22.Bölüm: Tavşan Kaç

14.3K 525 663
                                    




Oy vermeyi ve bolca yorum yapmayı unutmayın suç ortaklarım :)❤️

Keyifli okumalar!

*DİKKAT! Bu kitapta intihar, psikolojik ve fiziksel şiddet, hayvan ölümü, cinsellik, madde kullanımı, küfür gibi olaylar bulunmaktadır. İçerik olumsuz örnek oluşturabilir, rahatsız edici ya da tetikleyici olabilir. Yaşı küçük olanlar ve hassas kişiler için uygun değildir. Yetişkin okurlar içindir.

*

TAVŞAN KAÇ

İnsan, ailesinden görmediği ne varsa yabancılarda ararmış. Sevgi... şefkat... saygı... Ve her neyin yokluğunu çektiyse karşısına çıkan insan, ailesinin eksik bıraktığı yerinden yaralarmış.

*

NOA DAYTON

Ravebelg Kasabası

Öğle saatleri çoktan geçmişti ama ben hala dün geceden beri uyumamıştım. Nasıl uyuyabilirdim ki? Alice'in telefonundan gelen ceset fotoğrafları her gözümü kapattığımda zihnimde canlanıyordu. Her seferinde Alice'in çığlıklarını duyuyorum, sanki ölü bedeni yerden elini uzatıp benden yardım istiyordu.

Dahası her nasıl olduysa Mia'nın odasında, nereden geldiğini bilmediğim, kocaman pelüş bir tavşan vardı. Yakasına asılmış zarfın içinde yazanları ezberlemişim gibi aklımda dönüp duruyordu.

"Küçük tavşan annesiyle geziye çıkmış. Tavşancık çok mutlu... Annesi öfkeli. Neden, neden, neden? Ah... Biliyorum nedenini benim güzel kızım, kırgın Noa'm. Ben senin yanındayım. Ben seninleyim. Tavşancık daha mutlu olacak. Ama önce sen...

Yakında görüşeceğiz benim kıymetlim.

Bay OM'den sevgiler. Çokça."

Ne demek istediğini tam anlayamasam da açıkça Mia üzerinden ikinci tehdidiydi bu. Alice'in fotoğraflarını bildirip ifade vermek için gittiğim polis karakolundan çıkarken telefonuma gelen Tumblr bildirimleri Oyuncak Katili'ne aitti. Attığı mesajlarda üçüncü kez Mia'ya zarar vermekle tehdit etmişti beni. Eğer onunla konuştuğumu birine söylersem Mia'nın başı derde girecekti.

Karakola gidip ifade verdiğim için Mia hakkında fazlasıyla endişeliydim. Ben gitmeden önce Alice'in çoktan bulunduğunu söylemişlerdi ama yine de bunun benim başıma kalmasından korkuyordum.

Veterineri sabah açmam gerekiyordu ama dün gece Linda'ya mesaj atıp bugün gelemeyeceğimi söylemiştim. Mia'yı okula gönderdikten sonra annem evden çıkmadan oyuncak tavşanın nereden çıktığını sorduğumda beni tersleyip gitmişti. Ben kardeşimi korumaya çalışıyordum ama annemin bana ufacık bir cevap vermeye bile tahammülü yoktu.

Ruh hastası bir katil benimle iletişime geçiyordu. Beni ve küçük kardeşimi tehdit ediyordu ama ben bunu anne ya da babamla paylaşamıyordum bile. Kate, Rose ya da Alice gibi bir gün ben de ölürsem ailemin bundan haberi bile olmayacaktı.

En çok zoruma giden şey, manyak bir katilin bile kırgın olduğumu anlayıp yanımda olduğunu söylerken ailemden bir gün bile buna benzer bir davranış görmemiş olmamdı. Bazen bir katil bile ailenizden görmediğiniz şefkati size verebiliyordu. Ne yazık.

Boğulma hissi her geçen saniye daha fazla tırnaklarını boğazıma geçirdiğinden telefonumu çıkarıp WhatsApp uygulamasına girdim. Joanne'yle sohbet kısmına girip baktığımda en son haftalar önce ona yazdığımı gördüm. Eskiden daha sık yazardım, artık buna vakit bulamıyordum. Ya da ondan bile kaçıyordum artık.

OYUNCAK MÜZESİ (+18)Where stories live. Discover now