10

5.4K 360 175
                                    

Multi: Badflower - Promise Me

× × × × ×

"Murat: İyi misin?

(Görüldü 08.23)

  Görüldü yazısı yine canını sıkarken, telefonu yavaşça önüne bırakıp, çimleri koparmaya devam etti Murat.

  Onunla olan dünkü konuşmasından dolayı ona yazması zaten büyük bir hataydı ama yine de rüyasında öyle görünce onu merak etmişti. Şöyle bir şey vardı ki görüldü attığı için bir daha merak etmesine gerek yoktu onu. Sonuçta iyiydi ki görüldü atıyordu.

  "İyiyim."

  Duyduğu sesle çimleri koparan eli durdu ve anlamayarak tanıdık sesin geldiği tarafa baktı. Deniz'di.

  Murat onu baştan aşağı büyük bir dikkatle inceledi. Dediği gibi iyi olmasının ve rüyasındaki gibi kötü bir durumda olmamasının verdiği rahatlıkla hafif başını sallayarak önüne döndü. Elleriyle sweat'ının eteklerini sıktı Deniz. Ondan ne beklediğini bilmiyordu ancak böyle yapması da canını sıkıyordu.

  "Sen açık olsana..."

  Deniz cümlesine böyle başlasa da devamını getiremedi diyeceğinin. O getiremese bile ona bakmayan Murat konuşmasına dikkat kesildi. Ama devam etmiyordu. Deniz ona bir şeyler söylemek istiyordu, ancak ne söylemesi gerektiğini bilmiyordu.

  Bu yüzden Leyla'dan gördüğü gibi o da Murat'ın damarına basacaktı. Ondan dayak yiyip, yüzleştiği gerçekle kendisine gelecekti. Yutkundu ve hiç düşünmeden aklına gelen şeyleri hızla söylemeye başladı.

  "Neden beni dövmeyip, sana verdiğim o cevaptan sonra bile gece yarısı bana o mesajı atacak kadar beni umursuyorsun?"

  Murat başta duraksasa da başını hafiften iki yana salladı. "Özel bir nedeni yok." Deniz ona pek ikna edici gelmeyen cevaba karşı "Yalan söylüyorsun." diye yanıt verdi. Murat ise tepkisiz kaldı. Çünkü neden yazdığını o da bilmiyordu. Sadece merak etmişti.

  Deniz, "Sen... Öylesin değil mi?" diyerek Murat'a doğru yaklaştı ve önüne geçti. "Leyla'nın dediği gibi."

  Murat bakışlarını göz hizasına gelen bacaklarından gözlerine çıkardı. Onun bu konuşmalarının amacını anlamamıştı. O yüzden bir şey demedi. Sessizliği Deniz'i daha fazla kışkırtırken "Sana bu konu hakkında hiçbir zaman bir şey demedim. Belki bunun için ilgili gibi gözüksem de değilim. Ama sen öylesin."

  Murat kaşlarını çattı. "Nasılım?"

  "İbnesin."

  "Hani sen bu kelimeyi kimseye karşı kullanmıyordun?"

  Omuz silkti Deniz. "İbnelere kullanmak gerek." Murat derin bir soluk alıp verdi. "Amacın ne senin?" Deniz başını iki yana salladı. "O zaman neden o gün beni dövmedin?"

  Deniz "Bileğin inc-" diye cümlesine başlayan Murat'ın lafını böldü. "Senden küçük olsam da ben aptal değilim. Gittiğin her kavgada karşında kim olursa olsun asla acımayan sen, neden benim bileğim incindi diye bana dokunmadın? Eğer gerçekten de dediğin gibi beni sevmiyorsan ve ibne değilsen beni de döv."

  Murat yine ona karşı büyük bir sabır göstererek, telefonunu çimlerin üzerinden aldı ve yüzüne baktı. "Deniz, gözünü seveyim git başımdan. Telefonda nasıl cevap vermiyorsan şimdi de yorma beni." Deniz ise başını iki yana sallayarak reddetti onu. "Dövsene."

  Murat onun saçma bir hâl almaya başlayan bu konuşmaları yüzünden onunla daha fazla konuşmak istemediği için oturduğu yerden kalktı ve bir şey demeden yürümeye başladı. Deniz atabileceği en büyük adımlarıyla ona yetişti ve kolundan tuttu. "İbnesin işte! Değilsen dövsene beni de!" Murat sertçe kolunu çekti ve yürümeye devam etti. Tekrar tuttu Deniz kolunu ve bu sefer onu kışkırtmak adına birisine karşı asla demek istemeyeceği şeyler döküldü dudaklarından. "Sen erkekleri seven ve onlara götünü veren iğrenç bir insansın!"

  Sabrının sonunda olup, ona bir şey yapmamak için gitmek isteyen Murat daha fazla kendini tutamayarak ona doğru döndü ve yüzüne istediği gibi bir yumruk geçirdi. Deniz bunu ondan beklese de şu an beklemediği için dengesini koruyamayarak yere düştü.

  Sonunda istediği olmuştu. Başta kıyamayıp, ona gerçekten onun iyiliği için ilgili gibi gözüken adam birkaç boş kışkırtmayla gerçek yüzünü ortaya çıkarmış, çoktan ona vurmuştu.

  Deniz, ona hiçbir şekilde karşılık vermeyeceği için yattığı yerde hiçbir şey yapmadan yatmaya devam etti. Murat hızla üzerine oturdu ve çenesinden tuttu. Yüzünü kendisine çevirip bir yenisini daha atacağında Deniz'in gözlerini sıkıca yumduğu gördü. Anında gece gördüğü rüyasını hatırladı. Eli yine rüyasındaki gibi havada kalırken elini biraz daha sıktı ve büyük bir çenesini bırakarak üzerinden kalktı.

  Kendisini kaybedip ne yapıyordu böyle? O da kendisine inanamazken güç bela "Oldu mu?" diye sordu. "Kendine yumruk attırdığın için mutlu musun?"

  Deniz dediğine ağırca başını salladı ve Murat'ın duyacağı şekilde fısıltıyla konuşmaya başladı. "Evet, oldu. Beni gerçekten de sevmiyorsun. Diğer dövdüklerinden farkım yok."

  Dayak yemeye alışkın olmadığı için fazlasıyla yanan canı yüzünden ağlamamak için kendini sıktı. Gözleri yanıp dolarken, dolan gözlerini saklamak adına koluyla yüzünü kapattı. "Bir erkek olduğum için zaten beni sevemezsin ki. Böyle iğrenç bir dünyada yaşarken elin bana karşı beni sevmek için değil, sadece bunu yapmak için kalkar."

× × × × ×

:((((
)))):
:((((
)))):

Decline • [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin