarla ilgili tuttuğu raporları hazırladı. James gelmişken bilgi almak isteyebilirdi. Ne zaman ne yapacağı belli olmuyordu. Misafiri kimdi bilmiyordu ama böyle habersiz ziyaretlerden hiç hoşlanmazdı. Kıyafetlerini hızla çıkarıp günler önce Iris'i görmemek için çalışma odasına getirttiği kalanının rengini taşıyan kıyafetlerini ve kiltini giydi. Askerleri kontrol etmek için odadan çıkıp aşağıya yönelecekken gözleri kendi odasının kapısında takılı kaldı. İçi gidiyordu sebepsizce. Ona gitmek isteyen tarafını durduramadı bu kez. Sabırsız adımları uzun koridoru aşıp aralarındaki engelin önünde durduğunda zaman kaybetmeden açtı kapıyı.

Iris içeri girenin Kaiden olduğunu gördüğünde oturduğu yataktan kalkıp reverans yaptı. Onu görmek kalp atışlarını hızlandırmıştı yeniden. Dokunuşları, dudakları hala teninde geziyor gibiydi. Kötü bir şey olmaması, bu güzel anların bitmemesi için dua ediyordu Tanrıya.

Kapıyı yavaşça kapatıp kendisine doğru gelen güçlü ve yakışıklı adama baktı. Ona dokunan ve sahip olmak isteyen adama... Binici pantolonunu çıkartmış ve kilt giymişti. Onu ilk kez böyle görüyordu ama kesinlikle çok yakıştırmıştı. Çok uzun bir zamanmış gibi gelen sürenin ardından adımları nihayet yakınında son bulduğunda gözlerini kadının üzerinde gezdirdi. Günaha davet ediyordu güzelliği. Ne bakışlarını ne de ellerini ondan uzak tutamıyordu. Daha fazla uzak kalmayıp kolunu ince beline sarıp kendine çekti kadını. Kara gözleri açlıkla kıvrımlarını hissettiği güzel bedeninde geziyordu. Özellikle de dolgun göğüslerinde. Iris bu yakıcı bakışlara asla alışamayacakmış gibi hissediyordu. Tanrıya o an dua etti içinden. Eğer ölecekse bile Kaiden'in aşkını biraz olsun tatmak, bu harika duyguları yeniden yaşamak istiyordu onunla. Ömrünün yetmesini diledi.

"Geleceğim güzelim. Ben haber göndermeden sakın çıkma dışarı." dedi Kaiden boğuk sesiyle. Iris kafasını sallayıp onay verdiğinde dudaklarına yumuşak ve tutkulu bir öpücük kondurdu. Bu defa kısa tutmuştu yoksa ne Kral ne de misafiri umrunda olmayacak, kollarındaki harika kadına sabaha kadar sahip olacaktı. Zorlukla ellerini bedeninden ayırıp yüzüne baktı.

Tutsak Yüreğim Where stories live. Discover now