26

134 10 0
                                    

                          *Train*

Çünkü bir noktada, aniden içim öyle bir boşaldı ki her şeyin anlamını kaybettim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çünkü bir noktada, aniden içim öyle bir boşaldı ki her şeyin anlamını kaybettim. Geriye yapabileceğim hiçbir şey kalmadı. Belki de yarın uyanıp bugün hiç yaşanmamışçasına hayatıma devam edeceğim ve kimse ama hiç kimse bunun farkında olmayacak ama ben bileceğim. Hissizliğin bile bir hisle dolu olduğunu ve o hissi hiç ama hiç unutamayacağımı, unutmayacağımı bileceğim. Dünyam duracak, dünyam dönmeye devam edecek,  başka insanların dünyasında yaşantılar olacak kimi zaman o dünyalara değeceğim kimi zaman değmeyeceğim ama hiçbir şey içimde kısılı kalan bir parçamın sadece bu andan ve bu histen oluştuğu gerçeğini değiştirmeyecek. Ben bir gün ya da bir an boyunca hiç kurtulamadım. Ve hiçbir şey bunu değiştirmeyecek.

Keyifli okumalar 💐

"Bizi odadan kovduklarına inanamıyorum." diye homurdandı Mert Ege kollarını göğsüne bağlayarak. Lina'nın küçük salonuna geçip oturduklarından beri papağan gibi durmadan tekrar ettiği cümlelerden biriydi bu.

"Acaba ne konuşuyorlar?" Bir de bu.

"Nasıl Esra baskından haberdar olur aklım almıyor." Ve bir de bu.

"Ay Mert işim şişti aşkım yeter!" diye bıkkınlıkla iç geçiren sonunda Ela olmuştu. Haklı bir bıkmışlık içindeydi sevgilisine karşı. Tıpkı Lina, Ekin ve Umut gibi.

"Ne kızıyorsun ya?" diyerek surat astı Mert Ege. "Bu olaydan bizi uzak tutmak istemeleri çok saçma."

Ekin bir kez daha gözlerini devirdi.

"Hadi sizi bir şeylerden sürekli uzak tutuyorlar da ben niye bu kez arada kaynadım?" diye soran Umut'tu.

"Ahlaksızlık yapma Umut. Bizi hangi olaydan uzak tuttular acaba şu ana kadar?"

Umut kuzenine ciddi misin der gibi baktı fakat ciddi olduğunu gösteren bakışlarla karşılaşınca gözlerini devirdi ve bir elini havaya kaldırarak saymaya başladı. Her bir saydığı isimden sonra bir parmağını indiriyordu.

"Bir bakalım..." dedi yalandan düşünür gibi yapıp gözlerini uzaklara dikerek. "Çiçekli Tepe'deki olayda yoktunuz, Nadir'in yakalanması için yapılan operasyondan bahsetmeme gerek bile yok herhalde, sonra... hah şey vardı şu Ankara'da-"

Mert sinirle oturduğu koltuğun kenarında duran yastığı eline alıp kuzenine fırlattı.

"Tamam anladık, sus." dediğinde Umut gülerek onu taklit etmişti.

"Ne oldu canım?" dedi gülerek Umut. "Sesin soluğun kesildi."

Mert Ege kuzenine ters bir bakış atıp tavırlı hareketleriyle gözlerini çevirdi.

NapervaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin