13- Silah

1.5K 60 21
                                    

Helloo!
Biz geldiiik.

Heyecanlı ve aksiyonlu bir bölüm sizlerle.

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın💜

İyi okumalar çiçekleriim🌸

🕊

"Efendim"

"Alptekin Çakıroğlu'na sığınmak seni kurtarır mı sandın?"

"Bilmem kurtarır mı?"

"Kurtarmaz! Seni elimden alabilecek bir kişi bile yok" Çakıroğlu telefonu hoparlöre al dediği için açtım.

"Tüh nasıl üzüldüm anlatamam"

"Bıraktığım notları seviyor musun?"

"Beni özlediğini herhalükarda belirtmen gurumu okşuyor" bir yandan laptopu açmış, sinyali tespit etmeye çalışıyordum. Sinyal yakındı. Çakıroğlu benimle ekrana baktı. Mikrofonu kapattı ve "Haritadan bak" geri açtı mikrofonu.

"Benim seni özlemem demek, felaketin demek"

"Beni özlemeye devam eder misin, lütfen?"

"Memnuniyetle" konuşma bitti zannetsem de
"Alptekin Çakıroğlu" dedi.

"Konuş"

"Nare'yi yatağından almışlar, kadınına sahip çıkamamak sana yakıştı mı?" Gözleri beni buldu. Hayır dedim sinirlenmemeliydi. İstediğini ona vermemeliydi.

"Yaralı kadını kaçıracak kadar aciz olmak size yakışırdı"

"Her neyse Alptekin Bey, kadınına sahip çık. Ölmek üzere"

"Yanılıyorsun, ölmek üzere olan sensin" ve kapandı. Sinyal yakındı ama ne kadar yakındı.

"Bulamadım" dedim sadece.

"Gidelim" dedi. Yavuz'la işbirliği içinde olduğu ihtimali gittikçe güçleniyordu. Bu olayı bilmesinin başka açıklaması olamazdı.

"Sinyalinin geldiği yere mi baksak?"

"Bulamadım dedin"

"Tam adresi bulamadım, sinyal yine deponun oradan geliyordu"

"Bu depoya gitmek farz oldu"

"Üzerimi değiştirip geliyorum" cevap beklemeden çıktım salondan. Misafir odasına çıktım. Valizim odadaydı. İçinden siyah dar bir pantolon üzerine de siyah bir sweatshirt giydim. Saçlarımı salmıştım. İyiydim. Laptopu ve telefonumu aldım. Çantamı da aldıktan sonra çıktım odadan. Aşağıya indim. Salon sadece Mustafa vardı.

"Üzerini değiştirmeye gitti" dedi, sormamıştım.

"Kapının önüne mi çıksak Çakıroğlu direkt oraya gelsin" dedim.

"Tamam" dedi, ben önden çıkmıştım, Mustafa'da arkamdan geliyordu. Kapının oraya geldiğimizde Çakıroğlu merdivenlerden iniyordu. Siyah kot pantolon üzerine siyah gömlek giymişti. İkimizde simsiyahtık. Mustafa bir bana baktı bir de Çakıroğlu'na.

"Özellikle mi yaptınız bunu?" dedi.

"Neyi?" diye sordum

"Aynı giyinmeyi"

"Aynı değiliz" dedim, kendimi savunma ihtiyacıyla.

"Aynısınız işte, simsiyah"

"Sen şu arabaları çıkarmalarını söylesene" diye araya girdi Çakıroğlu. "Mustang'i çıkarsınlar geliyoruz biz" Mustafa cevap vermeden çıktı. Bende adım atmıştım ki Çakıroğlu konuştu.

TUTSAKWhere stories live. Discover now