31

105 12 1
                                    

*Where'd All Time Go?*

Arkadaşlar merhabaaaa çok çok çok çok uzun zamandır burada değilim biliyorum fazlasıyla uzun zaman oldu fakat bu zamana ihtiyacım vardı o yüzden bir süre boyunca yazmamak beni toparladı ancak artık geri geldim ve yeni bölümümüzle buradayım umarım ...

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Arkadaşlar merhabaaaa çok çok çok çok uzun zamandır burada değilim biliyorum fazlasıyla uzun zaman oldu fakat bu zamana ihtiyacım vardı o yüzden bir süre boyunca yazmamak beni toparladı ancak artık geri geldim ve yeni bölümümüzle buradayım umarım özlemişsinizdir, ben yokken gelen yeni okuyucularıma da hoş geldiniz diyorum ve uzatmadan sizi bölüme alıyorum.

Keyifli okumalar 💐

*Yıllar öncesi

"Gerçekten inanamıyorum. Hayır aklım almıyor!"

Lucas Anderson sinirle odanın bir başından öteki başına yürürken dakikalardır tekrar ettiği cümleler aşağı yukarı bunlardı.

"Bunu nasıl yapabilirsin?!" diye bağırdı bir kez daha.

"Benim en çok merak ettiğim ise asıl nasıl yapamadığı." diye araya giren Chris'ti. "Nasıl olur da o dövüşçüye yenildin Rose? O adamın seni yenmesinin imkanı yoktu. Nasıl oldu?"

Roselyn sesli bir nefes verdi. Bu hareketi dudağındaki yarayı sızlatmaktan başka bir işe yaramadı. Gözlerini ellerine dikmişti. Yüzünün her tarafında olduğu gibi ellerinin üstü de yara bere içindeydi. Bakmak için güzel bir manzara olmadığı kesindi.

"Ben sadece..." diye konuşmaya çalıştı ama devamı gelmedi.

Ne diyeceğini bilmiyordu.

Ne diyebilirdi ki? Kafese girdiğini ve o adama bilerek yenildiğini çünkü ölmek istediğini mi? Bunu asla diyemezdi.

"Ben sadece bir an kontrolü kaybettim." demeyi başardı neyse ki. "Atak geçirdim sanırım bilmiyorum."

Bu defa kimseden ses çıkmadı. Kafasını kaldırıp üçünde de gözlerini gezdirdi.

"Yaptığımın yanlış olduğunu biliyorum." dedi son bir çabayla. Gözlerini özellikle Jeremy'de dikmişti. Kendisini bulduklarından beri tek kelime dahi etmemişti. "Özür dilerim. Ama elimde değildi. Kontrolü yitirdim."

Jeremy dişlerini birbirine bastırdı ve bu hareketi çenesinin kasılmasına neden oldu.

"Bizi Roselyn ile yalnız bırakır mısınız lütfen?" dedi Jeremy saatler sonra sonunda ilk defa konuşarak.

Roselyn yutkundu. Suçlu hissediyordu. Özellikle de Jeremy karşı. Çünkü onu bırakıp gitmeyi düşünmüştü. Bu onu büyük bir utanca boğuyordu.

Lucas sesli bir nefes vererek tripli bir şekilde odayı sinirle terk etti. Ardından ise Chris odadan çıkarak kapıyı ardından kapatıp ikiliye rahatça konuşabilmeleri için özel bir alan sundu.

NapervaWhere stories live. Discover now