36. bölüm

564 56 5
                                    

(Yazar'dan)

Asaf, karşısında sandalyeyi geri itirerek kalkan sevdiğine baktı.
Yüreği çırpınıyordu adeta. Ya lavantayı almadan buradan çıksa diye zihnindeki sesleri dinliyordu.

Özün'ün önündeki lavantaya elini attığını görünce, yüreğindeki çırpıntı sükunete gömüldü.

Ona hiç bakmadan giden sevdiğinden sonra tuttuğu nefesi verdi.

İçinden Allah'a şükürler ediyordu.

Özün ise o lavantayı alana kadar ecel terleri dökmüş gibiydi. Kafeden çıktıktan sonra, arabaya yaslanmış Berat'ın yanında durdu. Berat onun yanında duran çift ayakkabıyı görünce kafasını kaldırdı ve karşısında kıpkırmızı olmuş bir Özün ile karşılaştı.

Özün böyleydi çok heyecanlansa kırmızı olurdu.

"Özün iyi misin?"

İyiydi genç kız içinden sevinç çığlıkları kopsada, dışı tam tersi gösteriyordu onu...

"İyiyim"

Berat hâlâ tedirgin bir şekilde Özün'ü incelerken elindeki çiçeğe baktı.

"Olumlu musun?" dedi Berat Özüne bakarak.

Özün ise çabucak başıyla onaylayıp, arabaya bindi.

Berat şaşırmıştı neredeyse bir saat önce kabul etmeyeceğine inat etmiş kız yok olmuştu. Onun yerine süt dökmüş kedi gibi kabul ettiğini belli eden Özün gelmişti.

Kafede hâlâ oturan Asaf, yüzündeki mutluluk ile ayağa kalktı. O sırada çalan telefonunu hemen açtı.

"Oğlum görüştünüz mü?" heyecanlı bir şekilde soru soran annesiydi.

"Evet anne görüştük." dedi sesi mutluluğunu gizleyemiyordu.

"Eee oğlum çatlatma insanı. Ne dedi Özün?"

"Anne hazırlıklara başla istemeye gidiyoruz." dedi Asaf gülerek

"Çok şükür oğlum." dedi annesi ve telefonu kapattı.

Asaf kafeden çıktıktan sonra, siteye gitmek için sürmüştü arabasını.

Özün çoktan varmış kapıyı çalıp, açılmasını bekledi.

Hızla açılan kapı ile annesinin kızına sarılması bir olmuştu.

"Ne oluyor anne?" Özün annesinin bir anda sarılması ile şaşırmıştı.

"Kabul etmişsin."

Özün bu kadar çabuk haberinin olmasına şaşırmış, ağzı açık bir şekilde bakıyordu.

"Zehra aradı daha demin. Yarın gelecekler"

Annesinin arkasından çıkan Kerem ile bakışları ona dönmüştü.

"Abla hani reddetmeye gidecektin?" dedi

"Bilmem. Dedim ki Kerem beni evde istemiyor daha fazla bana katlanmasın ondan evlilik kararı aldım." dedi ve sinsice güldü.

"Yaa abla kaç kere dedim şaka yapmıştım o zaman"

"Ben anlamam Kerem bey" diyerek yanından geçti.

Odasına vardığında, derin nefes aldı. Olanlara inanmak çok zordu. Kaç yıl önce duyduğu telefon konuşmasındaki kız kendisi miydi? ama Zehra hanım neden kızı tanımıyormuş gibi konuşuyordu?

Yarın sözü vardı. Yüzükler takılacaktı. Özün heyecanla dolabını açıp, ne giymesi gerektiğini düşündü. Çok süslü şeyler giymesine gerek yoktu zaten tesettürüne dikkat etmeye çalıştığı için sade bol kesim gelen mor elbisesini çıkardı. Elbiseye alıcı gözüyle baktı. Güzel olmama ihtimali yoktu çünkü mor renkti.

Sen duydun mu sustuklarımı? |Yarı texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin