27

119 7 0
                                    

                    *Ligths are On*

Arkadaşlar merhaba bölümün geciktiğinin farkındayım ve öncelikle bunun için özür diliyorum fakat uzun bir süredir kalemi elime alma isteği içimden asla gelmiyor ve zorla bir şeyler yazmak çok büyük bir işkence o yüzden bir haftalık böyle bir gecikme oldu. Bölümü yazabilmek ve sizi daha fazla bekletmemek için gerçek anlamda kendimi parçaladım diyebilirim. Bölümü burada bitirmeyecektim aslında daha uzun yazacaktım ama baktım ki olmuyor sizi daha fazla habersiz ve bölümsüz bırakmamak için burada sonlandırdım. Umarım bu isteksizliğim daha fazla sürmez ve eski düzenimize geri döneriz. Sabrınız için teşekkür ediyor ve böyle bir ara için tekrar üzgün olduğumu dile getiriyorum.

Keyifli okumalar 💐

****

En sonunda küle döndüm.

*Lina'dan*

Ağır demir kokusu burnumu kaşındırmaya başlarken bilincimin yavaşça açıldığını hissediyordum. Midem, kokunun etkisiyle çalkalanıyordu. Gözlerim algılarımla eş zamanlı bir şekilde açıldığında bir an önümdeki manzarayı kavramakta güçlük çektim.

Gözüme çarpan ilk şey önümde birikinti oluşturmuş kırmızı sıvıydı.

Elimi hızla ağzımın üstüne bastırırken kırmızı sıvının ne olduğunu çok geçmeden çözebilmiştim. Bu demir kokusunu da açıklıyordu. Kandı. Neden önümde kan vardı?

Gözlerimi kırpıştırıp etrafıma göz gezdirdim.

Odamdaydım. Yatağım önünde dizlerimin üstüne çökmüştüm. Bir kez daha gözlerimi kırpıştırdım. Etrafım cesetlerle sarmalanmıştı.

Anlamıyordum.

Mide bulantımın artmasıyla ağzımdan tutamadığım bir inleme kaçtı. Gözlerim sulanmaya başladı.

Neler olduğunu anlamıyordum. Neden etrafımda kanlı bedenler vardı?

Kaşlarımı çatıp sinirle sağ elimi yumruk yaptığım zaman hissettim elimde tuttuğum şeyin ağırlığını.

Gözlerim avucuma kaydı.

Bir bıçaktı. Herhangi bir tanesi değil, sürekli kullandığım hançerlerden biriydi. Ve kanla kaplıydı.

"Aman Tanrım." diye fısıldadım kafamı kaldırıp cesetlere bir kez daha bakarken. Bunu ben mi yapmıştım? Neden?

Ayağa kalkmaya çalıştım ama ayaklarım uyuşmuş da tutmuyor gibiydi. Bu yüzden gözlerimle etrafı taramaya devam ettim.

Hâlâ hava karanlıktı. Uykuya dalmamın üstünden çok geçmemiş olması gerekiyordu.

Hâlâ anlamıyordum? Neden bu kadar sakindim? Sakin miydim?

Birilerine seslenmeye çalıştım ama kime sesleneceğimi bilemedim.

Sessizlikle ağzımı kapattım ve gözlerim yeniden etrafımda çember oluşturmuş kanlı bedenleri buldu. Ve o andan sonra bedenlerin yüzlerini görebildim. Kim olduklarını.

NapervaWhere stories live. Discover now