17-Evlilik

2K 62 70
                                    

Hellooo! Biz geldiiik!🥳

Bizim için önemli bir bölüm! Bu bölümden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, hikayenin içine tamamen girmiş durumdayız.
Hepinizin okurken zevk alması dileğiyle💗

Oylamayı ve bolca yorum yapmayı unutmayın💜

🕊

"Seni çok özledim Nare, sesimi unutamazsın, unutmuş olamazsın ama yine de hatırlatayım ben Alpaslan Yıldırım" dedi.

Açmamalıydım.

Telefon elimden düşer gibi oldu. Masadaki herkesin gözü benim üzerimdeydi. Çakıroğlu'na baktım o an. Göz bebeklerime kadar titredim.

Numara, seni çok özledim Nare mesajları, tek tek canlandı gözümde. Her aradığında sesini robotlaştıracak bir şekilde arıyordu. Benim düşmanım, benim tehdit mesajları aldığım Alpaslan Yıldırım mıydı?

Ne zaman çıkmıştı? Ne zamandır uğraşıyordu bunlarla? Ne kadarını biliyordu?

"Ben özlemedim ama" diyen sesim sert ve dikleşir gibi çıkmıştı.

"Ben seni özledim! Hemde deli gibi Nare! Özellikle de tenin-"

"Kes sesini" dedim duymaya tahammülüm kalmamıştı.

Dik duruşum buraya kadardı. Yıkıldım, yıkılacaktım. Suratına kapattım. Sesini duymak midemi bulandırmıştı. Vücudum sızladı. Bileklerim yandı. Ben artık yemek yiyebileceğimi sanmıyordum. Kalktım aniden masadan. Lavaboya gitmek istiyordum. Elimi yüzümü yıkamam gerekiyordu. Nefes almam gerekiyordu. Adımlarım lavaboya gidiyordu ama düşmemek için zor duruyorlardı.

İnanılmaz bir acı vardı vücudum da, ilk günkü gibi alev alev yanıyordu canım. Lavabonun kapısına gelmeden elimin ayağımın canının çekildiğini anca anlamıştım. Ayakta duracak gücüm yoktu. Gözlerim kapanıyordu. Direnmekten vazgeçtim.

Yere sert düşmüş olmalıydım. Her yerim ağrıyordu. Kapalı olan gözlerimi hiç açmak istemesem de uyanmıştım. Gözlerimi araladım. Evde ya da kebapçıda olacağımı düşünsem de hastane de olacağımı düşünmemiştim. Hala geceydi.

Yatağın kenarına oturmuş, bir eli elimde başı yattığım yatakta olan tabi ki Eda'ydı. Diğer koltukta oturmuş, dirseklerini dizlerinin üzerine koymuş, başını da ellerinin arasına almış kişi Yusuf'tu.

Görmeyi beklediğim ilk kişi Çakıroğlu olmasa da odada olur diye düşünmüştüm ama yoktu. Uyandığımı belli etmek istemedim. Geri uyumak istedim. Gözlerim de bu isteğime karşı koymamıştı. Uykusuzdum ve uykuya ihtiyacım vardı.

Uyandığımda bedenimi daha iyi hissediyordum. Gözlerimi açtım. Yusuf'la göz göze geldik. Gülümsedi. Bende gülümsedim. "Uyandı" dedi sakin ses tonuyla. "Edoş vizite çıktı uğrayacak" dedi.

Odanın kalanına baktım. Uyandığımı kime haber verdi diye. Mustafa vardı odada. Ve Çakıroğlu hala yoktu. Mustafa'ya gülümsedim.

"Geçmiş olsun" dedi.

"Teşekkür ederim" dedim. Ben niye buradaydım? "Yusuf en son bayıldığımı hatırlıyorum da ben niye hastanedeyim?" en azından açıklardı.

"Sen bayıldığında Alptekin arkandayı ama sen düşüne kadar yetişemedi. Düştün. Düşerken de kafanı çarptın. Su ve kolanyayla seni kendine getirmeyi denedik tepki bile vermedin. Başını da çarptığın için hastaneye getirdik." he anladım der gibi başımı salladım. Hemen arkasına zaten Edoş geldi ve peşinden bir sürü stajyer doktor.

"Hastamız kendini nasıl hissediyor?" diye sordu.

"Daha iyi" dedim.

"Beyin mr'ında sıkıntı yok, herhangi bir bölge de kırık ya da çıkık da yok" bana baktı "hastamızı taburcu edebiliriz" güldüm bu ciddi haline. İşini hep ciddiye alırdı.

TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin