15. Bölüm

12.5K 872 283
                                    

Eksik bir yer görürseniz ne yapacağınızı biliyorsunuz.

Keyifli okumalar♡♡♡

♤♤

"Hazır değil mi her şey?" diye sordu Rümeysa. Bu sorunun benzerlerini belki de onlarca kez sormuş olsa da bıkmadan, usanmadan bir kere daha cevap verdim. Rümeysa bir yandan gittiğim için hüzünlü duruyordu, öte yandan ise heyecanlı. Bu heyecanı tanıdıktı çünkü ben ne zaman gitsem aynı heyecanla bavulumu hazırlamama yardım ederdi. Bunun sebebi ise şehir dışında okumayı ne kadar çok istediğimi bitmesinden kaynaklıydı. Hayatın her döneminde hem heyecanınızı hem hüzününüzü sizinle paylaşan birinin olması çok kıymetliydi.

"Hazır." Ufak bavulun fermuarını zorlanmadan kapadım. Zaten içinde birkaç parça kıyafet ve Rümeysa ile aldığımız makyaj malzemelerinden birkaçı vardı. Nihayetinde uçak bileti bulabilmiştim ve saatler sonra İstanbul'a dönüyordum. "Zaten gelirken yanımda hiçbir şeyim yoktu."

Rümeysa başını olumlu anlamda salladı. Gözleri şöyle bir odada turladı. Emin olmuş olmalıydı ki bir adım geriye çekildi. "Tamam o halde," dedi uzatarak. "Ben aşağı iniyorum, sen de duşunu falan al. Hazırlan. Gelirsin." Başımı usulca sol omuzuma yatırdım. Böyle bir dost, böyle bir kuzene sahip olduğum için kendimi çok şanslı hissediyordum. Bu düşüncelerim doğrultusunda  "Teşekkür ederim," dedim mırıltılı bir sesle. Yalnızca havadan bir öpücük attı ve aynı hızla çıktı odadan.

Rümeysa'nın gidişinin ardından içli bir soluğu ciğerlerime doldurdum ve dik tutmak için çabaladığım omuzlarımı da serbest bıraktım. Kendimi hemen arkamdaki yatağa bırakmam ise tam olarak bu saniyelerde gerçekleşti. Aklımı kurcalayan, daha doğrusu her aklıma geldiğinde utançtan kavrulmamı sağlayan anlar vardı. Baş rolde tabii ki Semih...

Kendimi arzunun kollarına sere serpe bırakmıştım o akşam. Tek istediğim Semih'in tenime dokunması, Semih'in tenine dokunmamdı. Düşüncesiz bir şekilde davrandığım su götürmez bir gerçekti. Kısa bir süre içerisinde arsız ve düşüncesiz bir kız olup çıkmıştım. Açıkçası utanıyordum ama Semih'e koşulsuz bir arzu beslediğim için değil, düşüncesiz davrandığım için. Şu anda sağlıklı bir şekilde düşünebiliyordum da, Semih kazara da olsa Sanem'in hamile oluşunu öğrense kim bilir benim için ne düşünürdü...

Planlı bir şekilde ona karşı istekli gibi gözüktüğümü, sırf bir an önce evlenebilmek için birlikte olmak istediğimi düşünse ne yapardım? Sesli bir şekilde ofladım. Bazen her şeyi elime yüzüme bulaştırmışım gibi hissediyordum. Bazen de keşke Semih ile daha farklı şartlar altında tanışabilseydik diyordum. Belki o zaman daha rahat hareket edebilirdim ya da her hareketimi ölçüp biçmek zorunda kalmazdım. Ellerim ile yüzümü henüz kapatmıştım ki kapı çaldı. Huysuz bir şekilde "Gel," diye söylendim.

Kapı çalıyorsa bizim evdeki kadınlardan biriydi ya da Rümeysa'nın kendisiydi. Dedem ya da amcam odama asla girmez, abim ise beni içine çektiği durum sebebiyle gelmezdi. Üstelik şu sıralar benden çok daha önemli bir işi vardı. Saklamak zorunda olduğu bir çocuktu bahsi geçen. O çocuğun yerinde olmak istemediğimi düşündüm o an. Bunun sebebi ise her zaman planlı çocuktan taraf olmamdı. Çünkü dünyaya bir can getiriliyorsa eğer, o cana verebileceğin en konforlu alanı oluşturmuş olmalıydın. Yani en azından ben ilerideki çocuklarım için bunları istiyordum.

Kapı usulca açıldı ve tok bir sesle kapandı. Doğrulup kimin geldiğine bakmak dünyanın en zor işi gibi geldi, kıpırdamadım. Açıkçası "Ne o, gitmek istemiyor musun yoksa?" diye bir soru duyana kadar kimin geldiği ile alakalı içimde en ufak bir merak dahi yoktu. Semih'in sesini duymamla gözlerim kocaman açıldı. Dirseğim üzerinde doğrulurken şaşkınlıkla "Semih?" diye söylendim. Onu burada görmeyi elbette beklemiyordum.

GöçükWhere stories live. Discover now