7- Araba

1.9K 61 21
                                    

Helloo! Biz geldik🥳

İyi okumalar💜

Instagram; tutsakofficiial

Bölüm şarkımız👉🏻👈🏻
Zakkum-Al Gece Yarılarımı Benden

🕊

Numara.

Mesaja baktım.

Seni çok özledim Nare.

Kimdi bu? Numaraya baktım tekrar. Hatırlamadığıma eminim. Beni kimseyi özlememiştim. Neyse ulaşmak isteyen arasındı. Telefonu cebime koyup aşağı indim.

Misafir odasına geldim. Biraz sessizlik istemiştim. Yatağın köşesine oturmuştum. Evimi özlemiştim. Çakıroğlu'nu da evim evim diye darlamak istemiyordum. Gözümle görmüştüm durumu. Çakıroğlu'yla o gece  sokakta tanışmış olmama rağmen, çok önceden tanıdığım biri gibi geliyordu.

Sürtüşmelerimiz, konuşmalarımız arkadaşımla konuşuyorum rahatlığındaydı. Ondan hiç korkmamıştım, beni korkutmamıştı. Yanında rahat olmamam için bir sebep yoktu ki.

Yetimhanede de çok kişiyle yatıp kalktığından tanımadığın insanların yanında da rahat olmayı öğreniyorsun.  Hepimiz çocuktuk o zaman tabi ki. Alışmıştım. Kolay kolay kimseden çekinmez, korkmazdım.

Eda yetimhaneye benden  3 ay sonra getirilmiş. Yusuf biz yetimhaneye geldiğimizde 2 yaşındaymış. Eda'nın ailesi trafik kazasında vefat etmiş. Araba uçurumdan yuvarlanmış, babası direksiyon başında uyukladığı için.
Yusuf'un annesi doğumda vefat etmiş, babası acıdan delirdiği için Yusuf'u görmek istememiş. Beni de çöp konteynırına bırakmışlar. 10 günlükken.

Büyümeye başlayıp, etrafımızda gelişen olayları anladığımızdan beri yanyanaydık. Bizi büyüten bir ablamız vardı o zaman bunları hep o anlatmıştı. Öyle zarif öyle kibar anlatmıştı ki öksüzlüğümüzü ve yetimliğimizi ikna olmuştuk. Tatlı dil işte. Gülümsedim. Bu anları hatırlamak gülümsememe sebep olmuştu.

Güzel günlerimizde vardı kötü günlerimizde vardı. Çok sevdiğimiz arkadaşlarımız evlat edinildiğinde çok üzülürdük ama bir ailesi olacağı için çok da mutlu olurduk. Bir keresinde bir arkadaşımız evlat edinilmeden önce onu evlat edinecek aileye "Işıkları sizde dokuz da mı kapatacaksınız? Ben korkarım karanlıktan, hiç değilse burada arkadaşlarım var" demişti. 7 yaşındaydı. Onlar duydukları cümleyle ağlamaya başlamıştı.

Biz ayrılmamak için hep kötü çocuk rolü yapmıştık. Yusuf bir keresinde kendini bir aile sahiplenmek istediğinde kendini çatıdan atmakla tehdit etmişti. Çok komikti.

Eda, sağır ve dilsiz rolü yapmıştı. Ben direkt "Siz benim ailem değilsiniz ki olamazsınız da" demiş gelenleri kaçırmıştık. Hep böyle olmuştu.

Özlemle yanıp tutuştuğum için bizimkileri aradım ve benim evin bahçesine gelmelerini söyledim. İkiside okey verdikten sonra hazırlanmam gerekiyordu da. Hem arabam burada değildi hem de kıyafetler odama gelmemişti. Çakıroğlu'na mesaj attım.

"Çakıroğlu kıyafetlerim ne zaman gelir?"
iki dakika sonra cevap geldi.

"Getirirler şimdi"
beklemeden cevap yazdım.

"Evime bizimkiler gelecek korumalardan biri bırakabilir mi beni?"

"Hazırlan, gel" kapım çalındı.
Açtım bir koruma kıyafetleri içeri bıraktı ve çıktı. Giyinmeye başlamıştım. Üzerime lila bir sweatshirt altıma siyah dar bir pantolon giymiştim. Saçlarımı da at kuyruğu yapmıştım. Zor olmuştu. Beyaz ayakkabılarımı da giyip aynada kendime baktım. Kumral saçlarım güzel duruyordu. Mavi gözlerimin altları biraz morarmıştı. Boyum çok uzun değildi. 1.68 falandım. Boyumla bir sorunum yoktu. Odadan çıktım. Aşağı indim. Salona baktım. Yoktu. Aradım.

TUTSAKWhere stories live. Discover now