12

5.1K 336 74
                                    

300 okunma için tişekkürler

× × × × ×

  Her günün aksine iki gençte kahvaltı bile yapmadan çıkmışlardı evden. İkisininde annesi bir şeylerinin olduğunun farkındaydı. Çünkü anneleri daha önce onların böyle yaptıklarını görmemişti.

  İki gençte dün gece düşünceleri yüzünden geç saatlere kadar uyuyamamıştı. Uykusuzlukları yüzünden her ne kadar fakülteye gelmek istemeseler de girmeleri gereken dersleri vardı.

  Murat fakülteye girdiğinde sınıfına doğru yürüyordu. Ancak başını yerden kaldırdığı an karşısından bu tarafa doğru yürüyen Deniz'i görmesiyle duraksadı. Deniz henüz onu görmediği için kendisinde onu inceleyebilme gücü ve fırsatı buldu.

  Dudağındaki yarasına bant yapıştırmıştı. Ağırca yutkundu. Eğer dün kendisini tutabilseydi Deniz'in bunu yapmasına gerek kalmayacaktı, değil mi? O güzel yüzünde böyle bir kusur bulunmayacaktı.

  Deniz, onu izleyen bakışların ağırlığını üzerinde hissederek bakan kişiyi görmek için etrafına bakındı. Onu Murat'ın izlediğini görmesiyle adımları yavaşladı, birkaç saniye sonra da olduğu yerde durdu. İkisi de göz göze geldi. İkisi de birbirinin diğer günlere oranla bugün farklı olduklarını biliyorlardı. İkisi de kırık ve eksikmiş gibiydi. Ancak Deniz daha farklıydı. Çünkü dün kendisine yumruk attırarak kendine kanıtlamaya çalıştığı aptalca his canını yakıyordu.

  Deniz, kendini ona daha fazla bakmaya devam ederse her an ağlayacakmış gibi hissettiği için kendine gelmek adına başını hafifçe salladı. Her ne kadar şu ana kadar diğer erkeklerden farklı olsa da o da bir erkekti ve duygusuz ya da hissizmiş gibi taklit yapması gerekse bile onun karşısında güçlü gözükmeliydi. Orada takılıp kalmamalıydı. Dün olmuş ve bitmişti. İstediği olmuştu.

  Bu dediğini onayladı Deniz ve yere indirdiği bakışlarıyla dersine gitmek adına yürümeye devam etti. Ta ki Murat kolundan tutup onu durdurana kadar. "Deniz... Ben-"

  Kolunu hızla çekip, "Seninle konuşmak istemiyorum. Her şey dün o yumrukla bitti. Seninle dalga geçmek adına başta arkadaşıma yan gözle bakma bahanesiyle rahatsız ettiğim için üzgünüm. Lütfen yaptığım tüm salaklıkları görmezden gel ve rahatsız etme beni. Nasıl başta tanışmıyorsak yine tanışmıyormuş gibi davranalım." dedi ve diyeceğini beklemeden hızla yürümeye başladı. Murat ise sadece arkasından baktı.

(Götünün güzelligine bakıyordu falan diye yazıyormusum ahzjkajhsjfkc herkes şok ben bim...)

  Deniz dün gece derin düşünceler içindeyken bir şeylerin farkına varmıştı ve bunların gerçek olma ihtimalini bile düşünmek istemiyordu.

  Nasıl bir dünyada yaşadıklarını çok iyi biliyordu. İkisi de erkekti. Aileler bile genelde olumlu olmazken, birbirini seven iki erkeğe kimse hoş gözle bakmazdı. Onlar aralarında olan güzel sevgilerini, o iğrenç düşünceleriyle kirletirdi. Herkesin onlara olan bakışı değişirdi. Dışlanırlardı. Hem ailesinde, hem arkadaşları arasında, hem toplumda hem de akla gelebilecek her yerde...

  Bunun kendisi yüzünden kimsenin başına gelmesini ve babasını haklı çıkarmak istemiyordu.

  Bundan sonra yapacakları en iyi şey başta da olduğu gibi birbirleriyle hiç alâkaları yokmuş gibi davranmalarıydı. Bir süre sonra başlarında olduğu, kıvılcım almaya başlayan bu hislerin de sonu gelirdi.

  Deniz gözden kaybolana kadar arkasından bakmaya devam etti Murat. Onun gidişini izlerken sağ elini istemsiz bir şekilde kaldırdı ve ilk kez bu şekilde acıdığını hissettiği kalbinin üzerine koyarak tişörtünü sıktı. Niye birden ona karşı böyle davranıyordu?

  O yumruk ondan bir daha görüşmemelerini istetecek kadar nefret mi ettirmişti kendisinden?

  Eli bu his yüzünden yanarken, yumruk yaptığı eliyle kimseyi umursamadan yanındaki duvara yumruk attı.

  "Siktir! Neden böyle oldu şimdi?"

  Attığı yumruğun ve sesinin biraz fazla çıkmasının etkisiyle yanından geçen insanlar başta korksa da tuhaf bakışlarıyla ilerlemeye devam ettiler. Murat derin soluklar verirken umursamamaya çalışıyordu onları. Çünkü umursarsa hiç iyi olmazdı.

  "Affedersin."

  Murat ona sesleneni ona demiyordur diye duymamazlıktan gelince kız tekrar seslendi. "Affedersin diye sana diyorum duvarı yumruklayan çocuk."

  Bu dediğiyle kaşları çatılırken bir şey demeden kıza döndü. Kız ise hafif gülümserken "Öncelikle bunu yaptığım için özür dilerim." diye başladı cümlesine. "Ama böyle bir şey görünce de kendime engel olamıyorum." diye de ekledi. Murat'da burayı okuyanlar gibi kızın dediklerinden bir şey anlamıyordu. Ancak kızın konuşmaya meraklı olan ifadesi Murat'ın konuşmasına engel oluyor, uysal bir şekilde diyeceği şeyi beklemesini sağlıyordu.

  "Söylemek için oyaladığımın farkındayım ama izin verirsen sana bir şey sorabilir miyim?"

  Murat sorması için dediğine başını salladı. Kızın yüzündeki gülümseme daha da genişledi ve heyecanla Murat'a doğru yaklaştı.

  "Şey... Deminden beri seni ve giden çocuğu izliyordum. Böyle şeyler benim fujoshi gözümden kaçmaz. Acaba siz ikiniz... Çıkıyor musunuz?"

× × × × ×

Yo :d

Decline • [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin