16.Bölüm: Küçük Tavşancık

25.3K 1.1K 1.2K
                                    

Oy vermeyi ve bolca yorum yapmayı unutmayın aşk bahçelerimmm❤️

Keyifli okumalar!

*DİKKAT! Bu kitapta intihar, psikolojik ve fiziksel şiddet, cinsellik, madde kullanımı, küfür gibi olaylar bulunmaktadır. İçerik olumsuz örnek oluşturabilir, rahatsız edici ya da tetikleyici olabilir. Yaşı küçük olanlar ve hassas kişiler için uygun değildir. Yetişkin okurlar içindir.

*

15.Bölüm: KÜÇÜK TAVŞANCIK

Hayat böyleydi işte. Her zaman yabancılar incitmez seni. Çoğu zaman tanıdığın insanların bıçağıyla alırsın en derin yaraları.

*

OYUNCAK KATİLİ

Ravebelg Kasabası

Harika bir gündü, bugün. Güneş ışıkları evin pencerelerinden içeri sızıyor, parkelerden yansıyan sıcaklık içimi ısıtıyordu. Her şeyin yolunda gittiği bir gün olabilirdi. Tabii ben hasta bir şekilde uyanmamış olsaydım.

Ah... Tamam yalan söyledim.

Baştan alıyorum sizi ahmaklar.

Bugün harika bir gündü. Güneş ışıkları üzerime vurduğunda uykumdan uyanmıştım ancak buna öfkelenmemiştim. Uykumu böldüğü için güneşe sövebilirdim ama bunu ben istemiştim. Erkenden uyanmak için gece eve geldiğimde uyumadan önce perdeleri sonuna kadar açık bırakmıştım.

Kendimi gayet iyi hissediyordum, hasta değildim. Bugün üçüncü kurbanım Alice'le görüşmek için hasta taklidi yapmam gerekecekti sadece. Birkaç gündür göremediğim oyuncağımı çok özlemiştim.

Aptal Alice. Onun sesine tahammül edemezken bugün saatler boyunca ona maruz kalacağıma inanamıyordum. Neyse ki zamanı tükeniyordu, çok yakında Ravebelg Kasabası, müzeme eklediğim üçüncü oyuncağımı konuşmaya başlayacaktı.

Ve buna bayılacaklardı!

Alice'e biraz işkence etmekte sorun görmüyordum. Sakın onu sevmediğimi düşünmeyin, aksine onu sevdiğim için ölümüne emek veriyor, sanatımı ilmek ilmek işliyordum. Alice Brown her şeyin sonunda bana teşekkür etse iyi ederdi çünkü sayemde ona bahşettiğim yeni hayatına başlangıç yapacaktı.

Çünkü ben öldürmüyordum. Bay OM kimseyi öldürmüyor, yeniden yaratıyordu.

Hastanede işimi çabuk bitirmeliydim ki akşam tatlı, küçük Kate'm için düzenlenen anma törenine geç kalmayayım. Onun için edilecek hiçbir duayı kaçırmak istemiyordum. Ayrıca Katelyn Waller'in kızı için hazırladığı yapmacık veda konuşmasını da kaçıramazdım.

Rose'un ölümünden sonra geçen bir haftanın ardından da her şey yine normale dönmüştü. Tam da tahmin ettiğim gibi. Bu kasaba hiçbir şeyin yasını tutmazdı. Ölenlerin ardından üzülmüş gibi yapıp birkaç gün vicdanlarını rahatlatır, sonra eskiye dönerlerdi.

Ravebelg günahların başkentiydi. Bu yüzden rahattım işte. Peşime düşmeyeceklerini biliyordum. Buna cesaret etseler de elleri boş kalırdı. Beni bulmaları imkânsızdı. Bana ulaşacak herkesin göreceği son yüz bana ait olurdu.

Güneşin kavurucu sıcağı altında yürürken etrafta kimse olmadığından şapkamı çıkarıp elimin tersiyle alnımda biriken teri sildim. Bir küfür mırıldanarak şapkamı yeniden takıp gözlerimin üzerine doğru iyice kapattım. Yazın bitmesine bir ay vardı. Ravebelg Kasabası yaz aylarında öyle sıcak oluyordu ki insanın bu havalarda kimseyi öldüresi gelmiyordu.

OYUNCAK MÜZESİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin