1.Bölüm: Ölmek İçin Güzel Bir Gün

116K 3.6K 8.7K
                                    




Herkese merhaba,

Giriş bölümünü okuyalı sadece yarım saat oldu ama şimdiden yorumlarınız ve desteğiniz için çok çok teşekkür ederim!

Bu hikayemizin ilk bölümü. Yolculuğumuz resmen başlıyor. Lütfen yorumlarınızı, fikirlerinizi benimle paylaşmayı ve oy vermeyi unutmayın.

Keyifli okumalar!

*DİKKAT! Bu kitapta intihar, psikolojik ve fiziksel şiddet, cinsellik, madde kullanımı, küfür gibi olaylar bulunmaktadır. İçerik olumsuz örnek oluşturabilir, rahatsız edici ya da tetikleyici olabilir. Yaşı küçük olanlar ve hassas kişiler için uygun değildir. Yetişkin okurlar içindir.

*

ÖLMEK İÇİN GÜZEL BİR GÜN

İnsan her daim sahip olamadığı hayatlara imrenir, onların hayatlarına sahip olabilmeyi dilerdi. İnsanlar, ne dilediğine dikkat etseler iyi ederlerdi çünkü hiçbir şey göründüğü gibi değildi.

*

Ravebelg Kasabası

8 Temmuz

Kasabaya döneli kısa bir zaman olmuştu. Her şey yolundaydı, herkes mutlu görünüyordu. Özellikle yaz aylarının en keyifli olduğu şu günlerde her gece farklı bir etkinlikle insanlar sıcak yaz günlerinin tadını çıkarırken sabahlara kadar sokaklarda eğlenceler devam ediyordu.

Tüm bunlar Ravebelg illüzyonuydu. Sokakları aydınlatan ışıklar, neşeli insanlar, kendi içine dönük yaşayan masum kasaba görüntüsü... Hepsi birer yanılsamaydı. Ölüm, geçtiğim sokaklara sağanak gibi yağmış, kaldırımlarında geçmişin çığlıkları ezilmişti.

İnsanların yüzlerine kuşandığı iyilik maskesinin ardında yedi büyük günahın şehveti yatıyordu. Herkes iyi geçiniyordu, hepsi birbirini seviyordu. Kalplerinde filizlenen kötülüğü ise bir tek ben biliyordum.

Buraya tam da bu yüzden gelmiştim. Kasaba bu gece son uykusuna dalacaktı ve yarın sabahla birlikte hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Ne yetişkinler ne gençler... Hiçbiri masum değildi ve hiçbirine acımaya niyetim yoktu.

Her şeyin bir başlangıcı, bir de sonu olur. Bu kasabanın hikayesi bir ölümle başlamıştı. Yine ölümle son bulacak fakat bu basit bir ölüm olmayacaktı. Tüm yaşananlara şahit olanlar bir tiyatro oyununun son perdesini izler gibi damarlarındaki kanın şahlandığını hissedecekti.

Kim olduğumu merak ediyorsunuz değil mi?

Peki öyleyse... biraz kendimden bahsedeyim.

Aslına bakarsanız, ben hiç kimseyim. Aynı zamanda herkesim. Bu kasabaya döndüğüm gün varlığımı ve kimliğimi kasabanın giriş levhasına astığımda hiç kimse olmuştum.

Ben şiirleri severim. Oyunları, filmleri ve oyuncakları... Bu yüzden kasaba için hazırladığım her ölüm bir öncekinden daha şairane olacak.

Onların ölümü benim sanatım olacak.

Ölmek için yalvardıklarında arzu ettikleri sona ulaşabilecekler ancak. Oyuncakları çok sevdiğimi söylemiştim, evet ben oyunları ve oyuncakları çok severim. Bu kasaba, benim oyun evim olacak ve içindekiler de koleksiyonuma saklayacağım oyuncaklarım...

Kabul edin, çocukken odanızın bir köşesinde gözünü üzerinize dikmiş sizi izleyen aptal oyuncaklarınızdan delice korkardınız. Onların bir ruhu olduğunu ve sizi gözetlediğini düşünürdünüz çoğu zaman. Öyle ki bazı sırlarınızı onlardan bile sakladınız. Kimi zaman bir örtüyle üzerlerini örttünüz ya da dolaplarınızın içine saklayıp vicdanlarınızı rahatlattınız.

OYUNCAK MÜZESİ (+18)Where stories live. Discover now