9. Bölüm

11.9K 676 118
                                    

Korku, boğazıma dizilmiş bir lokma gibiydi ve ne yazık ki yutkunsam dahi bırakmış olduğu histen kurtulamıyordum. Kurtulmanın mümkün olmadığının da bilincindeydim zaten ama yine de boş bir hevesle bir kere daha yutkundum. Zihnimden geçen ise kesinlikle ben değil, tüm kızgınlık ve kırgınlıklarıma rağmen, Sanem ve abimdi. Onlara bir şey olabilme ihtimali beni çok endişelendiriyordu. Birkaç saniye, kapı aralanıp görüş açımıza Nil abla girene kadar ne kadar gerildim, ömrümden kaç yıl gitti bilmiyorum.

Abim ve Sanem Nil ablaya gözlerinden gitmeyen korkuyla bakarken Nil abla da onlara büyük bir hayal kırıklığıyla bakıyordu. Bu ihtimalin aklının ucundan dahi geçmediği belliydi. O an, ortamdan yükselen tek ses benim rahat bir nefes alışımdı. Nil ablayla konuştuğumuz kelime sayısı dahi bir elin parmak sayısını geçmezdi belki ama bana güven verdiği de bir gerçekti. Öyle ki henüz ağzını açıp tek bir kelime etmemiş dahi olsa kimseye, en azından aile büyüklerine ya da Semih'e bir şey söylemeyeceğini düşünüyordum. Bunu içten içe biliyordum da.

Tek sorun bu sırın artık çok kişi tarafından bilinmesiydi. Yakında sır olmaktan çıkmamasını dilerken Nil abla oldukça kısık bir ses tonu kullanarak "Size yazıklar olsun," diye konuştu. Benim aksime girdikten sonra arkasından kapıyı kapatmıştı. Ardından bana bakmasa da işaret parmağıyla öylece ayakta durmuş kendisini izleyen beni gösterdi. "Sırf kendinizi kurtarmak için bu kızı yaktınız değil mi?" Bunu yapmayı ben istemiş olsam da dediği doğruydu. Çünkü buna mecburum.

Sanem'in sırtı bana dönüktü ama gözlerinin dolmuş olacağını tahmin edebiliyordum. Kendisini savunmak amcıyla bir adım ileri attı, konuşmasına kalmadan Nil abla yeniden konuştu. "Sizin yaptığınız sorumsuzluğun bedelini bu kız mı ödeyecek?" Sanem hıçkırdı. Dolu gözleri damlaları bir bir akıtmaya başlamış olmalıydı, bunu sarsılan omuzlarından da anlamak mümkündü. Abim ise anında sevgilisine sarılarak destek oldu. Bir elini beline sarıp Sanem'in bedenini kendisine yasladı. Ben savunmasını bekledim, beklediğim olmadı. Lâkin konuşmadı ya da müdahelede bulunmadı. Sanem ve Nil, abla kardeş sayılırdı. Müdahale etmemesinin asıl nedeni de buydu. Bu sırada Sanem "Öyle değil," diyerek kendilerini savunuyordu. "Öyle değil biz-"

"Özür dilemek yerine bir de kendini mi savunacaksın Sanem?" Nil abla şimdi geldiği andan daha sinirli duruyordu. Gözlerindeki hayal kırıklığı beni bile üzdüyse kim bilir Sanem üzerinde nasıl bir etkisi vardı. "Dileyeceğin özür dahi yaptığın sorumsuzluğun telafisi olmasa dahi özür dilemeyecek misin?" Alt dudağımı son sözleriyle birlikte endişeyle dişlerim arasına aldım. Nil abla beni savunuyordu, haksız da değildi. Beni mutlu ettiğini ise canı gönülden söyleyebilirdim. Yine de hamile bir kadına bu kadar yüklenmek doğru muydu?

Olduğum yerde daha fazla durmanın iyi olmayacağı kanaatine bu fikir doğrultusunda vararak yanlarına adımladım. "Abla," dedim onun sesinin aksine mülayim çıkan bir sesle. Birinin ortamı yumuşatması lâzımdı. Üçünün de gözleri bana döndü ama ben yalnızca Nil ablaya bakıyordum. "Haklısın." Sanem yeniden hıçkırdı. "Çok haklısın da daha büyük bir sorunumuz var. Üstelik bunları konuşmak için de doğru bir yerde değiliz." Nil abla içli bir nefes aldı ve bir hayli büyük olan haklılık payımla başını aşağı yukarı salladı. Bu ufak baş hareketi, aramızda başlayan, lâkin kısa süreli olan sessizliğin de başlangıç işaretiydi.

Birkaç saniye hem Nil ablaya gerçekliği sindirmesi için vakit tanıdım hem de Sanem'in ağlamasının dinmesini bekledim. Tabii öğrendiği şey sindirilmesi kolay bir şey değildi. Ben bile tüm hayatımı değiştiren bu gerçeği hâlâ sindirememiştim. "İnanamıyorum," diye mırıldandı kısık bir sesle. Başını iki yana salladı. Eminim duydukları ona şaka gibi geliyordu. "Kaç aylık peki?"

Sanem cevap veremeyecek kadar perişan gözüküyordu. Öyle ki abime yaslanmasa ayakta kalacağını bile sanmıyordum. Bu sebeple abim, Nil ablanın sorusuna "Üç hafta," diyerek cevap verdi. Sesinde bir tutam mahcubiyet vardı, görünüşü ise kendinden emindi. Belli ki Nil ablanın karşısında ya da sevgilisinin yanında güçlü gözükmek istiyordu.

GöçükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin