15.Bölüm: İki Yabancı

37.4K 1.1K 1.3K
                                    




Oy vermeyi ve bolca yorum yapmayı unutmayın aşk bahçelerimmm❤️

Keyifli okumalar!

*DİKKAT! Bu kitapta intihar, psikolojik ve fiziksel şiddet, cinsellik, madde kullanımı, küfür gibi olaylar bulunmaktadır. İçerik olumsuz örnek oluşturabilir, rahatsız edici ya da tetikleyici olabilir. Yaşı küçük olanlar ve hassas kişiler için uygun değildir. Yetişkin okurlar içindir.

*

15.Bölüm: İKİ YABANCI

Kelimeler böyleydi işte. Bazı kelimeler vardır ki başını döndürür, aşkla bağlar insanı kendine. Ve bazıları vardır ki kurşundan daha ağır, bıçaktan daha keskindir. Yaralar karşındakini, belki de öldürür yavaş yavaş.

*

NOA DAYTON

Ravebelg Kasabası

Bir merdiven ne kadar hızlı çıkılabilirse o kadar hızlı çıktım. Bir kapı ne kadar sert çalınabilirse o kadar sert çaldım ve bir kalp ne kadar hızlı çarpabilirse o kadar hızlı çarptı.

Tüm bunlar saniyeler içinde yaşandı. Kalbim göğüs kafesimden firar etmenin yollarını ararken nabzımın kestiği nefesim diken olup ciğerlerime battı.

"Sara!" diye bağırdım kapıyı yumruklarken. "Kahretsin... Kahretsin..." Aklıma gelen ihtimaller beynimi uyuşturuyordu.

İçeride bir katil varsa kapıyı çalmam dünyanın en aptal olayıydı, biliyorum ama en azından geç kalmamışsam eğer Sara'yı kurtarma şansım olabilirdi. Hiddetle kapıyı çalmaya devam ettim. Var gücümle, hiç durmadan.

Biraz önce gördüğüm siluetin Raymond'a ait olduğu düşüncesi sadece bir saniyeliğine geldi ve gitti. İçerideki her kimse Raymond değildi, eminim çünkü Raymond'a ait olamayacak kadar zayıf bir vücuda sahipti.

Bir yandan kapıyı yumruklarken diğer yandan ara sıra başımı kaldırıp ışığı yanan odayı kontrol ediyordum.

Çok geçmeden içeriden aceleci ayak sesleri gelmeye başladığında nefesimi tuttum. Bu kaçan birinin adımları mıydı yoksa kapıyı açmak üzere olan Sara'nın mı?

Kapı açılıncaya kadar yumrukladım. Parmak boğumlarım acımaya ve kızarmaya başlamıştı ama o an vücuduma salgılanan adrenalin bunun önüne geçmişti, hissizleşmiştim.

Acılar sizi hissizleştirirdi. En çok da ruhunuzu hissizleştirirdi.

Kapı hışımla açılıp da Sara çılgına dönmüş bir şekilde karşıma dikildiğinde yıllar sonra ilk kez nefes almışım gibi kendimi bıraktım. Ciğerlerim geçtiğimiz bir dakika içerisinde eminim ki benden nefret etmişti.

"Tanrı aşkına Noa! Senin neyin var böyle?" Sara nefes nefese açtığı kapıya omzunu yasladığı gibi beni haşladı. "Ne bu halin?" diye sordu hırıltılı bir nefes eşliğinde.

"Ben..." Ona yukarıda birini gördüğümü söylemeli miydim? Yanılıyor olabilir miydim yoksa?

"Tek misin?" diye sordum. "Raymond'la değilsindir umarım?" Öyle olmadığını biliyordum.

Yüzüne düşen maşayla yaptığı dalgalı saçını kulağının arkasına taradı.

Üzerindeki siyah elbisesinin kalın askısını çekiştirerek düzeltirken, "Tekim. Neden ki?" diye sordu kirpiklerini kırpıştırarak.

OYUNCAK MÜZESİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin