6

402 86 199
                                    

                   *Perfect Crime*

Keyifli okumalar 🌹

Ertesi sabah Uraz Harzemşah'ın uyanır uyanmaz yaptığı ilk şey Lina'nın yanına gitmek olmuştu. Fakat kızı odasında bulamamıştı. Onunla konuşmak istediği bir şeyler vardı ve yalnız konuşmak istediğinden sabahın erken saatinin doğru olacağını düşünmüştü.

Kızının boş olan odasının kapısını kapatıp odadan çıkarken kizin nerede olduğuna neredeyse emin olarak evin arka bahçesinden çıkıp korumaların oturduğu müştemilatın arkasına doğru ilerlemeye başladı. Lina her sabah ilk önce Chris'in yanına gidip bir süre onunla vakit geçiriyordu. Kızın sabahın hangi saatinde kalktığını bir türlü anlamamıştı çünkü oldukça erken bir saatte kalkıyordu. Yarasından dolayı ilk iki hafta sadece bahçede dolaşsa da bu hafta koşuya da başlamıştı. Uraz bunun hâlâ tehlikeli olduğunu düşünse de dinlenmesi konusunda bir şey dememeye karar vermişti.

Arka tarafa geçmek için birkaç adım kala ikisinin seslerini duymaya başladığında adımları yavaşladı adamın farkında olmadan. Kafasını hafifçe duvarın önünden çıkarıp ne yaptıklarına baktı.

Lina ve Chris dövüşüyorlardı. Uraz bunun gerçek bir dövüş olmadığını kızın geri çekilip Chris'e alayla küfretmesiyle anlamıştı. Kızın yarası aklına gelince onlara doğru öfkeyle bir adım atıp ikisini de azarlayacakken konuşmalarını duymak duraksamasına neden olmuştu.

"Hamileymiş." dediğini duydu kızın. Yalnız olmalarından olsa gerek ingilizce konuşuyorlardı.

Chris anlamamış bir şekilde "Evet?" diye sorarken kızın attığı yumruğu çevik bir hareketle savuşturmuş ve geri çekilmişti. "Bunun bizi ilgilendiren kısmının ne olduğunu hâlâ anlamadım?"

"Hamileymiş Chris. Bunun ne kadar tehlikeli olduğunu kimse akıl edemiyor mu?!"

"Ne tehlikesi Rose? Küçük, sevimli bir bebek- sevimli derken yüzü ilginç bir hâl almıştı. Anlaşılan sevimli kelimesinin çağrıştırdığı şey onun için farklıydı.- bunun ne tehlikesi olabilir?"

Uraz da bir bebeğin neden tehlikeli olacağına anlam vermemişti. Kaşlarını çatmış bir sonraki cümlenin gelmesini bekliyordu.

"Tehlikeli olan bebek değil aptal. Tehlikede olan bebek olacak. Bizim burada oluşumuzun o bebeği ne kadar büyük bir tehlikeye sokacağını düşünemiyor musun?"

"Rose." dedi Chris iki elini Lina'nın omuzlarına yerleştirerek. "Bizim burada oluşumuz onları bir tehlikeye sokmuyor. Onlar zaten tehlikenin içinde büyümüş insanlar. Neden bu kadar kafana takıyorsun bunu?"

"Öldürülecekler." dedi Lina buz gibi bir sesle. "Bizim yüzümüzden hepsi ölecek. Bir de bir bebek eklendi buna. Sen bu günahı taşıyabilir misin?"

Lina cümlesini tamamlayıp tekrar karşısındaki adama tekme savururken Chris de çoktan savunma pozisyonunu almış kıza karşılık vermeyi bekliyordu.

"Sence de kendilerini korumayı bilmeyen insanlar gibi mi duruyorlar Rose? Baksana bir etrafına. Yaşadıkları sitenin etrafı bile birsürü korumayla çevriliyken şu eve dön bir bak. Bu kocaman evin etrafında bile onlarca koruma var. Yeterince güvendeler."

"Evet," dedi Lina alayla. "Tonlarca koruma, kendilerini korumayı bilen insanlar. Bu bana kimleri hatırlattı biliyor musun: Harrison Anderson'ı ve ailesini. Böylesine güven çemberinin içindeki insanlar değiller miydi onlar da?" Yumruğunu savururken bileğini tutan Chris'e bir tekme savursa da bir işe yaramamış ve Chris kolunu kendisinin boynuna dolayıp onu olduğu yere sabitlemişti. "Ama ne oldu? Bir gece ansızın kendi evlerinde patladilar. Bum!"

NapervaWhere stories live. Discover now