Bize gereken ışık değil, ateş.
Gözlerini kırpmadan önünden geçen küçük kızı izlerken her şeyin bittiğinin çoktan farkındaydı.
"Biliyorsun eğer bu gece bir karşılaşma olursa bu ölüm karşılaşması olacak ve kimse bundan sağ çıkamayacak."
Bunu biliyor...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Keyifli okumalar 💐
"Sakin olacak mısın?"
"Hayır, olmayacağım!" diye bağırarak karşılık verdi Lina Chris'in sorusuna.
"Öfkelisin."
"Tabii ki öfkeliyim!" diye bağırdı genç kız ayağa kalkarak. "Sen niye öfkeli değilsin? Herkes neden değil?"
Gözünün dönmüş olduğunu hissediyordu. İçindeki bu öfkeyle koca bir kasabayı yakabilirmiş gibi geliyordu. Aldığı derin nefeslerin daha geri veremeden boğazında sıkıştığını hissediyordu.
Her şeyi Amerika'da bırakıp Türkiye'ye döneli çok olmamıştı. En fazla birkaç gün belki.
"Biz de öfkeliyiz." diye bastırarak konuştu Chris. "Ama senin öfken sağlıklı değil. Senin için değil. Görmüyor musun gün geçtikte öfken katlanarak artıyor. Bunu sonu iyi bitmez."
Lina alaylı bir kahkahanın dudaklarının arasından dökülmesine engel olamadı.
"Özür dilerim, öfkemin azalması mı gerekiyordu? Sonu iyi bitecek gibi miydi hiçbir zaman zaten?!"
Lina oturduğu yerden uzanıp sehpanın üzerindeki şişeyi eline aldı ve hızla kapağını açarak sudan büyük birkaç yudum aldı. Birkaç gündür, çok uzun zamandan beridir evin koruması olan Barış'ın kendisi için getirdiği bu sularla kendini daha iyi hissediyordu. Sadece suydu ama anlamadığı şekilde içtikçe içesi geliyor ve kendisini sakinleştiriyordu. Lina bunu su gibi içtiği alkollü günlerin ardından vücudunun sonunda sadece su alarak rahatlamış oluşuna bağlıyordu. Bu da kendisini rahatlatıyordu.
"Rose." diye sertçe konuştu Chris. "Sakinleş. Şu son birkaç gündür özellikle patlamaya hazır bir bomba gibi geziyorsun etrafta."
Lina genç adama onu anlamıyormuşçasına bir bakış attı ve iki elini havaya kaldırıp ne demeye çalıştığını anlar gibi silkti.
"Türkiye'ye gelmiş." dedi Lina kendini biraz sakinleştirmeye çalışarak. "Ben Amerika'ya gittiğim an bundan yararlanıp buraya geri dönmüş. Ve sen benim her şeye rağmen sakin olmamı mı bekliyorsun?"
"Esra buraya dönmüş olabilir. Fakat biliyorsun ki bu sadece seni daha da öfkelendirmek için. Görmüyor musun basbayağı bir tuzak bu ve sen göz göre göre o tuzağın içine girmeye çalışıyorsun!"
Lina, genç adama bir şey demedi ve sadece sessizce gözlerini karşısındaki duvara dikti.
Dün sabahtan beri kavgası dönen mevzu Esra Kuzgun'un ülkeye dönmüş olması ve Lina'nın onun yanına gitmeyi istiyor oluşuydu. Çünkü onu öldürecekti. Onu zaten öldürecekti bu kendisine çok çok uzun zaman önce ettiği bir yemindi fakat Lucas'ı öldürmesi bu işi erkene alma isteğini ölesiye körüklemişti.
