36

3.4K 181 95
                                    

× × × × ×

Murat: Dersim bitti
Murat: Neredesin geleyim yanına

Kedicik: Dısarıdayım

Murat: Dışarıda neredesin

Kedicik: Bilmiyom

Murat: Deniz

Kedicik: Hım?

Murat: Neredesin

Kedicik: Hiimmmm neredeyim

(Görüldü 11.32)

Kedicik yazıyor...

Kedicik: Fakültenin girişinde soldaki kamelyadayım

Murat: Tamam geliyorum

Kedicik: Gel gel
Kedicik: Bekliyorum

Murat: :)

(Görüldü 11.32)

  Deniz telefonu cebine atıp sırtını yasladı ve düne nazaran soğuk olan hava yüzünden hafif üşüyen ellerini de cebine koyarak Murat'ı beklemeye başladı. Ne yapacaklarını, ne konuşacaklarını dahi bilmiyordu ve sabaha oranla heyecanı biraz daha azalsa da yine de kendisini heyecandan kalbi duracakmış gibi hissediyordu.

  Birkaç saniyenin ardından tekrar telefonundan arka arkaya bildirim sesi yükseldi. Telefonunu çıkarıp gelen mesajlara baktı.

Murat: Aa söylemeyi unuttum
Murat: Gelirken kantine uğrayacağım
Murat: İstediğin bir şey var mı?

  Kendisini düşünüp, bunu sormasına gülümsedi Deniz ve cevapladı mesajını.

Kedicik: Hayır yok

  Bir şey istemiyordu. Heyecandan ölmek üzere de olsa sadece onu görmek istiyordu.

Murat: Tamam

(Görüldü 11.33)

  Deniz'in görüldü atmasıyla çıktı Murat. Deniz'de tekrar telefonunu kaldırıp ellerini ısınması için cebine koydu. Heyecanlı bekleyişi devam ederken, heyecanı cebindeki ellerinin ısınmasına pek yardımcı olmuyordu. Olduğu yere ısınmak adına sinerken vakit geçsin diye önünden gelip geçenleri, arkadaşlarıyla oturup sohbet edenleri seyretmeye başladı.

  Fakültede neredeyse her tipten insan vardı ve herkes kendi alemindeydi. Bu sayede mi ne bilinmez, asla sohbet etmeyecek en alâkasız tipler bile arkadaştı. Kimse kimseye karışmıyor, küçük görmüyor ve 'sen şöylesin, ya da böylesin.' diyerek yargılamıyordu. Olduğu gibi kabul ediyorlardı. Kendi arkadaş çevresi olmayınca nadiren bunları yapan tipler çıksa da, üniversiteyi seviyordu.

  Bakışları boş boş etrafı süzerken sırf göz ucu değdiği için bile ona bela olabilecek dörtlü arkadaş grubunu buldu. Kimsenin onlara bulaşmak istemeyeceği türden bir gruplardı. Kavgacılardı ve geniş çevreleri vardı. Her an karşısındakinin icabına bakabilirlerdi. Kimseye durduk yere dokunmasalar da, onlar hakkında belli bir ücret karşılığında bir şey yapmadığı hâlde hastanelik olacak şekilde adam dövdüklerini duymuştu Deniz.

  Bunu aklından geçirince ürperdi. Çünkü aklından kendisine saldırdıkları düşüncesi geçmişti. Hiçbir şekilde onlara karşılık veremezdi. Gücü yetmezdi onlara. Murat'a da benzemezdi bunlar. Fazlasıyla narin biri olduğu için oracıkta dayak yemenin acısından ölüverirdi.

  Onlara fazla bakmış olmalı ki aralarından asla göz göze gelmek istemediği biriyle göz göze gelip, başını ne var gibisinden sallamasıyla kendine geldi. Kaşları birden çatılırken, onlarda fazla tuttuğu bakışlarını hızla çekip girişe çevirdi. Umardı ki az önceki bakışları yüzünden bir şey var sanıp yanına falan gelmezlerdi. Gelirseler baş edemezdi onlarla.

  Az önceki yakalanması yüzünden tedirgin bir şekilde içeri girenleri izlerken birkaç kişinin ne dediklerini anlayamasa da buraya geldikleri için söylenme fısıltılarını duydu. Bazılarına göre buraya gelmek eziyetti. Ancak burası Deniz için kurtuluş yolu gibiydi. Buraya geldiğinde babasını görmüyor, burası sayesinde kısa süreli olarak da olsa evde ona itham ettiği şeylerden ve bu zamana kadar ki anlamlandıramadığı nefretinden de uzakta kalabiliyordu.

  Sırf bu yüzden bile her gün gelebilirdi ancak bir dersinin olduğu günler üşendiği oluyordu. O zamanlarda da evde kalınca yine babasından çekiyor, gelmediği için pişman oluyordu tabii.

  Kapıdan Murat'ın çıktığını görünce düşüncelerinden sıyrıldı. Çatılan kaşları yavaşça gevşerken yüzüne dr hafif bir gülümseme yerleşti.

  Murat'ta onu görünce gülümseyerek, elinde tuttuğu şeyler yüzünden güç bela elini salladı. Deniz'de ona karşılık elini kaldırarak salladı.

  Murat sonunda yanına gelince "Al bakalım." diyerek elindeki meyve suyu bardağını ve albeniyi Deniz'e uzattı. Kaşları bir şey istemediği için çatılırken "Ama ben bir şey istememiştim senden." diyerek Murat'a baktı. Murat başını salladı dediğini onaylamak için. "Biliyorum. Sadece ek bir şey daha istersen onları da alayım diye sordum mesajda."

  Deniz alıp almama arasında kalıp, elindekilere bakınca "Al." dedi Murat. "Sevdiğin için aldım."

  Sevdiği şeyler olduğu için reddetmesinin bir anlamı yoktu. Ayrıca çoktan onun için almıştı. Fazla direnmeden çatılan kaşları tekrar gevşedi ve elini uzatıp aldı ikisini de. "O kadar sevdiğim şeyleri almışsın. Şimdi almamam ayıp olur sanki."

  Murat dediğine güldü. "Di'mi?" diye sordu ve otururken onu daha rahat görmek için karşısına adımladı.

  "Teşekkür ederim."

  Elindeki çikolata paketini açarken teşekkürüne vereceği cevabı beklemeden havalanan sol kaşıyla, "Murat?" diyerek karşısına oturan Murat'ın dikkatini üzerine çekmek için sorar gibi konuştu.

  "Hım?"

  "Bunun en sevdiğim çikolata olduğunu biliyor muydun?"

  Bilmediği için başını iki yana salladı. Aslında çikolata sevdiğini bile bilmiyordu. Şeftalili meyve suyunu sevdiği için ona meyve suyu almak için kantine indiğinde Leyla'da yanında bir şeyler alırken aldığı şeftalili meyve suyundan Deniz'e aldığını anlayarak, sevdiği için albeni almasını da söylemişti ona. Murat'ta Deniz'in sevdiğini duyunca yalan söyleyip söylemediğini düşünmeden almıştı.

  "Sen de ister misin? Böleyim."

  Murat başını sallayarak istemediğini belirtti. Çikolatayla arası olan birisi değildi ve zaten onu Deniz'in yemesi için almıştı.

  "Ama tadı çok güzel."

  Diyeceğini deyip çikolatayı bölmeden ona minik elleriyle uzatınca gözleri eline kaydı. Birkaç saniye sonra aklına gelen şeyle bakışlarını tekrar elinden gözlerine çıkardı Murat.

  Bundan sonra Deniz'in her şeyini aklına kazımak istediği için istemediğini belirtmek adına başını iki yana salladı ve birazdan diyeceği şeyle ne tepki vereceğini görmek için dikkatli bir şekilde onu izlemeye başladı.

  "Senin tadın kadar güzel değildir."

  Dediğini duyunca bir an afalladı Deniz. Murat onun hafif çatılan kaşlarının yanında, gözlerinden geçen kısa süreli, bunu demesini beklemeyen o şaşkın ifadeyi gördü. Deniz'in bu şaşkınlığı dudaklarının yukarı kıvrılmasına neden oldu.

  Gözleri yavaşça dudaklarına kaydığında, konuşmak adına birkaç sefer araladığını ancak bir şey diyemeden geri kapattığını gördü. Bu hâli Murat'ı daha fazla gülümsetti.

  Fazla sevimliydi.

  "Ee biraz yeseydin?"

  Sorar gibi konuşmasıyla bakışlarını dudaklarından gözlerine çıkardı.

  "Seni mi?"

  Deniz bunu da duymayı beklemeyince anında daha yeniki hâline büründü. Ona daha fazla bakamayacağını anlayınca da uzattığı elini geri çekti ve sessizce çikolatadan ısırıp yemeye başladı.

× × × × ×

Bu dörtlünün girmesi gerekiyodu :)

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 18, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Decline • [bxb]Where stories live. Discover now