11. Bölüm

12.7K 767 215
                                    

Kıskançlık adı verilen duygu gerçekten de var mıydı yoksa psikolojik bir buhranın sonucu muydu bilmiyorum. Eğer böyle bir duygu varsa bende olduğunu daha yeni anladım ama eğer böyle bir duygu yoksa gerçekten de Semih psikolojimi bozuyordu. Olmadığım bir insan gibi olmak ya da başkaları tarafından böyle anlaşılmak korkutucuydu gerçekten de. Ama bir ihtimal daha vardı ki o bence dünyadaki her şeyden daha korkutucuydu. Gözlerimi korkutuyordu, evet.

Değişme ihtimali.

Şunun şurasında tanışalı, onu göreli, birkaç laf söyleyeli, göz göze geleli ne kadar olmuştu da değişebilecek kadar hoşlanmıştım ondan? Değişme ihtimali ne kadar gözümü korkutsa da şu anda içinde olduğumuz durum, hissettiğim duygular o kadar güzel geliyordu. Semih'le yanyanayken kendimi iyi hissediyordum ve bu şu an için benim için yeterliydi.

Feyza şaşırmış bir şekilde ikimize bakarken kendimi olduğumdan biraz daha iyi hissettim. Belki de bu vicdanen kötü bir durumdu. Bir insan başka bir insanın üzülmesinden ya da hayal kırıklığı yaşamasından mutluluk duymamalıydı. Lâkin kendime engel olamıyor, olmak da istemiyordum. İsteyerek ya da istemeyerek Semih benim sevgilim ve hatta kocam olacaktı ve başka bir kadın ona bakmamalıydı.

Adem de en az kızlar kadar şaşkındı. "Nişanlandığını duymadım. Hayırlı olsun kardeşim," dedi neşeli bir şekilde. Hissettiği olumlu duygular bana da yansıdı ve gülerek ikimiz adına da teşekkür ettim. Benim konuşmamla birlikte kızların gözleri tamamıyla bana odaklandı, ama benim odak noktam bir kişiydi. Feyza kaşlarını çatmıştı. "Bize bahsetmedin," dedi asabi bir sesle. Belli etmemeye çalışıyordu, ama hemcinsim olduğu için olsa gerek ben ne hissettiğini net bir şekilde görebiliyordum. Yine de konuşmaması gerekirdi bence.

Oysa ben gözlerini de dilini de bizden uzak tutmasını beklerdim beklediğim olmayınca ben de biraz asabileştim. Tek kaşımı kaldırdım. "Pardon," dedim daha mülayim bir sesle. Aslında o ses tonunu altında iğneler vardı ama başkaları değil yalnızca Feyza bu iğnelerden nasibini aldı. Sonra kendime sordum. Neden alttan alttan laf sokmaya çalışmak yerine niyetini anladığımı ona açıkça belli etmiyordum ki? "Sana açıklama yapmak zorunda olduğumu bilmiyordum." Rümeysa arada kalmış şekilde bir Feyza ya bir de bana baktı ama neyse ki o kadar iyi bir kuzendi ki elbette ki benim yanımda durdu.

Şaka ile karışık "Abartma istersen Feyza," dedi. Elini havada salladı. "Düğününe çağırır. Dert etme." Feyza burnundan bir nefes verdi ve kollarını göğsünde bağlayarak başını yola çevirdi. Kim bilir aklından neler geçiyordu ya da bana kim bilir aklından neler söylüyordu, ne kötü laflar söylüyordu? Ama umrumda mıydı? Elbette Hayır.

Aramızdaki gerginliği fark eden Adem ve Semih sessizliğini birkaç saniyeliğine korudular. Semih suskun dursa da aptal bir adam değildi. Feyza'nın amacını anladığını biliyordum. Hatta belli ki onu kıskanmam hoşuna da gitmişti. Elimi daha sıkı kavramış, baş parmağı ile de avuç içimi okşuyordu. Sessizliğin ardından Semih konuşma ihtiyacı duymuş olmalı ki Adem'e döndü ve "Evet kardeşim," dedi. "Çok olmadı zaten, o yüzden duymamışsındır."

Adem anlayışla başını salladı. "Anladım," dedi mırıltılı bir sesle. Daha dinç bir sesle devam etti. "Çok tebrik ederim. Maşallah, çok yakışıyorsunuz. Çok mutlu oldum." Aynı şekilde diğer kızlar da birkaç tebrik içerikli konuşma yaptılar, onların tebriğini de kabul ettik. Belki de günlerdir ilk defa bu kadar normal bu kadar sıradan bir anın içerisindeydik. Aslında şimdiye kadar olmuş olan her şey bize zorla dayatılmış şeylerdi. Ama şu anda ben Semih'in elinden tutuyordum ve kimse onun elini tutmam gerektiğini bana söylememişti. Kendi öz irademle bunu yaptım ve asla da pişman olmadım.

Göz ucuyla Feyza'ya bakarken daha doğrusu kontrol ederken Semih ve Adem ilişki hakkında konuşmaya başladılar. Araları samimi olmalı ki Semih İrem adında bir kızdan bahsetti ama konunun içeriği ile alakalı bir fikrim yoktu. Daha doğrusu dinlemedim. Elif'in merakla Feyza'ya sorular sorduğunu gördüm. Belli ki Feyza'nın ilgisinden onun da haberi yoktu. O ara yanımıza aşağı yukarı Adem yaşlarında Semih'ten birkaç yaş daha büyük olsa gerek bir adam daha geldi. Bu adam buralarda alışık olduğumun aksine sarışındı. Genelde burada esmer ya da kumral adamlar olurdu o yüzden dikkatimi çekti.

GöçükDär berättelser lever. Upptäck nu