21. Bölüm - Şüpheler

7.3K 421 459
                                    

21. Bölüm - Şüpheler

James dairesine girerken kapı duvara sertçe vurdu. Hızlıca uç uç tozu kavanozunu şömineden aldı ve bir avuç dolusu fırlatarak Remus'un adresini bağırdı. Başını yeşil alevlerin içine daldırdı ve dönmenin durması için bekledi. Kalbi göğsünde deliler gibi atıyordu. Harry'i görmesi gerekiyordu. Ona hemen şimdi burada ihtiyacı vardı. Eğer herhangi biri Harry'nin yokluğunu fark ederse şüphelenirlerdi ve dün geceki saldırının suçu üzerine yüklenebilirdi.

James bütün o kurbanların düşüncesi üzerine hasta hissetti. Yüz yetmiş kişi! İçlerinde kadınlar ve çocuklar da vardı. Bunu yapanın Harry olmadığını biliyordu. Onun olmasının hiçbir imkanı yoktu. Bu kadar korkunç bir şey asla yapamazdı. 'Ama Harry dün gece Remus'un evinde yoktu ve sabah altıya kadar da geri gelmedi' bir ses zihninde yankılandı. James bütün bu şüpheleri zor kullanarak aklından uzaklaştırdı. Harry bunu yapmamıştı! Yapmış olamazdı.

James dönmenin durduğunu hissetti ve gözlerini açtığında boş oturma odasını buldu.

"Remus!" bağırdı. "Remus! Remus! Harry!"

Cevap yoktu. Kalbi göğsünden kopup çıkacakmış gibi hissederek, James bir kez daha Remus'a seslendi. Hem arkadaşını hem oğlunu defalarca çağırdı, ama evde kimsenin olmadığı açıktı. James gürleyerek kendini şömineden çekip çıkardı. Remus ne cehennemdeydi? Daha birkaç dakika önce evindeydi. Ve Harry neredeydi?

'Büyük olasılıkla seni duydu ve seninle konuşmak istemedi' ses yankılandı zihninde tekrar. James sesi uzaklaştırmak için başını salladı. Şimdi bunun gibi şeyler düşünmenin sırası değildi. Harry'nin başı belaydı. Kimse kayıp olduğunu bulmadan önce Hogwarts'ın emniyetine geri dönmesi gerekiyordu.

xxx

James gün boyunca Remus'la bağlantı kurmaya çalıştı. Her dersten sonra dairesine koştu ve şömineden onu aramayı denedi. Ama kimse cevap vermiyordu. 'Muhakkak Remus bu sabahki gazeteyi gördü! Harry'i bunun gibi bir zamanda uzak tutmaktan daha iyisini bilmesi gerekiyor!' düşündü kızgınlıkla.

Sinirini dersleri sırasında göstermemek için elinden geleni yaptı ama boşunaydı. Öğrenciler dosdoğru Profesörlerinin bir şey hakkında problemi olduğunu söyleyebiliyorlardı. Buna Harry Potter'ın çok ani ve gizemli kayboluşunu ekle ve akşama çıkarılan sonuç herkesin dün geceki saldırıların Harry'le ilgili bir şeyi olduğuna ikna olmasıydı. Birkaç öğrenci Harry'nin orada olup olmadığını görmek için hastane kanadına bile gitti. Madam Pomfrey onları kovalamak zorunda kaldı. Bu da yalnızca Harry'nin aslına bakarsanız orada olmadığını onayladı.

Günün son dersi de biter bitmez, James hiç vakit kaybetmedi. Dumbledore'u görmek için yukarı acele etti.

"Şöminelerdeki güvenlik duvarlarını kaldırmak zorundasın. Remus'dan tek bir haber almadım. Gidip kendim göreceğim. Harry'i benimle beraber geri getireceğim!" açıkladı.

Dumbledore buna katıldı ve sonraki birkaç dakika içerisinde, James Remus'un oturma odasında duruyordu.

"Remus! Harry!" James bağırdı odayı geçerken. İkiliye dair herhangi bir işaret aradı ama kulübenin boş olduğu açıktı.

'Nerede olabilirler?' ortalıktan kayboluşlarına panikleyerek James düşündü kendi kendine. Remus sabah buradaydı. Onunla konuşmuştu. İkili nereye gitmişti ve neden hala geri dönmemişlerdi?

James tedirginlikle onları bekledi. Ellerinin titrediğini fark etti ve sakinleşmek için birkaç derin nefes almak zorunda kaldı. Aklına oğlunun ve en iyi arkadaşının başına gelebilecek bin türlü korkunç senaryo geliyordu. Başını salladı, 'büyük olasılıkla bardadırlar!' düşündü kendi kendine, sakinleşebilmek için.

Benim Bir Parçam / A Part of Me (2.Cilt)Where stories live. Discover now