8.Bölüm: Ölüm Günün Kutlu Olsun

35.9K 1.5K 1.7K
                                    




Herkese merhaba,

Bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın katilin suç ortakları, benim aşk bahçelerimmm.

Keyifli okumalar!

*DİKKAT! Bu kitapta intihar, psikolojik ve fiziksel şiddet, cinsellik, madde kullanımı, küfür gibi olaylar bulunmaktadır. İçerik olumsuz örnek oluşturabilir, rahatsız edici ya da tetikleyici olabilir. Yaşı küçük olanlar ve hassas kişiler için uygun değildir. Yetişkin okurlar içindir.

BU BÖLÜM CİDDİ ANLAMDA RAHATSIZ EDİCİ SAHNELER VE İÇERİKLERDEN OLUŞUR. BÖLÜM OKUYUCUYU ETKİ ALTINDA BIRAKACAK OLAYLARDAN OLUŞMAKTADIR. EĞER RAHATSIZ OLACAK VE ETKİLENECEK OKURLARIM VARSA BU BÖLÜMÜ GEÇMENİZ ÖNEMLE RİCAMDIR. Sonraki bölümde ölen kişinin ismini öğrenerek fazla bir şey kaçırmadan hikayeyi okumaya devam edebilirsiniz. Uyarımı ciddiye alın lütfen 🙏🏻

*

ÖLÜM GÜNÜN KUTLU OLSUN

Büyük yaralar... Çok daha büyükleriyle kapanırmış ancak.

*

Ravebelg Kasabası

Lexa'nın evinin garajına girdikten sonra arabayı aldığım gibi yerine bıraktım. Bordo eldivenlerim sayesinde hiçbir şey yapmama gerek kalmadan sırt çantamla birlikte arabadan inip uzaktan kumandayla kilitleyerek yanından uzaklaştım.

Evden ayrılalı bir saatten fazla bir zaman olmuştu. Gece yarısını çoktan geçmişti. Tüm kasaba derin uykusundayken benim için hala devam eden muhteşem bir geceydi, bu gece.

Ölüm insana yaşadığını hissettiren en büyük dersti. Hayattayken sahip olduklarının kıymetini başkalarının ölüm haberini işittiğinde anlardın ancak.

Nate'in ölümünün bana hissettirdikleri çok daha fazlasıydı. Belki de çoktan bedeni gölün soğuğu altında kaskatı kesilmişti fakat ölümünün üstünden sadece birkaç dakika geçmiş gibi hala hızlı çarpıyordu kalbim.

İkizlerin ölüm günü için planladığım gün bugün değildi. Partide yaşananlar yüzünden tetiklendiğim için ikisini de bu gece öldürmeye karar vermiştim.

Evet doğru duydunuz. Rose da bu gece kardeşinin yanına gidecek.

Bahçenin demir kapısının aralığından Cieralar'ın evine baktım. Yokluğumda eve birilerinin girip çıktığını sanmıyordum. Öyle olsa ışıklar yanıyor olurdu ama ev zifiri karanlığa teslim olmuştu. Sanki bu gece, o partide ölen iki gencin ruhu malikaneye musallat olmuş gibi huzursuz ve kasvetli bir hava hakimdi.

Sırt çantamdan çıkardığım siyah şapkayı başıma taktıktan sonra yine yanıma aldığım siyah kapüşonlu ceketimi giyip Lexa'nın bahçesinden çıkarak yolun karşısına geçtim.

Ön kapıdan girmek aptallık olurdu. Her ne kadar bu gece kameralar kayıtta olmasa bile yine de kendimi tehlikeye atmak istemezdim. Ara sokaktan evin arka tarafına geçtikten sonra mutfağın bahçe kapısından eve girmek için sürgülü kapıyı yavaşça yana çektim.

Evin içini sokak lambaları bile aydınlatmak istemiyordu sanki. Ağır ağır mutfaktan salona yürürken içimi kaplayan uğursuz hislere yenilmemek için kendimle savaştım.

Gece yarısı mezarlığa girersin de ölülerin seni izlediğini düşünüp korkarsın ya... tam olarak öyle bir his etrafımı sarmıştı. Nate'in huzursuz ruhu, onu öldürdüğüm için odaların birinden çıkıp yakama yapışacaktı sanki.

OYUNCAK MÜZESİ (+18)Where stories live. Discover now