1

2.2K 121 861
                                    

*November Rain*

Genç kız karşısında oturan adama dik dik bakarken acı kahvesinden bir yudum daha aldı.

"Bakın." derken iyice sabrının sonuna geldiğini hissediyordu. "Size bunu istemediğimi söylüyorum. Lütfen siz de vazgeçin."

Adam genç kızın mavi gözlerine bariz neşeli parıltılarla bakarken aynada kendi gözlerine bakmış gibi hissediyordu. Bunun kendisini bu kadar iyi hissettirmesi şaşırmasına neden olsa da kıza çaktırmadan şaşkınlığının üstünü örttü.

Önce oturduğu sandaleyede iyice yayılıp ardından kızın söyledikleri hiç umrunda olmamış gibi bambaşka bir şey diyerek konuya girdi.

"Lütfen," dedi gülümseyerek. "şu biz siz muhabbetini bir kapatalım. Kendimi çok yabancı hissediyorum."

"Ama öylesiniz." dedi kız alayla. Belirgin aksanı her konuşmasında kendini bariz bir şekilde belli ediyordu ve adam aslında aksanın kıza sevimlilik kattığını düşünüyordu. "Şu çapraz masada oturan adını bilmediğim adam kadar yabancısınız bana."

"Ah, hadi ama! İsmimi biliyorsun."

Genç kız derin bir iç geçirip önüne düşen kızıl tutamları sertçe geri savurdu. Evet, adamın ismini biliyordu.

Uraz Harzemşah.

Yaklaşık 8 gün önce karşısına çıkıp ben senin babanım diyen adam.

"Bu yabancı olduğun gerçeğini değiştirmiyor." dedi soğuk bir sesle.

Kız yeterince sakin davrandığını düşünüyordu. Eğer adam onunla gelmesi konusunda ısrar etmeye devam ederse yan masadaki korumasına işaret çaktığı gibi buradan giderdi.

Adam kıza gözlerini devirse de yüzündeki alaycı ifadeden sıyrılıp ciddi bir surat ifadesi takındı.

"Lina..." dedi yumuşak bir sesle. "Sana haksız olduğunu söylemiyorum. Böyle davranmakta çok haklısın ikimiz de birbirimize o kadar uzağız ki!.. Annen beni saklayarak sana, seni saklayarak bana haksızlık yaptı. Seni temin ederim ben de senden farksız durumdayım. Keşke daha önce haberim olsaydı varlığından."

Genç kızın ağzından alaycı bir 'hah' sesi çıktı.

"Daha önce mi haberin olsaydı? Anne rahmine düştüğüm ilk an uygun değildi sanırım çünkü o zaman haberin vardı."

Adam sıkıntıyla iç geçirip öne doğru eğildi. Genç kız ise gözlerini öylesine etrafta gezdirdi. Bir kafenin bahçesindelerdi.

Lina Roselyn, buraya bir görüşme için gelmişti. Uzun zamandır peşinde olduğu bir iş vardı bu yüzden kısa süre önce birkaç bağlantı kurmak amacıyla Türkiye'ye gelmişti. Amacı sağlam kaynak olduğunu düşündüğü kişilerle anlaşma sağlayıp ardından Amerika'ya geri dönmekti. Fakat birkaç sıkıntı ortaya çıkınca Lina hemen Amerika'ya dönme konusunda telaşlı davranıyordu. Aslında bağlantı kurmak konusunda sıkıntı yoktu. Bir kişi dışında istediği herkesle görüşmüş ve istediği anlaşmaları yapmıştı. Kalan son kişi için de bugün bir kadın ile görüşme yapması gerekmişti.
O yüzden gözden uzakta olan bu kafenin bahçesine gelip kadınla görüşmek oldukça mantıklı gelmişti. Kadın ile olan görüşmesi sonlanıp da gittiğinde ve Lina da Chris ile gitmeye hazırlandığı sırada Uraz Harzemşah bir anda yanında belirivermişti. Onu daha önce bir hafta evvel yanına geldiğinde görmüştü. Yine o zaman da bir anda karşısında belirmiş ve Lina ne olduğunu soramadan çat diye "Merhaba ben Uraz Harzemşah. Ben senin babanım." demişti. Lina ise o anın şokuyla birkaç saniye kalakalmış ve ardından adama bir yumruk atıp koşarak oradan uzaklaşmıştı. İzini kaybettirmek konusunda usta olduğundan kısa süre içinde izini kaybettirmiş ve kaldığı otele geri dönmüştü. Odasına girdiği zaman ilk işi de annesini aramak olmuştu.

NapervaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin