10. Bölüm

12.1K 715 132
                                    

Yeni bölüm isteyenlerin oy ve yorumlarını görelim mi? Görelim görelim, elinizi korkak alıştırmayın. Keyifli okumalaar♡♡

Oturduğum koltukta biraz daha yayılarak oturdum. Gözlerim hemen önümdeki açık televizyondaydı. Bakıyordum ama aklım burada olmadığı için ekranda ne oynuyordu, en ufak bir fikrim dahi yoktu. Dün geceden beri otobüse binebilmek için kendimi gazlıyordum ama yok, kelimesi bile midemi bulandırıyordu. Otobüs fobisi bende küçüklükten gelen bir şeydi, arabaya binsem bu denli kötü olmuyordum ama otobüs cidden zorluyordu beni.

"Pişt." Çaprazımdan gelen sesle gözlerim Rümeysa'ya döndü. Annesine son defa bakıp yanıma oturdu. "Senden bir şey isteyeceğim ama kırmayacaksın beni." Nurten yengem bir yandan elindeki örgüyle uğraşıyor bir yandan da televizyonda oynayan diziyi takip ediyordu. Odak noktası kesinlikle biz değildik ama Rümeysa yine de sessiz konuşuyordu. Yüksek ihtimalle gizli bir şey söyleyeceğinden değil, annesini rahatsız etmemek için bu ses tonunu kullanıyordu.

Kocaman açtığı gözlerine bakarken olumsuz cevap vermek elbette olmazdı. Başımı sallamakla yetindim. "Yarın akşam kına var." Anında kaşlarım havaya kalktı, aynı anda başımı da sağa sola salladım. Seslice ofladı. Kolumu dürterken "Çok kötüsün," diye söylendi. "Hani kırmayacaktın beni?"

"Kızım ben oturmuş münasip bir yerlerime pervane nasıl takarım onu düşünüyorum, sen gelmiş kınaya gidelim diyorsun." Yeniden ofladı, tıpkı bir çocuk gibi kollarını göğsünün üzerinde birleştirdi. Israr etmesini ya da başka bir söz söylemesini bekledim. Yaklaşık üç dakika bu beklentim devam etti. Ben kendisine ısrarla bakıyordum o ise yüzüme bakmaya tenezzül etmeden televizyonun ekranına bakıyordu.

Yaptığım bencillik olarak isimlendirilebilir miydi? Rümeysa ben ne istesem, daha doğrusu akıl sınırlarını aşmayacak ne istesem yapardı. Hep yanımdaydı, ben ondan bunu istesem kesinlikle ikiletmezdi. Evet, yaptığım kesinlikle bencillikti. Sonunda dayanamadım. Tıpkı onun gibi kollarımı göğsümde birleştirip gözlerimi televizyona çevirdim. Tam şu anda yan yana, ikimiz de aynı pozisyondaydık. "Tamam," dedim.

Aynı şekilde durmaya devam etti. "Tamam." Yine bir sessizlik oldu, göz ucuyla tepki vermesini bekliyordum. Aniden bana dönmesiyle olduğum yerde irkildim ama Rümeysa'nın ilgisi tamamen gece yapılacak kınadaydı. Bu derece ilgili ve istekli olması beni bir miktar şüphelendirmişti tabii ama cinsel tercihinin hemcinslerinden yana olmadığını da biliyordum. Yalnızca kadınların katılacağı bir kına gecesini önemli kılan şeyi merak etmeye ve istemsizce ben de heyecanlanmaya başladım. Mantık dışıydı evet lâkin sizin de karşınızdaki heyecanla konuşsa siz de istemsizce heyecanlanırdınız.

"Anne," diye seslendi. Nurten yenge gözlerini ellerinden ayırmadan "Hım," diye mırıldandı. "Bak biz akşam gideceğiz, sorun çıkmaz değil mi?" İşte şimdi konu ilgisini çekmişti. Tek kaşı havalandı, gözlerini kaldırarak ikimize baktı. "Sorun çıkarmayın, çıkmasın," dedi. Devrik cümlesi bir yana gözleri de tehditkar bakıyordu. Rümeysa'nın konuşmasına kalmadan ben konuştum. "Yenge gidip gelini kaçırmıyacağız, ne sorunu?" İçli bir nefes alıp yeniden önüne döndü.

"Ben tamamım da dedenize sorun." Rümeysa atıldı hemen. "Anne sen hallet işte," dedi uzatarak. İkna çalışmaları, yani şirin bakmalar başlamıştı. "Kızım dedeni tanımıyor musun? Ondan habersiz bir de tek gittiğinizi duyarsa benim değil, sizin canınızı sıkar." Rümeysa benim yanımdan kalkıp annesinin yanına oturdu. "Duymasın anne." Yengemin de benim de kaşlarımız atıldı ve soran gözlerle kendisine baktık. Dedem her detaydan haberi olmasını severdi, buna göre de önlemini alırdı, kısacası mutlaka gidişimizden haberi olurdu. Tabii birileri bize yardım etmezse...

GöçükTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang