FİNAL

265 13 11
                                    

           *The World is on Fire*

Keyifli okumalar 💐

"Bize gereken ışık değil, ateş."

Lina Roselyn Anderson etrafın teker teker, saniye saniye kaplandığı turunculuğu içi kanlanmış masmavi gözleriyle seyrederken en başından beri yapması gereken şeyin bu olduğunu artık daha iyi kavrıyordu. Umut edebilmek için gerekli olan şeyin her zaman ışık olduğunu zannederek çokça yaşamın ışığını söndürme pahasına senelerce ilerlemişti fakat ışığın yetmeyeceğini asıl gereken şeyin ateş olduğunu tam da şu an etraf teker teker patlayıp havaya uçarken anlıyordu. Bu kadar kararmış yaşamın arasında gereken hiçbir zaman ışık olmamıştı, her zaman ateşti.

Karşısında kanlar içinde hala bir umut kaçabileceğini düşünen adama sırıtarak baktı.

İşte tam olarak şimdi bitti, diye düşündü. Şimdi ben kazandım, geri kalan her şeyi kaybetme pahasına.

"Dünya yanmaya başlamadan günler önce"

Eve dönüp de her şeyin gerçekten ellerinde olduğunu anladıklarında yaptıkları ilk ve en uzun şey Martin'den ele geçirdikleri belgeleri güvenilir, sıkı bir ekiple incelemek olmuştu. Süreç olması gerektiğinin aksine çok hızlı ilerlemişken Lina'ya göre senelerdir sürüyormuş gibiydi. Bu kadar yaklaşmışken bir an önce bitsin istemişti. Ama planladıkları şeyi yapmadan önce uzun upuzun bir incelemeden geçmek gerekiyordu. En azından Lina etrafta kafayı yiyecekmiş gibi dolaşırken Uraz'ın kızına söylediği şey buydu.

Smeraldo'dan aldıkları belgeleri incelemek için kurdukları ekipte Lina yoktu. Uraz kızının geçmişinin de belgelerin içinde olduğunu bildiğinden ve onları da, hatta özellikle onları, her detayına kadar inceleyeceklerini bildiğinden Lina'nın ekipte olmasına katiyen karşı çıkmıştı. Eh, zaten Lina da bu konuda fazla ısrarcı olmamıştı. Onun yerine yapması gereken başka şeyleri halletmişti.

Örneğin çok uzun zamandır herkesten uzakta sakladıkları kız kardeşini sonunda yanına almıştı. Amelie Anderson'ın aileye katılışı Lina'yı rahatlatan bir samimiyetle karşılanmıştı. Herkesin Amy'e yardımcı olmaya çalışması Lina'nın yükünü azaltmıştı. Kardeşi ise aileye çok çabuk uyum sağlamıştı. İlk günden beri Umut Harzemşah ile araları inanılmaz iyiydi. Fakat Umut ile araları ne kadar iyiyse aksine Poyraz ile araları da bir o kadar kötüydü. İkisinin de birbirine olan bu tavrı Lina'yı birbirleriyle paylaşmak istememelerinden kaynaklanıyordu.

Amy işini hallettikten sonra Ekin ile arasını düzeltme çalışmalarına başlamıştı. Çocuğa hiçbir haber vermeden kafes dövüşlerine katılmak için İtalya'ya gidişi elbette aralarını bozmuştu ama Lina geri döndüğünde bu kadar büyük tepkiyle karşılaşacağını hiç düşünmemişti. Ekin Eymen kendisiyle konuşmayı bırak kendisinin yüzüne bile bakmıyordu. Lina artık eskisi gibi olamayacaklarını Ekin en sonunda konuşmaya karar verip de kendisine çok ağır sözler sarf edince açık bir şekilde anlamıştı.

"Beni, aileni, her şeyi geride bırakıp adeta ölmeye gittin!" diye bağırmıştı Ekin, Lina eve döndükten günler sonra. "Saçma bir intikam gözlerini kör etmiş!"

"Saçma bir intikam mı?" diyerek yükselen bu defa Lina olmuştu. "Anlamıyor musun bu benim hayatım! Kendimi bildim bileli bunun bitmesi için savaşıyorum. Her şeyi bir anda sırf biraz mutlu zaman geçirdim diye kenara atacak değilim. Her şeye rağmen kazandım görmüyor musun? Tüm hayatımı adadığım şey sonunda ellerimin arasında. Martin'i yok etmek uğruna kaç kişinin hayatını feda ettim ben, kaç kişinin kanı ellerimde fakat yine de kazandım! Bitti. Ve ben sırf o belgeleri almak için o dövüşlere değil bir defa bin defa daha katılırdım."

NapervaWhere stories live. Discover now