27. Bölüm

2.4K 152 18
                                    

TUTSAK YÜREĞİM
27. BÖLÜM

Sabah, yüzüne vuran gün ışığıyla gözlerini zorlukla açtığında ilk yaptığı şey Edward'ı kontrol etmek olmuştu. Kardeşinin uyumaya devam ettiğini gördükten sonra yanaklarına tüy kadar hafif bir öpücük kondurdu. Onu uyandırmamak için yataktan yavaşça çıkıp üzerini örttü sıkıca. O an, dün gece giydiği kırmızı elbiseyle uyuyakaldığını fark etti. Ve dün gece yaşananlar karabasan gibi üzerine çöktü genç kadının. Tek bir anının bile tadını çıkaramıyor olmak fazlasıyla üzücüydü. Huzursuzdu ve Margeret'in neler yapabileceğini kestiremiyordu. Tanrıya dua etmekten başka çaresi yoktu.

Gerilmiş bedenini rahatlatmak için temiz hava almaya ihtiyacı vardı. Balkona çıktığında derin bir nefes alıp gökyüzüne baktı. Hava serin esen rüzgara rağmen güneşli ve iç açıcıydı. Etrafta gözlerini gezdirirken aşağıda her zamanki gibi talim yapan askerleri gördü. Gözlerini Kaiden'i görme ümidiyle adamların arasında gezdirdiğinde kalenin etrafını saran kraliyet askerlerini gördü. Gergin bedeni daha da gerilmiş, kaşları çatılmıştı. İstemese de içeriye girdi yeniden. Hazırlanmak için Kaiden'in büyük gömme dolabının önüne geçti. Kendisi için getirtilmiş olan elbiselerden günlük ve şık bir elbise seçmek istedi zira kahvaltıda onlarla olacağını biliyordu. Dalgın bir şekilde elbise seçmeye çalışırken kapının tıklatıldığını duydu. Edward uyanmasın diye seslenmek yerine hızla kapıya gidip açtığında karşısında Emily'i gördü.

"Edward uyuyor Emily."

"Uyandırmamışımdır umarım hanımım." dedi genç kız yüzünde mahcup bir ifadeyle. Iris büyük yatağa doğru baktığında kardeşinin hala uyuduğunu gördü.

"Hayır uyumaya devam ediyor, hadi içeri gel."

Genç kız içeri girip arkasından kapıyı yavaşça kapattığında hanımının hala dün geceki kıyafetiyle olduğunu fark etti.

"Siz hiç uyumadınız mı?" dedi ilgili bir sesle.

"Hayır, uyudum. Sadece üzerimi değiştirmeyi unutmuşum." dedi, Emily'nin üzerindeki elbiseden dolayı bunu sorduğunu anlamıştı.

Emily hızlı davranıp dolabın önüne geçtiğinde Iris gülümseyip yatağa oturdu. Kendini Emily'nin ellerine bırakacağı için içi rahattı çünkü genç kız onu güzel göstermek için çok çaba gösteriyordu.

Kocaman dolaptan çıkardığı mercan yeşili elbiseyi hanımına gösterirken oldukça heyecanlanmıştı. "Bu elbise sarı saçlarınıza çok yakışacak hanımım."

Iris gülümseyip ayağa kalktığında tereddüt etmeden Emily'nin ellerinden elbiseyi almış, odanın en köşesindeki paravanın arkasına geçmişti. Korse takmadığı için yardım almadan rahatça giyiniyordu. Dün geceden kalma kırmızı elbisesini zorlukla çıkarsa da yeni elbisesini rahatlıkla giyebilecekti. Elbiseyi üzerine geçirip paravanın arkasından çıktığında arkasında kalan ve sırtının çoğunu açıkta bırakan ipleri bağlaması için Emily'ye seslendi.

"Bana yardımcı olabilir misin Emily?"

Paravanın arkasından çıktığında çoktan yanına varmış olan kıza arkasını döndü. Genç kız ipleri dikkatle bağlarken yine kendini tutamayıp konuştu.

"Hanımım korse giymiyorsunuz ama elbiseler size öyle yakışıyor ki... Bazen sizin bir oğlunuz olduğuna inanmak güç oluyor."

Iris ilk olmamasına rağmen Emily'nin bu sözleriyle gerildi. Hiçbir kötü niyet barındırmayan sesi kadın için tehdit gibiydi. Sessiz kalıp sadece gülümsedi zarifçe.

"Annem aldığı kilolardan hep şikayet eder."

"Her kadının bedeni aynı olmuyor." dedi kısaca. Konunun uzamasını ve daha fazla yalan siylemek zorunda kalmayı istemiyordu. Bu yüzden konuyu değiştirdi.

Tutsak Yüreğim On viuen les histories. Descobreix ara