Bize gereken ışık değil, ateş.
Gözlerini kırpmadan önünden geçen küçük kızı izlerken her şeyin bittiğinin çoktan farkındaydı.
"Biliyorsun eğer bu gece bir karşılaşma olursa bu ölüm karşılaşması olacak ve kimse bundan sağ çıkamayacak."
Bunu biliyor...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Keyifli okumalar 💐
"Bir şey olmuş." dedi Chris, Lina salonun kapısından içeri girer girmez. Kızın yüzünden anlamıştı bir şeylerin ters gittiğini. "Kesinlikle bir şey olmuş. Ne oldu Rose?"
Lina yavaş adımlarla Chris'in hemen yanına oturdu ve kafasını çok hafif çevirerek üzgün gözlerle çocukluk arkadaşına baktı.
"Hayır," diye mırıldandı Chris korkuyla. "Bize yardım etmeyecek değil mi? Vazgeçmiş."
"Hayır hayır. Yardım edecek. Sadece..."
Chris gözlerini kısarak kıza baktı. Neden bu kadar gergin olduğunu anlamıyordu.
"Sadece ne Rose?"
"Sadece bazı şartları varmış."
Yutkundu.
Chris kafasını iki salladı. O kadının kendilerine öylece yardım etmeyeceğini zaten biliyordu.
"Ne yaptın sen Rose?"
"Anlaşmasını kabul ettim."
"Ne anlaşması?" diye sordu Chris öfkeyle. Yerinden hafifçe doğrulmuştu. "Ne şart sundu sana?"
"Eğer sana söylersem," dedi Lina bedenini çocuğa döndürerek. Chris'in söyleyeceklerini kabul etmesi lazımdı çünkü Lina bunu onsuz yapamazdı. "Lucas'a söylemeyeceğine yemin edeceksin. Ve bu konuda benim yanımda olacaksın, karşımda değil."
"Sana ne teklif ettiğini söylemeden hiçbir şeye yemin etmiyorum Rose. Söyle."
"Seni affederim." dedi Lina hızla. "Eğer dediklerimi kabul edersen seni affederim Chris."
"Sadece söyle Rose." dedi Chris dişlerini birbirine bastırarak. O kadının Lina'yı bu kadar zor durumda bırakacak ne istemiş olabileceğini tahmin edemiyordu Chris.
"Kafes dövüşüne girmeyi kabul ettim." dedi Lina tek nefeste. Chris'in buna çok büyük bir tepki vereceğini biliyordu yine de biraz çabayla onu ikna edebilirdi Lina fakat Lucas asla dövüşe girmesini kabul etmezdi asla. O yüzden onun bu şartı duymaması gerekiyordu.
"Ne yaptım dedin?" diye sordu Chris sessizce.
"İki defa."
"Ne yaptım dedin?!" Öfkeyle ayağa kalktı. "Rose delirdin mi sen? Böyle bir şeyi nasıl kabul edersin?!"
