Özel bölüm

1.4K 49 45
                                    

HELLOOO! Biz geldiik!🥳

Bu bölümümüz özel bölüm olup 22. Bölüm gibi yayında! Ufak bir geçmiş gezintisi yapacağız, yaparken biraz üzüleceğiz..

Bebeklerim, oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın. Yorumlarınızı her bölüm için merakla beklediğimi unutmayın💜

Bölüm şarkımız;
Sezen Aksu- Kurşuni Renkler

✍🏻
01.10.2017

Behzat Çakıroğlu'nun arabası kendine ait fabrikanın önünde durmuştu. Fabrika ülke için önemliydi çünkü inşaat malzemeleri üretiyordu. Fabrikaya uzun zamandır gitmediğini fark ettiğinde işlerini ve holdingdeki toplantılarını erteleyip buraya gelmişti. Behzat bey bütün heybetiyle arabadan inmişti. Korumaları dahi bizzat muhattap olmadığı sürece başını kaldırıp göz göze gelmezdi onunla. Sadece muhattabı onun gözlerine bakardı çünkü muhattabının gözlerini görmek istediğini her zaman dile getirirdi. Behzat Çakıroğlu inşaat ve gayrimenkul alanında ülke genelinde ve yurtdışında olmak üzere saygın bir iş adamıydı.

Fabrikanın içine girdi. İşçiler başlarını önüne eğsene hoş geldiniz demeyi ihmal etmedi. Behzat bey ne kadar korkulan bir adam olsa da işçisini ve emekçisini düşünürdü. Bir sıkıntısı olan işçisine yardım edebileceği her konuda destek olurdu. Behzat beyin gözlerine bakamamak korkudan değil de daha çok saygıdan gibiydi.

Sağ kolu Orhan'la fabrikayı geziyordu. İşçileriyle birebir görüşürken makinalardan eksik ve ya arızalı olan var mı diye de sormuştu Behzat bey. Bir işçi konuştu.

"Behzat bey, bu makina geçen arkadaşımızın elinin sıkıştığı makina. Arızalı usta başına söyledik ama dikkatli kullanın demekten başka bir şey yapmadı" diyerek sorusuna cevap vermiş oldu. Geçen yaşanan olayı da hatırladı.

Orhan'a dönüp "Hastane de ziyaret ettik mi?" diye sordu.

Orhan beklemeden "Boş vaktiniz yoktu" dedi. Behzat bey hem mahçup olmuştu hem de kötü hissetmişti. Kötü biri değildi öyle de olmak istemiyordu.

"Buradan çıkıp hastaneye gidiyoruz. Planı değiştirin" dedi. Orhan notunu alırken Behzat bey ekledi "Usta başını çağırın ve bu makinayı kapatın yenisini alın" Orhan başını sallayıp birini aradı. Usta başı fabrikanın kapısından girdi. Behzat beyin yanına geldi.

"Hoş geldiniz" dedi sırıtarak.

"Hoş bulmadım Hayri adamlar sana bu makinanın riskli olduğunu söylemiş sende bize bildirmeden kullanın mı dedin! Sen kimsin? Karar mercii sen misin? Seni buraya kim koydu?" diye çalışanların önünde azarladı. İşçinin can sağlığını ve güvenliğini riske etmekten haz etmiyordu Behzat bey. Buralara da çalışıp gelmişti. Babası zengin değildi tırnaklarıyla kazıyarak gelmişti ama şimdi serveti tahmin bile edilemiyordu. O yüzden kimsenin önünü kesmemeye ve cevher gördüğü genç fabrika çalışanlarını oğluna devredeceği holdingde bir işe sokuyordu. Tabi ki oğlu Alptekin'in bundan haberi bile yoktu. Olur da Alptekin zor durumda kalırsa yerleştirdiği çocuklar karşılık için değilse bile vefa için oğlunun yanında olurdu, biliyordu.

"Efendim sandığınız gibi değ-" "Orhan yeni bir usta başı seçelim, Hayri de eski işine geri dönsün" dedi Behzat bey sesi sert ve kararlıydı. Orhan tepki vermek yerine genelde susar ve başını sallardı yine öyle yaptı. Behzat bey işçilerine kolaylıklar dileyip bodrum katına ilerledi.

Bodrum katında personel harici giremez yazan büyük gri Demir bir kapının önüne geldi. Kapıyı açmak için kartını okuttu. Kapı iki yana açılırken Behzat bey içeri girmişti bile. Uzun boylu, hafif kırlanmış saçları, geniş omuzları, ela gözleri ve oğlunun babasına çeken burnu ve dudakları. Neslihan onda en çok gözlerini seviyordu. Aşık olarak evlenmişlerdi. Çok zordu Neslihan'la evlenmek. O zengin ailenin kızıydı, Behzat fakir bir ailenin girişimci oğluydu. Neslihan anne babasını ikna ederken çok zorluklar aştılar.

TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin