28. bölüm

502 74 2
                                    

Medyada olan şarkıyı ilk duyduğum gibi Nazlı ve Berat geldi aklıma o zaman bu şarkı bizden BerNaz'a gelsin mi?

Berat'tan

Başıma saplanan ağrıyla gözlerimi araladım. Hâlâ uyuyor bir şekilde yatakta olduğumu görünce gözlerimi tekrar kapatıp, kapalı bir şekilde telefonumu aradım. Gözlerimi dahi açamıyordum.

Elime gelen telefon ile istemeyerek gözlerimi açtım. Saat on beşi altı geçiyordu.

Ağzımdan bir 'yuh' nidası çıktı. Dün gece her zaman olduğu gibi rüyamda Nazlıyı görmüştüm sonra uyku tutmamıştı. Sabaha doğru uyuya kalmışım.

Yataktan kalkıp lavaboya girdim. Gerekli işlerimi halletikten sonra salona geçtim. Hiç kimse etrafta gözükmüyordu.

Yanımda birinin hareketliliğini hissedince hemen bakışlarımı çevirdim.
Kerem bana sırıtarak bakıyordu.

"Demek kış uykunuzdan uyandınız Berat bey"

"Ne diyorsun oğlum? Sen bana ayı mı demek istiyorsun?"

Gözlerini irice açarak konuştu.

"Tövbe benim ağzımdan öyle bir şey çıktı mı?"

"Neyse onu bunu boşver Özün nerede? daha doğrusu neden kimse yok evde?" dedim.

"Ablam sabah erkenden çıktı. Diğerlerinde hazırlık yapıyorlar mutfakta babaannem gelecek."

"Vay demek Hatice sultan teşrif edecekler artık."

Kafasını aşağı yukarı sallayarak beni onayladı.

Kurt gibi açtım hemen mutfağa gitmeliydim. Mutfağa gitmeden önce dedemi salona girerken gördüm. Hemen yanına giderek elini öptüm.

"Dedem demek Haticen geliyor."

Dedem anneanneme çok düşkündü. Bunca zaman onsuz nasıl dayandı bilmiyorum.

"He ya gelecek ama siz gideceksiniz." dedi üzülerek

"Bir şey olmaz dedem yine geliriz." dedim gülümseyerek

Özünler İstanbul'a geri döneceklerdi bende Bursa'ya gitmek zorundaydım. Malum son senemdi. Üniversitemde bitiyordu çok şükür.

"Neyse dedem ben gidip kahvaltı yapayım." diyerek mutfağa doğru yürüdüm.

Azra anneme hemen koşup sarıldım.

"Canım anam benim çok açım" dedim ağzımı yayarak

"Berat oğlum bu kadar geç niye uyanıyorsun? Sana ceza git ekmek al." dedi sahte sinirle

Azra annem aslında yengem oluyordu ama Özünle süt kardeş olunca anne demiştim. Ama Özün benim anneme hâlâ hala diyordu. Anne demesi için ne kadar ısrar etsemde o benim halam diye tutturuyordu.

"İyi tamam hemen gidip alırım."

Koşar adım bahçeye çıkıp bisikletimi aldım. Allah'tan bu bisikletleri yaptırmıştım.

Tam bisikletime atlıyordum ki yanımdan geçen araba ile o tarafa baktım. Araba durduğunda içinden Asaf ve Enes çıkmıştı. Asaf'ın yüzü baya gergin duruyordu. Enes ise çok düz bakıyordu.

Yakınımda oldukları için hemen seslendim.

"Hey nereden böyle?"

Beni duymaları ile bana doğru geldiler.

"Karakoldan" dedi Enes

Ben şaşkınlıkla onlara bakarak

"Neden bir şey mi oldu?"

Sen duydun mu sustuklarımı? |Yarı texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin